Karataş kayyumuna 'Ekrem Baba' formülü
Yazar: Fevzi Yılmaz
CHP İl örgütünde her kafadan bir ses çıktığı gerçek.
200 talepli arasından İl Yönetimi'ne 20, kayyuma 6 kişi seçilecek.
Söylenene göre, il yönetiminde görev almak isteyenler, hatırlı kişiler araya koyuyormuş.
Bu durum Kemal Karataş'a sıkıntı yaratacak gibi görünse de; esas sıkıntı il yönetimi listesi yapıldıktan sonra yaşanacak gibi görünüyor.
İl yönetimi mi atanacak, yoksa kayyum mu atanacak, bu da parti içerisinde ayrı bir tartışma konusu tabi.
CHP tüzüğüne göre atanan İl başkanı ve atanan il başkanı tarafından oluşturulan il yönetimi her anlamda kayyum durumunda.
Hedef, sağlıklı bir şekilde partiyi olağanüstü il kongresine hazırlamak.
Eğer bunun adı kayyum olacaksa; benim duyumlarıma göre bunun adı kayyum olacak. Kayyum atanması sonrası ise; daha önce uygulanan "Ekrem Baba" formülü denenecek.
Nasıl mı?
Daha önce Ekrem Bulgun deneyimli bir il başkanı olarak bu göreve getirilmiş, önce kayyum atamasına olanak sağlanmıştı. Ekrem Bulgun tarafından oluşturulan kayyum 45 gün içerisinde partiyi il kongresine hazırlayamadığı için, kayyum görevini tamamlamış, yeni bir il yönetimi oluşturulması için Ekrem Baba'ya görev tekrar tebliğ edilerek, tüzük ihlali ortadan kaldırılmıştı. Bu uygulama ile de Ekrem Bulgun'un il başkanlığı yolu açılmak istenmişti.
Şimdi bu yol tekrar izlenecek mi?
Bence izlenecek.
Genel Merkez için önemli olan zaman kazanmak.
Kazanılan zamanı ise; delegasyonu düzenlemek, Kemal Karataş'a il başkanlığını kazandıracak gerekli çalışmaları yaparak değerlendirmek.
Zaman kazanmanın adı; olağanüstü il kongresinden kaçmak gibi algılanır mı?
Onu bilemem.
Ancak görünen o ki; il başkanlığı seçimlerinde sert muhalefetin yaşanacağı.
Hatta ciddi adayların da ortaya çıkacağı.
Kimler mi?
Türkan Miçooğulları, Sedat Uzunbay, hatta en çok delege oyunu alan Mehmet Türkbay, belki de Cenap Börühan. Yok sayılmaması gereken İzmir Milletvekili Adayı İl başkanlığı deneyimi olan Fahrettin Demir.
"İl başkanının misyon adamı değil, vizyon adamı olması gerekir" sözlerine destek verenlerin dillendirdiği diğer bir isim Alaattin Yüksel.
Bu isimlerden herhangi birisinin il başkanlığına aday olması durumunda, yada; tüm bu isimlerin bir araya gelip bir 'vizyon' adamı etrafında toplandığını ve tek liste çıkardıklarını düşündüğümüzde, Genel Merkez'in adayı Kemal Karataş'ın seçilme şansı?
Bunun yanıtını ben veremem tabi ki.
Bu şansı sandık söyleyecek.
Sonuçta gerek kayyum, gerekse il yönetimi atansın Genel Merkezce izlenecek yol, zamanın nasıl kazanılacağı, il kongresinde Kemal Karataş'ın nasıl seçim kazanabileceği.
Dışa vurulamayan sıkıntı
Gelelim ilçe örgütlerinde ki son duruma.
İzmir CHP örgütünce Genel Merkez'e gösterilmek istenen resim; Konak ve Bornova dışındaki ilçelerde sıkıntı yok.
Konak görevden alınabilir, Bornova'ya atama yapılabilir.
Beklenen bu.
Oysa, Güzelbahçe İlçe örgütünün hazırladığı 'Seçim Sonuçlarını Değerlendirme Raporu' bir köşeye atılmadıysa eğer, Genel Merkez'de duruyordur.
Bence bu rapor, bir kez daha dikkatlice okunmalıdır.
Hele raporun sonuç bölümü ise, ezberlenmelidir.
İlçelerde dışa vurulmasa da, ilçe başkanlarınca dillendirilmese de, örgütlerde ciddi kaygılar vardır.
Genel Merkez'e çok yakın bir ilçe başkanı, dostluğumuza güvendiğinden dolayı yazılmamak koşulu ile; "atama çok etik değil ama, atandı ne yapalım seçeneğimiz yok" şeklinde konuşup, kaderine razı bir tavır sergiliyorsa, varın ötesini siz düşünün.
Tasdik mercii
Genel Merkez'le yaptığım bir görüşme sonrası, duyduğum bir uygulama beni çok şaşırttı. Hatta şok oldum denebilir.
Uyum içinde çalışma ortamı yoksa; seçimle göreve gelmiş il yönetimini görevden almak mümkündür.
Ancak bu görevden almanın da bir yöntemi olması gerekir diye düşünüyorum.
İl Yönetimini görevden almak MYK yetkisindedir.
Eğer MYK toplanmadan bu karar alınıyorsa; bu tartışılması gereken bir durumdur.
MYK üyelerine; "Biz İzmir İl Yönetimini görevden alıyoruz" şeklinde bir karar alıp, bunu daha sonra telefonla MYK üyelerine bildirip, karar defteri MYK üyelerine imzaya yollanıyorsa; akla tek soru geliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin MYK üyeleri 'tasdik mercii' memurlarından mı oluşmaktadır?