İnsanoğlu için hangisi gereklidir?
İlaç mı, ruj mu?
Tartışmasız ilaç.
Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ), Konak ilçesi Uzundere sırtlarında belediye tarafından planlanan evleri, sürekli kayma nedeniyle Kadifekale'de can ve mal güvenliği olmayan ailelere verilmemesi, aksine satışa çıkarma kararı yanlıştır.
Bu konuda Konak Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ'a destek vermek her İzmirli'nin öncelikli görevidir.
KiÅŸi, grup veya lobi olarak.
***
Çünkü;
Kadifekale yamaçları 1978 yılında meydana gelen kaymalar sonrası heyelan bölgesi olarak belirlenmiş, bakanlar kurulu kararıyla da
"afet bölgesi" olarak ilan edilmiştir.
Nitekim, o tarihlerde bölgenin taşınması öngörülmüş, Buca'da Afet Evleri semti oluşturulmuş ancak o dönemdeki siyasi ve anarşi olaylarının etkisiyle sonuçlandırılamamıştır.
Son on yılda bölgede çok ciddi kaymalar tespit edilmiş ve halen de devam etmektedir.
1999- 2004 arasında bu bölgeyle ilgili titiz bilimsel çalışmalar yapılmış, uyarılarda bulunulmuş ve bu nedenle de Uzundere bölgesine
"Kadifekale'nin taşınması ve kent yenileme" olayı planlanmıştır.
Söz konusu bölge,
Vezirağa, Yeşildere, 19 Mayıs, Hasan Özdemir, Altay, Kadifekale, Kosova mahalleleri başta olmak üzere toprak kaymasından ötürü tehlike altındadır.
Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Bölüm Başkanı Prof. Dr Zafer Akçığ ve ekibinin tespitleri ve İzmir Valiliği Bayındırlık İl Müdürlüğü'nün raporları ortadadır.
O tarihte her hafta konuyla ilgili periyodik toplantılar yapıldığı için de oturum tutanakları mevcuttur.
***
Kadifekale heyelan bölgesinde kalan evlerin taşınmasıyla ilgili 1999'da eski
Vali Kemal Nehrozoğlu, Rahmetli Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina ve Konak Belediyesi anlaştı ve ileriye yönelik uygulamanın küçük modeli olarak tarihi surlar içindeki 74 konutu ortadan kaldırdı.
Mülk sahipleri ikna edildi, evler bulundu, teslim edildi, mevcutlar hemen yıkılarak surların içi temizlendi.
Çarpık kentleşmenin en çarpıcı örneğini oluşturan diğer evlere çözüm için de Uzundere'deki 459 bin metrekarelik alan belirlendi. Hazırlanan 1/1000'lik uygulama ve 1/5000'lik karar plan, 85 metrekarelik konutlar ve bölge halkının ihtiyaçlarını karşılayacak sosyal ve teknik donatıların da yer alacağı önemli bölümü yeşil alan kalacak şekilde öngörüldü.
***
Arazi o dönemde Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün elindeydi.
Ancak, Milli Emlak ile arazinin takas yoluyla alınmasına ilişkin kentteki bazı bina ve arazi gösterilmesine rağmen bir türlü anlaşma sağlanamadı, kısa anlatımla bürokrasi aşılamadı.
Arazi kısa bir süre sonra Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü'ne devredildi.
Yine o dönemde Bayındırlık Bakanlığı Konut Müsteşarlığı'na defalarca bizzat imzamla gönderilen yazıyla, bölgenin heyelan alanında kalan ailelere verilmesi konusunda başvuruldu.
Ve aynı dönemde heyelan hızlanmış, Yeşildere ulaşım yolu patlayarak trafiğe bir bölümü kapatıldı. Bakanlık olaya yanıtsız kaldı, Arsa Ofisi belediye bütçesince karşılanması mümkün olamayacak değer biçti.
***
Bayındırlık Bakanlığı'na heyelan konusunda alınacak önlemlerin yasayla Afet işleri Genel Müdürlüğü'ne verildiği hatırlatıldı, acil kararların alınması gerektiği bildirildi ise de ne yazık ki bürokrasi aşılamadığı gibi koalisyon hükümetinin milletvekili ve bakanları da etkin olamadı.
İşte o bölgenin TOKİ'ye devredilinceye kadar öyküsü budur.
***
![](http://www.kentyasam.com.tr/Konuk/011107ei01.jpg)
Şimdi, binaları tamamlanmış, altyapısı bitmek üzere olan konutların böylesine güzel bir kent yenileme için kullanılacağı mutluluğu yaşanırken, TOKİ'nin karar değiştirdiği haberi geldi.
Madem konutlar hakkında karar değiştirilecek veya fikirden dönülecekti, neden "taşıma-ikna-devretme" sürecini başlattınız?
Neden yerel yönetimle halkı karşı karşıya getirecek pozisyon yarattınız?
Şimdi başlayan bu çalkantı ve zaten var olan kışkırtmalarla, bundan sonra ne kadar başarılı olunabilir?
Böylesi davranış devletin büyüklüğüne, kamu yönetiminin saygınlığına ve de siyaset ahlakına yakışmaz.
Kadifekale bölgeye taşınsa, insanlarımıza çağdaş konut yaşamı sağlansa,boşalan yerler yeşillendirilerek, kent yenileme başarısı elde edilse, çirkin görüntülerden kurtulsa, gelecek nesiller için bir çalışma yapıldı denilecek, onuru yaşanacaktı.
Bu nedenle her türlü kızgınlık, kırgınlık ve isyanda Konak Belediye Başkanı Tunçağ haklıdır.
Verilen sözün tutulması yönünde de yalnız bırakılmamalıdır.
Gerekirse, lobiciliği benimseyen mesleki odalar, kurumlar, sivil toplum örgütleri kentin kanayan yarası için acilen harekete geçmelidir.
Milletvekillerine mevcut raporlar okutulmalı, var olan ve faciaya dönüşebilecek doğal afetin sorumluluğu yüklenmelidir.
Gelelim lafın başına.
Bunun için Kadifekale'nin taşınması ruj değil ilaçtır.