Allah bağımsızlığınızı versin!
Yazar: Agah Agamemnon
Türkiye'nin başına çuval geçirilmişti.
Herhalde bu kez "sahra çadırı" geçirdiler!
Bakın, ABD Savunma Bakanı Gates Hindistan'dayken konuştu; Ankara'yı gerdi.
(Türkiye Kuzey Irak'ta hedeflere ulaştıktan sonra, operasyonu hemen bitirmeli) demişti.
Aynı şeyi Ankara'ya gelişinde de söyledi.
Gazetecileri kavga ettiren bir tempoda başkentte kabul edilmediği makam kalmadı.
Hatırlarsanız, Sayın Başbakan ABD'de dünyaya gelen torununu görmeye gittiğinde randevu üstüne randevu talep edilen Bush; bütün bu talepleri elinin tersiyle itmişti.
Buna benzer bir "reddediş"i geçen haftalarda Rusya'ya giden Dış İşleri Bakanı Babacan da Putin karşısında yaşamıştı.
Programı dışında onca zaman yanıt beklemesine rağmen Bakan Babacan Putin tarafından kabul edilmeyince, tıpış tıpış geri dönmüştü.
Bis bu Gates denilen adamcağızı kabul ettik...
Bizim adımıza "Bir ay mı desem bir yıl mı" açıklamaları yapılırken...
Bülent Ersoy'un juri üyesi olduğu programda, Ebru Gündeş isimli kişiyle çocukları askere gönderme tartışması sürerken...
Beylik açıklamalarla kamuoyuna, "İnisiyatif bizde, biz bağımsızız" mesajları verilirken...
Bir baktık ki, aynı günün gece yarısı, Zap'ı zapt etmeden Kuzey Irak'tan askerlerimiz dönmeye başlamış...
"Allah Allah" dedik...
"Hani bağımsızdık yahu" diye aile arasında konuştuk...
Arkadaşınızla, "çetleştiniz..."
Oturum açtınız, kucağa oturdunuz.
Konuştuklarınızı ve yazıştıklarınızı ABD adına arşivleyen elektronik posta hesaplarından, "Bu çekilme olmaz, yaşasın bağımsız Türkiye" dediniz...
"All right" diyen o sesi duymadınız...
Türk Telekom aracılığıyla; kim bilir Lübnan kisveli İsrail ve İngiliz sicimiyle boğulan haberleşme aracınızla iki laf etmek istediniz, Alexander Graham'ın "Bell"ini kırdınız...
"Bağımsızlık" sizin karakteriniz olarak kaldı...
Artık siz, "karaktersizlikte bağımsız" bir toplumun fertleri haline geliyordunuz çünkü.
Yaşamda uygulama alanı olarak sahip çıkamamıştınız bağımsızlığa...
Özgürlük kavramının içini de hazır "türban"la boşaltmışken birileri; bağımsızlık size çok yabancı kaldı.
***
Hatırla Sevgili dizisinde adını işittiniz belki Mahir'i, Deniz'i, Ulaş'ı, Hüseyin'i...
Onlar "Tam bağımsız Türkiye" diyorlardı her attıkları adımda.
"Gomonist bunlar" deyip darağaçlarında, pusularda yok ederken onların canlarını...
"Ülkenin düzenini silah yoluyla değiştirmek" suretiyle örgüt suçu işledikleri gerekçesiyle ölümü layık görürken onlara...
Hiç bugünleri düşünmediniz tabii...
6'ıncı Filo'ya yönelik kalkışmanın, aslında özellikle bugünler için nasıl büyük bir anlam taşıdığını kavrayamamıştınız.
Bugün....
Devletin düzenini "tatlı tatlı" değiştirenleri görmezden geldiğinizde vakit çok geçti.
Kökünü kuruttuğunuz, isyanıyla bu ülkenin umudu olan o gençleri; dibinde ot bitmez darağaçlarından meyve gibi toplayamazdınız.
"Amerika ektiniz, teslimiyet biçtiniz..."
Bir gazetenin tabiriyle "falcı" gibi konuşurken...
Ulusa seslenişi bile değiştirmeye zaman bulamazken...
"En son Başbakan duyarken" olanları...
Ben bu ortamda, komuta kademesine Bülent Ersoy'u bile yakıştırırım.
Buradaki "bile" asla aşağılama cümlesi değil...
Emin olun...
Tam tersine "onur nişanesi..."
O, hiç olmazsa söylediklerinin arkasında duruyor.
Dediğinin bir gün sonrasında, dediğini unutmuyor...
Şimdi Talabani de gelir...
Belki Barzani Mersin'de vergi rekortmeni olur.
Kim bilir?
Kimseye güvenim kalmadı.
Pek iyi bir hafta olmayacak.
Allah bağımsızlığınızı versin!