İzmir'e özel THY hizmeti
Yazar: Erdal Ä°zgi
Ortaya bir suçlama, iddia gelirse
"Vay... vay..." diye onaylama yerine görmek, mümkünse yaşamak gerekli.
Türk Hava Yolları yani THY için söylenirdi:
"İzmir'i sanki cezalandırıyor,
İzmir yolcusuna işkence çektiriyor.”
Gördük, yaşadık, ne yazık ki "doğru" dedik.
***
15 Nisan 2008.
İzmir-Ankara seferi, uçuş saati 06.30.
Bunun için 04.00'te kalkılacak, gece yarısı yollara çıkılacak.
Daha önce sefer saati 07.30 imiş.
Bir karar, bir değişiklikle bir saat geriye çekilmiş.
Yolculardan tanınmış bir doktorun yorumu:
"Neden, niçin diye Allah'ın bir kulu sormadı. Çekeceğiz."
Uçak 25 dakika gecikme ile kalktı.
***
Aynı gün dönüş.
Ä°zmir'e sefer saati 17.55...
Tek boş koltuk yok, hatta yedekler sırada..
Uçağa davet, yolcular ayakta, görevli yok.
Ardından anons; uçuş yarım saat rötarlı.
30 dakika sonra bir baÅŸka anons:
"İzmir yolcularının giriş kapısı değişti."
Değişiklik mesafesi nereden baksanız 400 metre..
Hastası, yaşlısı, hamilesi, çocuklusu var.
Havaalanında homurtulu bir iç göç.
***
Ve bir baÅŸka anons;
"... sefer sayılı İzmir uçağı teknik arıza nedeniyle gecikmeli..."
Yeni gelinen kapıda 20 dakika daha bekleme. Herkes ayakta.
Bu kez rahatlatan anons:
"Yolcuların uçağa geçmeleri..."
Biletler kesilir, yolcular THY'nin yeni anlaşmalı rengi, servisi, iç yerleşimi farklı 'Anadolu Jet' uçağına yerleşir.
***
Kapıda hostes uyarır:
"Motorlar çalışmadığı için havalandırma yok. Kapıları açtık."
Oturarak bekleyiÅŸ, bu kez anons kaptan pilottan:
"Teknik arıza nedeniyle kalkamıyoruz. Giderilmeye çalışılıyor."
Ne zaman, kim tarafından giderileceği belli değil.
Uçak altında tamir ekibi yok.
30 dakika daha bekleyiş. Herkes ter içinde.
Sabrın tükendiği noktada ıslıklar, alkışlar...
Uçağın modeli gereği taze ve soğuk hava hala yok!
Muhatap tabii ki yok...
***
Toplam 1.5 saat bekleyiş ve kalkış.
İzmir Havaalanına gelindiğinde yine ilgilisi yok. Bir görevli:
"Şikâyet formlarını doldurun."
Nerede? Uçakta, dergilerin içinde...
Yanıt gelir mi gelmez mi?
Haklısınız; gelse de ne yazar!
Yolcuların çoğunluğu aynı görüşte:
"İzmir seferleri hep böyle, hep böyle...'
Yaşadık, çektik.
Galiba hep çekeceğiz...