Irlamaz Köprüsü
Yazar: Engin Yavuz
Kemalpaşa-Parsa yolundan Turgutlu'ya giderken, ilçeye birkaç kilometre kala, yaşlı çam ve zeytin ağaçlarının arasından, geniş yatağı ile ansızın karşınıza çıkar Irlamaz Çayı.
Yağmurların aralıksız yağdığı kış mevsimlerinden biriyse eğer, uğultuyla akan bulanık ve çamurlu sularıyla Hamzababa Dağı eteklerinden önüne ne kattıysa sürükleyen Irlamaz Çayı, vahşi görüntüsüyle ürkütür insanı.
Yaz mevsimlerinde ise varla yok arasıdır...
Kaynağı karla kaplı dağlardadır ama Haziran ayından Eylül'e kadar çiftçiye bir faydası olmaz..
Irlamaz Çayı, yaz mevsimi boyunca kışın tabanında kalın bir tabaka haline gelen çakıl ve kumların traktörlerin kasalarına doldurulup inşaatlara götürüldüğü bir kum ocağı haline gelir.
Irlamaz Çayı'nın bundan yıllar önce Turgutlu kasabasının bulunduğu yerlerde onlarca kola ayrılarak coşkuyla aktığı söylenir.
Kasabada hangi evin temeli kazılsa, irili ufaklı yassı taşlarla çakılların oluşturduğu kalın bir tabaka ile karşılaşırsınız..
Dedemlerle, amcamların Baltacı Mahmut Yolu'nda bitişik yaşadığı iki katlı kerpiç evin önünde, yaşlı dut ağacının dibinde duran sekitaşı da Irlamaz'ın ovaya bereket taşıdığı o yıllardan kalmaydı.
O şirin evin yerine beş katlı bir apartman dikilirken, dutun dibindeki sekitaşı da hafriyatla birlikte kimbilir nereye atıldı?
Sekitaşını bir kamyona yükleyip götürenler, ancak iki kişinin yan yana oturabileceği büyüklükteki taşın çocukluk dönemimizde mahalledeki tek buluşma yerimiz olduğunu nereden bileceklerdi?
Dedemden öyle dinlemiştim
Son dönemde bazı yerlerde 100 metreye ulaşan yatağının daraltıldığı ve çevresinde yemyeşil piknik alanlarının oluşturulduğu Irlamaz Çayı İzmir ile ilk karayolu ulaşımının toprak yollarda, kağnılar, at arabaları ve kamyondan dönüştürülmüş tahta kasalı otobüslerle yapılabildiği 1940'lı yıllarda kasabanın medeniyet ile yakınlaşmasının önündeki en büyük engeldi.
Dedemden öyle dinlemiştim..
İlk yağmurlar Hamzababa yamaçlarına düşmeye başladığında, çiftçi bereketli ova toprağı tava gelecek diye sevinir ama bu yağmurlar kasabalıyı pek memnun etmezdi..
Çünkü sonbahardan itibaren toprağa düşen her yağmur damlası çiftçi için "Bereket", yolcu için "Eziyet" demekti..
Irlamaz yağan her yağmurda biraz daha kabarır, geniş yatağına iyice yerleşir ve Kasım ayında artık aşılması zor, azgın bir nehir haline gelirdi.
Meşhur Irlamaz Köprüsü'nün inşa edildiği 1950'li yıllara kadar, çayı aşmaya çalışan birçok kişinin boğularak yaşamını yitirdiği hala kasaba kahvehanelerinde yaşlılar tarafından anlatılır.
Hikayemiz haftaya bu çayın içinden geçecek...