İnanılır gibi değil!
Yazar: Sabriye Mercan Bolulu
Gerçekten inanılır gibi değil! Gazetede okuduğumda şaşırdım kaldım. O anne babanın yerinde olmayı kimse istemez. Gerçi onların da davadan vazgeçtiklerini duyduğumda inanamamıştım ya!
Dilaradan söz ediyorum. Hani geçen Şubat ayında İstanbulda İSKİnin Bahçelievler Tavukçudere şantiyesinde üzeri kartonla örtülen rögara düşüp, kanalizasyonun çıkış noktasında babasının cesedini kucağına aldığı 5 yaşındaki Dilaradan
Dilara Dumrul.
Bu tür ölümlere alıştık, alıştırıldık neredeyse. Şaşırdığım , Dilaranın ölümüne neden olan firmanın İstanbulda yeni bir ihale alması
Bu talihsiz olaydan sonra iki yıl ihale yasağı getirilen şirketin ortakları KBT adında yeni bir şirket kurmuşlar. Bununla kalmayıp Dilaranın yaşamını yitirdiği Tavukçudere projesini referans gösterip İSKİden 13.6 milyon YTLlik yeni bir ihale kazanmış.
Diyecek söz bulamıyorum! Sizce inanılır bir yanı var mı bu durumun?
***
Geçen gün otobüste gözlerimle tanık oldum. Otobüsün en arkasındaki boşlukta duran 13-15 yaşlarındaki birkaç kız çocuğu, pencereye yazı yazıyorlar. Şoför durakta durdu, uzun otobüsün arkasında kızlara şiddetle bağırdı: Ne yapıyorsunuz, siz? Oraya yazı yazılır mı?
Kızlar utandılar, şoförün yüzüne bile bakamadılar. Ama şoför kim bilir neye, hiddetlenmişti bir kere: Çabuk inin aşağıya!
Çaresiz kalakaldılar, inmekle inmemek arasında tedirgin
Neyse ki sağduyu sahibi birkaç yolcu girdi araya; belli ki onların da kızları var: Olur mu öyle şey, siz hiç genç olmadınız mı şoför bey? Kız çocuğu bunlar, ortada bırakılır mı hiç? Paraları, biletleri var mı yok mu, biliyor musunuz? Yaptılar bir hata, olur böyle şeyler.
Buna da inanamadım!
Ne oldu bizim hoşgörümüze, bu ne hiddet, bu ne celal? Bu yapıdaki şoförler nasıl toplu taşıt araçlarının direksiyonuna oturtulur? Tamam, çocuklarımızın bakıcıları değil bu kişiler ama sorumlulukları olduğunu da kimse inkar edemez sanırım!
Tıpkı karnı burnunda hamile kadınların ya da yaşlı insanların bir yere oturmasını beklemeden zınk diye duraktan kalkıp giden şoförler gibi
Gözlerimle görmesem inanmam!
Ama neler olduğunu görünce memleketimizde, inanıyoruz işte! İşin kötüsü alışıyoruz da!
Alışmayalım lütfen! Dilara geri gelmez elbette ama başka Dilaraları yitirmeyelim!
***
Bu arada bir küçük kızın yaşamının olumlu yönde değişeceğini duyunca da sevindim. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ailesi, küçük bir kıza koruyucu ailelik yapma önerisine sıcak bakmışlar ve gerekli çalışmalar başlamış.
Koruyucu aile sistemine çok inanıyorum ve bence Gül ailesi örnek bir davranış sergiliyorlar. Umarım gerçekten örnek alınır ve kimsesiz çocuklarımız sıcak yuvalara kavuşur.
Gül Ailesi'nin bir kız çocuğunu seçmesi, dilerim yeni tartışmalara yol açmaz. Köşk'te türban sorununu henüz kimse içine sindirememişken, Hayrünnisa Hanım'dan sonra bu kez koruyucu aileliğini yapacakları küçük kızın türbanını konuşmayız umarım!