Siyasi nezaket
Yazar: Erdal İzgi
Geriye sayım başladı.
Bir yanda hevesli aday adayları parti şemsiyesi altına girmek için kulislere başlarken,
Diğer yanda mazbata sahipleri mevcudiyeti koruma çabası içine girdi.
Bir de bazı partilerin kongre hazırlıkları, delege seçimleri yaklaşınca siyasetin kazanı erken fokurdadı.
Hep birlikte göreceğiz;
Var olma, güç gösterme, rakibi devirme senaryoları havada uçuşacak.
Doğru, yanlış.
Kim ne demiş?
Kim kime ne söylemiş?
Kim nerede neyi görüşmüş?
Kim kimle anlaşmış, el sıkışmış dedikodularına yetişebilene aşk olsun.
Kabul etsek de etmesek de Türk siyasetinin değişmeyen oyun kuralıdır.
Sadece bir noktaya dikkat etmeli.
Siyasi nezakete...
***
Çoğumuz biliriz.
Latince "poli" çok, "tıka" çehre, yüz anlamındadır.
Maalesef siyasetin güzelliğini görme güdüsünü yok ettiğimiz halkımız, bunu "çok yönlülük" değerlendirmesinden öte "çok yüzlülük" olarak kabul eder, geçmişte veya yeni yaşadığı, tanık olduğu olaylardan ötürü siyasetin çirkinliğine, çamurlu ortamına, vefasızlığına dayandırır.
Bu anlayışı değiştirmek Türk siyasetinin hedefi, siyasetçinin ana görevi olmalıdır.
Ama gelinen durumda, seçmenin inancını, güvenini tüketen, sempatisini her geçen gün
Yitiren siyaset "nezaketsizliğe" doğru hızla yol alıyor.
***
Öylesine ki birbirine sesleniş şekilleri bile belden aşağısını hedefliyor.
En üst noktadaki yönetici, kalabalık önünde parti yöneticisinin yüzüne savaşta söylenmeyecek yakıştırmaları haykırmaktan çekinmiyor.
Bu sosyal ağlatı olay gazete sütunlarına, TV ana haberlerine taşınıyor.
Hemfikir miyiz?
Birilerinin bu kötü gidişe dur denmesi için öncülüğü gerekli.
En başta parti başkanlarının, genel merkez yöneticilerinin.
"Gizli" damgalı iç yazışmayla mı olur, yoksa "kesin ihraç nedenidir" diye mi korkutulur veya protokol mü imzalanır, bunun takdir ve takvimi seçmene saygı duyan parti liderlerine kalmıştır.
***
Nezaketin (incelik-görgü) yitirildiği yerde her şey serbesttir.
Tekme, tokadı geçin "aile-sülale" kavramı ayaklar altına alınır.
Bu nedenle;
Parti yönetimleri emretmese dahi siyasete soyunanlar kendi davranışlarını kontrol altına almalı, sinirine zincir vurup, dilini çirkinlere kilitlemelidir.
Belden aşağı söylem artar, nezaketin zarafeti giderse siyasetin bir kesme şeker kadar olan tadı da kalmayacaktır.
Belki de kesilmeyen hızıyla nezaketsizlik, bırakın kişi onur ve gururunu yatak odalarına kadar taşınacaktır.
Ana, baba, eş, çocuk herkesi sürükleyecektir.
Aslında isteyene kolaydır nazik olmak, nezaketli davranmak.
Olmazsa ne olur?
<Siyasetin adı rezaletle değişir.