Kör kurşun!
Yazar: Münir Koçarslan
İzmir'de geçen pazar günü, Türkiye'nin gündemine oturan talihsiz bir olay yaşandı. Polisin "dur" ihtarına uymayıp kullandığı ciple kaçan 20 yaşındaki Baran Tursun, yaşamını yitirdi.
Resmi kayıtlarına göre, gece saat 03.30'du. Delikanlı alkollüydü... Daha önce iki kez içkili araç kullandığı için ehliyeti alınmıştı. Bayraklı'nın Manas Bulvarı'nda zik zak çizerek ilerlediği cip babasınındı, bir kez daha yakalanmak istemiyordu.
***
Arka koltukta iki arkadaşı oturuyordu. Önce bir polis aracı peşlerine düştü, sonra biri daha, biri daha... Baran kaçıyordu. Genç, karşısına çıkan barikatları da aşıyor, yaklaşık 7 dakika süren kovalama boyunca polisin, bağır bağır bağıran sirenlerini, "dur" ihtarlarını dinlemiyordu.
Sonunda iki ekip otosunun da arasından geçti.
Polis, durmak için "silah kullanma yetkisine" başvurdu.
Dördü havaya, ikisi aracın tekerleklerini hedef alan toplam altı kurşun atıldı.
Mermilerden biri sekti. Kör kurşun Baran'ın başına isabet etti.
Cip yol ortasındaki ağacı, ardından elektrik direğini devirerek durdu.
Hastaneye ağır yaralı olarak kaldırılan gencin, durumu raporlara "trafik kazası geçirdi" diye yazıldı.
Sonra Baran'ın başındaki mermi çekirdeği fark edildi.
Ve 5 gün sonra Baran, hayatının baharında mezara, polis de cezaevine girdi.
Buraya kadar anlattıklarım Emniyet Müdürlüğü'nün ve savcılığın kayıtlarında geçenler..
***
Evet...
Keşke bu olay olmasaydı.
Ama maalesef oldu.
Ve günlerce tartışıldı, "Kim haklı, kim haksız?" diye...
Tüm bunlar, hem acılı ailenin, hem de canını dişine takıp bu şehire huzur getiren emniyet teşkilatının canını sıktı.
Şimdi, bir çok sorunun cevabı adli soruşturma sonucu net şekilde ortaya çıkacak.
Eğer, "Başka Baranlar ölmesin" diyorsak, hepimiz zorunluluklarımızı ve sorumluluklarımızı çok iyi bilmeliyiz.