Aysun Kayacı haklı mı, haksız mı? 2008-04-14 00:00:00
Aysun Kayacı haklı mı, haksız mı?
Yazar: Münir Koçarslan
Bundan bir yıl kadar önce, "Mankenlikten oyunculuğa adım adan Aysun Kayacı, şimdi de yorumcu oldu" haberlerini okuyunca şaşırmıştım.
"Demek ki" demiştim, "zekasını konuşturacak."
Aysun Kayacı'nın, roman yazarı Pınar Kür, usta sinemacı Müjde Ar, haberci Çiğdem Anad'la katıldığı, NTV'deki "Haydi Gel Benimle Ol" programı vakit bulduğum zamanlar izlerim.
Ama en ses getirenini kaçırmışım.
Aysun Kayacı, iddiya göre demiş ki:
- "Dağdaki çobanla benim oyum bir mi? AKP'yi ayak takımı iktidara getirdi."
Sonrasında, malum ortalık karıştı, Aysun Kayacı gündeme oturdu. Tepkiler tehditler aldı. Ve Kanal Türk'teki Hulki Cevizoğlu'nun Ceviz Kabuğu programa telefonla bağlandı. Ağlayarak şunları söyledi:
"Lütfen beni bu ülkenin düşmanı gibi göstermesinler... Artık hiçbir şey söylemeye cesaretim yok.. Bana 'teneke kafalı, edepsiz, mahluk' dediler.. Ne cevap vereceğimi bilemiyorum.. Konuştukça her şey çok daha kötüye gidiyor... Lütfen; profesörler, hocalar, birileri bana yardım etsin... Çünkü korkuyorum.. Ben söylemek istediklerimi söylemeyi beceremiyorum."
***
"Dağdaki çoban" meselesi bir tarafa.... Zaten katılmam da mümkün değil.
Ama bu satırların yazarı, bendeniz diyorum ki, bizim sisteminize göre, seçmen ve temsil dengesi bozuk.
Şimdi 22 Temmuz seçimlerinden öncesine dönüyorum. Bu köşede özetle şu satırları yazmışım:
Bir dostum sordu...
"Senin oyunla benim oyum eÅŸit midir?"
- Evet
"Ãœniversite mezununun oyuyla, ilkokul mezunun oyu eÅŸit midir?"
- Evet, eÅŸittir.
"Kadınla erkeğin oyu eşit mi?"
- Evet, eÅŸit dedim ya...
"Peki Ä°zmirli ile Tuncelilinin?"
- Hayır...
"Yahu" dedi sana da kül yutturmak mümkün değil..
Çünkü yıllardır, her sandığa gidildiğinde ancak üç İzmirli, bir Tuncelili'ye eşit geliyor.
Bizim seçim kanunumuz böyle diyor.
Yanılmıyorsam, İzmir'de her 140 bin kişiye, Tunceli'de ise sadece 46 bin kişiye bir milletvekili düşüyor.
***
Hesaplamasını uzun uzun anlatıp fazla zamanızı almak istemem. Ama sistem bu...
Seçmen-temsil dengesi bozuk.
Küçük ve orta ölçekli nüfusa sahip iller, Meclis'te fazla oranda milletvekiliyle temsil ediliyor.
Büyükşehirlere ise az sayıda milletvekili düşüyor.
Yaşanan "temsilde adaletsizlik tartışmasını" bitirecek tek yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.
Geçen seçimde olmadı, hiç değilse bundan sonrası için yeni düzenleme yapılabilir.
Peki, yapılır mı?
---
Başsağlığı
Perşembe günü acı bir haberle yıkıldım. Asayiş Şubesi Müdür Yardımcısı, dostum Yener Ülgütol'un biricik oğlu Sencer'i, hayatının henüz 14 yaşında, ani bir rahatsızlık sonucu kaybettik. Sencer'e tanrıdan rahmet, Ülgütol ailesine, yakınlarına, polis camiasına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
"Demek ki" demiştim, "zekasını konuşturacak."
Aysun Kayacı'nın, roman yazarı Pınar Kür, usta sinemacı Müjde Ar, haberci Çiğdem Anad'la katıldığı, NTV'deki "Haydi Gel Benimle Ol" programı vakit bulduğum zamanlar izlerim.
Ama en ses getirenini kaçırmışım.
Aysun Kayacı, iddiya göre demiş ki:
- "Dağdaki çobanla benim oyum bir mi? AKP'yi ayak takımı iktidara getirdi."
Sonrasında, malum ortalık karıştı, Aysun Kayacı gündeme oturdu. Tepkiler tehditler aldı. Ve Kanal Türk'teki Hulki Cevizoğlu'nun Ceviz Kabuğu programa telefonla bağlandı. Ağlayarak şunları söyledi:
"Lütfen beni bu ülkenin düşmanı gibi göstermesinler... Artık hiçbir şey söylemeye cesaretim yok.. Bana 'teneke kafalı, edepsiz, mahluk' dediler.. Ne cevap vereceğimi bilemiyorum.. Konuştukça her şey çok daha kötüye gidiyor... Lütfen; profesörler, hocalar, birileri bana yardım etsin... Çünkü korkuyorum.. Ben söylemek istediklerimi söylemeyi beceremiyorum."
***
"Dağdaki çoban" meselesi bir tarafa.... Zaten katılmam da mümkün değil.
Ama bu satırların yazarı, bendeniz diyorum ki, bizim sisteminize göre, seçmen ve temsil dengesi bozuk.
Şimdi 22 Temmuz seçimlerinden öncesine dönüyorum. Bu köşede özetle şu satırları yazmışım:
Bir dostum sordu...
"Senin oyunla benim oyum eÅŸit midir?"
- Evet
"Ãœniversite mezununun oyuyla, ilkokul mezunun oyu eÅŸit midir?"
- Evet, eÅŸittir.
"Kadınla erkeğin oyu eşit mi?"
- Evet, eÅŸit dedim ya...
"Peki Ä°zmirli ile Tuncelilinin?"
- Hayır...
"Yahu" dedi sana da kül yutturmak mümkün değil..
Çünkü yıllardır, her sandığa gidildiğinde ancak üç İzmirli, bir Tuncelili'ye eşit geliyor.
Bizim seçim kanunumuz böyle diyor.
Yanılmıyorsam, İzmir'de her 140 bin kişiye, Tunceli'de ise sadece 46 bin kişiye bir milletvekili düşüyor.
***
Hesaplamasını uzun uzun anlatıp fazla zamanızı almak istemem. Ama sistem bu...
Seçmen-temsil dengesi bozuk.
Küçük ve orta ölçekli nüfusa sahip iller, Meclis'te fazla oranda milletvekiliyle temsil ediliyor.
Büyükşehirlere ise az sayıda milletvekili düşüyor.
Yaşanan "temsilde adaletsizlik tartışmasını" bitirecek tek yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.
Geçen seçimde olmadı, hiç değilse bundan sonrası için yeni düzenleme yapılabilir.
Peki, yapılır mı?
---
Başsağlığı
Perşembe günü acı bir haberle yıkıldım. Asayiş Şubesi Müdür Yardımcısı, dostum Yener Ülgütol'un biricik oğlu Sencer'i, hayatının henüz 14 yaşında, ani bir rahatsızlık sonucu kaybettik. Sencer'e tanrıdan rahmet, Ülgütol ailesine, yakınlarına, polis camiasına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
