Fayton...
Yazar: Engin Yavuz
Turgutlu Ovası'nda Çakal Azmağı'nda dedemlerin bağında yaşadım en mutlu çocukluk günlerimi..
Yaz tatillerimin vazgeçilmez mekanıydı o bağ, asmalar, şeftali, incir, erik ağaçları.. Bağın yanıbaşındaki bostan...
Akrabalar, yakın komşular, çocukları hep bir aradaydık.
Yıllar durmadı yerinde, yaşlılar birer birer göçüp gittiler..
Bizler, geride kalanlar, orada yaşanan mutlu çocukluklara duyduğumuz özlemle daha uzun yıllar her yaz, bir kez bile olsa, ovadaki birbirine komşu bağlarımızı ziyaret etmeyi, çocukluğumuzu (Mümkünmüş gibi) yeniden yaşamayı denemeyi sürdürdük..
Ağustos ayının ilk hafta sonunda, yaşamın bizleri savurduğu memleket köşelerinden kasabaya gelir, sonra ovanın yolunu tutardık.
Yıllar önce at arabalarıyla yapılan bu bağ yolculuğunu, otomobillerle yapmak kolaydı, ama keyfi olmazdı..
O yüzden Koza Çarşısı'ndaki fayton pazarından üç-beş payton kiralamak olurdu ilk işimiz..
Bağlar arasında inişli çıkışlı, daracık, tozlu ova yollarında güle oynaya yaptığımız bu kısa yolculuklar, çocukluğa dönüşümüzün en önemli ayrıntısı olurdu.
En yaşlımız, faytoncunun yanında onurlandırılır, kimileri arkada körüğün gölgesine yerleşir, çocuklar merdivenlere asılıp ayakta durur, öylece eğlenerek ulaşırdık bağlarımıza..
Sonra biraz daha büyüdük, ovayı değil kasabayı yılda üç-dört yılda bir ziyaret etmenin bile zor geldiği bir yaşam döngüsüne kapıldık hepimiz..
Uzun bir zaman sonra kasabaya yolum düştü. Kendime ayırabileceğim birkaç saatim vardı, sokak sokak dolaşıp çocukluk günlerimi aradım ama boşuna..
Parke taşlı sokaklar, büyük avlulu kerpiç evler gibi Koza Çarşısı'ndaki faytonlar da çoktan çekip gitmişti.
Atların bekleşirken birbiriyle oynaştığı kaldırım boyunca taksiler diziliydi..
Üzülsem ne olacaktı..
Önceki gün Cumhuriyet Meydanı'nda o pırıl pırıl faytonu gördüğüm zaman anımsadım bütün bunları..
İzmir'in kayıkları gibi, Saat Kulesi gibi, körfez vapurları gibi bu kentin tarihinin derinliklerinden gelen simgelerinden biriydi faytonlar..
İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, öncü olmuş, fayton yaptırmışlar..
Çocukluk günlerimin faytonları gibi ama daha ağırbaşlı.. Koltuğu parlak deriden, metal aksamları pirinçten, içinde mum yakılan lambaları yerli yerinde, tıpkı yıllar önceki gibi.. Ama bıçkın faytoncunun yerinde efendiden bir sürücü..
Piriştina'nın kayıkları gibi Demirtaş'ın faytonları da bu kentin tarihini geleceğe taşıyacak en önemli eserler olarak yaşayacak.
İzmirli işadamları da, kentin bu değerine sahip çıkarsa faytonlar 40'a tamamlanacak.
FaytonculuÄŸu yaÅŸatmaksa...
Tıpkı yıllar önceki gibi zaman zaman bir Kordon turu yaparak, bizim görevimiz olacak..
Bu projeye emek veren herkesi kutluyorum...