Su yangını
Yazar: Erdal İzgi
Dr. Ahmet Alpaslan.
İzmir'de suyun, çiçeği burnunda patronu.
Hakkını vererek söylersek, alanında bir değer.
Bilgiyle yoğrulmuş, kamu hizmetinde yetişmiş, sorun çözümünde becerileri yüksek akademik unvanlı bir bürokrat.
Çeyrek asırlık çalışma yaşamında suyun damlası, kader arkadaşı olmuş.
İzmirli'nin suyunu, suyun dükkânı İZSU Genel Müdürlüğü'nü yönetiyor, projeler geliştiriyor.
Bir kazanç; herhangi bir Azizliğe uğramazsa...
***
Alpaslan diyor ki;
"İzmir'de idareli ve bilinçli su kullanımı yok."
"Tüketimde çocuklar değil, büyükler eğitilmeli."
"Su kavgaları başladı, her geçen yıl büyüyecek."
"Yeraltı suları çekildi, kent kuyuları ömrünü doldurdu."
"Turizm döneminde sahil kesimi susuzluk çekecek."
Ve ekliyor:
"Sorun yok şeklindeki resmi raporlar gerçek değil."
Yani, konumundan veya nezaketinden söyleyemiyor:
"Suya dayalı politikalar yapılıyor, engellemeler yaşanıyor."
***
Barajlar ve su tutulması üzerine tezleriyle tanınan İZSU Genel Müdürünün, acil planı:
"Manisa Gördes'ten suyu getirmek en erken 2015. Bunun için Güzelbahçe Çamlı Barajı'nın hemen yapılması gerek. Projesi tamam, parası hazır"
"Bostanlı ve Değirmendere barajları bunu takip etmeli"
Ama...
Acil öngörülen barajlara izin yok.
Devlet Su İşleri'ne göre İzmir'in suyu var, yapılacak yatırım hovardalık.
Bu nedenle projeler tozlu raflara.
İzmir'e baraj istemez!
Sanki nüfus böyle duracak,
Sanki küresel ısınmayla tüketim artmayacak,
Sanki yaşam devam etmeyecek...
***
İzmir'de akmayacak çeşmenin muhatabı istiyor, Ankara'daki "vazgeç" çekiyor.
Peki, şehrin meslek odaları, üniversiteler, kuşun her kanat çırpışında görüş bildiren kanaat önderleri nerede?
Vekillerimiz, TBMM'de "barajlar neden yapılmıyor?" önergesi vermiyor...
Çıt yok...
Veya davullar çalıyorlar da benim haberim yok.
Su; yaşamdır, varoluşdur, uygarlıktır.
Suyu korumak, kollamak, sağlamak ise kent anayasasının ilk maddesidir.
Ahmet Bey, inatla dağlara, taşlara haykırıyor:
"Bu işin şakası yok. Yarın hesabı verilemez."