Nasıl anlatsak?
Yazar: Orhan Beşikçi
EXPO'nun İzmir'e getirisi elbette ki iyi yönde olacaktı. Elin oğluna İzmir'i beğendirmek için neler yapmadık, masalarında dansöz bile oynattık, ama olmadı. Bu tür işlerin diplomasiye dayalı bir zanaat olduğunu, ticaret erbabının diplomasiyi diplomatlara bırakmaları gerekiyor. EXPO yu kazanamamak her şeyin sonu değil, bıraktığımız yerden doğruları anlatmaya devam edelim.
Kültürpark'a 8 bin 500 ton mermer, bir o kadar da ağır araçların girmesi, otopark olarak kullanılması, İZFAŞ'ın önüne, palmiyelerin altına, göstermelik birkaç süs bitkisi dikilmesi beni mutlu etmiyor...
Fuarlar İzmir ticaretini canlandırıyor, oteller doluyor, esnaf iş yapıyor, eyvallah. Son mermer fuarına yapılan 300 başvuru yer yokluğundan geri çevrilmiş.
Fuar alanının yetersizliği konusunda 2005 yılında bir yazı yazmıştım. O yıl da mermerciler fuar alanın yetersizliğinden yakınmışlardı. Taşınacak denilen Fuar, aradan üç dönem geçmesine rağmen yeni yerine bir türlü taşınamadı, seneye sınırları biraz daha büyütüp 15 bin ton mermeri fuara soktuk diye sevineceğiz.
Kentin biricik yeşil dokusu Kültürpark'a 8 bin 500 ton mermer, bir o kadar da ağır tonajlı aracın girmesi doğru değil. Dünyanın neresinde hangi şehrin parkına bir anda bu kadar ağır yük yüklenir? Bırakın parkı, şehir içine bu kadar ağır tonajlı aracın girmesine izin verilir mi?
Birkaç dönem önce İZFAŞ binasının önündeki kafesin içersinde bir ceylan yaşardı. Gelip geçerken ilgililere "Kaldırın bu kafesi buradan, ayırmayın ceylanı arkadaşlarından" diye laf atıp uyarıda bulunurdum... Ceylanın yalnızlığı ve mahzunluğu beni o kadar etkiledi ki, dilekçe bile verdiğimi anımsıyorum. Bir sıcak günde baktım ceylanın suyu ve otu yok, gidip görevlileri uyardım, sonra kafesi kaldırdılar. Meğer genel müdür ceylanı çok severmiş. Şimdiki genel müdür belli ki fuarcılığı seviyor. Fuarcılık konusunda başarılı olabilir, ancak Kültürpark'ı sevdiğinden kuşkuluyum...
Yangın alanının yeşile çevrilmesi için o günün zor şartlarında Kemalpaşa'dan Kültürpark'a toprak taşınmıştı. Kentin içinde bulunan tek yeşil dokuyu çiçek bahçesi yapmak yerine esir kampı gibi tel örgülerle kapatmak, kentin yaşlısına, engellisine, sırat köprüsü gibi dandik köprü kurup, insanları buradan geçmeye zorlamak doğru mu?
Otopark olarak kullandığımız Kültürpark'ta kendiliğinden yetişen, yer sarmaşıkları olmasa ortada, yeşil diye bir şey kalmayacak.
Rahmetli Behçet Uz ve arkadaşları iyi ki bu parkı yapmışlar, onların mirasını hoyratça tüketiyoruz.
Bir zamanlar Kültürpark'a motosikletin dahi sokulmadığını ilgililere nasıl anlatsak... İZFAŞ'lı dostlar, asıl yerinden kaldırılıp hayvanat bahçesine atılmış at heykellerinin öyküsünü biliyorlar mı? Konuyla ilgili genel müdürlüğe verdiğim ve yanıt alamadığım dilekçelerimden haberleri var mı?