Adını siz koyun
Yazar: Erdal Ä°zgi
Şöyle anımsayarak baştan alalım:
İzmir’in değişimini sağlayacak “Yeni İzmir Projesi” için 2001 yılında uluslar arası yarışma açılması kararlaştırıldı.
Mesleki odalar, sivil toplum kuruluşları, metropol ilçe belediyelerinin hepsinin görüşlerine başvuruldu, yani “ortak akıl” toplandı.
İki yıl süren çalışmalar sonucunda Alman şehir plancısının projesi kazandı ve bu plan tasarımı sergilendi. Ardından içinde benim de bulunduğum çok sayıda toplantılarla kararı oluşturularak Büyükşehir belediye Meclisine getirildi ve onaylandı.
2003 yılı sonu itibariyle itirazları bitirilmiş, onayları tamamlanmış planla ilgili imar uygulamalarına ve parselasyon işlemlerine geçilmesi aşamasına gelindi.
***
Ancak 2004’de rahmetle andığımız Başkan Ahmet Piriştina’nın vefatından sonra yeni oluşan yönetim, her nedense planın yapı emsalleri ve katsayı oranlarıyla oynadı.
3.5 emsaller 4.5 oldu.
Gerekçe; bir önceki plandaki oranların yetersizliği ve bu oranlara göre yatırımcılara cazip gelmeyeceği şeklinde gösterildi.
Belediye Başkanı “bu kararı ben değil, iki arkadaşımla verdik” savunusunu da meclis tutanaklarına geçirdi.
İsimlerini açıkça verdiği iki üst düzey bürokrat ise kısa süre sonra yerlerinden uzaklaştırıldı.
Bu arada Valiliğin açtığı dava sonucunda plan bozuldu ve yeniden plan yapma zorunluluğu doğdu.
Bunun için 2003’de onaylanan eski plan öngörüldü, emsaller geriye çekilerek yeniden meclise getirilmesi kararlaştırıldı.
Ama dört yıl gibi süre geçti tek kelimeyle heba oldu.
Konak Alsancak’tan, Karşıyaka Alaybey’e kadar uzanan sahil şeridini güzel bir kadının boynunu süsleyecek inci kolye gibi hazırlanan plan uygulanamadı.
İzmir’deki gökdelen sevdası ertelendi, yatırımcılar sırtını döndü gitti, mülk sahipleri ellerinde tapularıyla kaldı.
***
Ve son perde
Büyükşehir Belediye Meclisi kente yılları ve yatırımları kaybettiren planı düzeltme amacıyla yeniden getirdi.
Haziran ayı gündemine alındı,15.06.2007 tarihinde geçirildi ve iki hafta sonra başkanlık onayıyla bağlandı.
Ama o da ne?
Meclis kararını 3.5 emsal değil 3 olarak almıştır.
İşin trajikomik yanı; komisyon, parti grupları, meclis divanı, üyeleri, bürokratlar, nazım plan bürosu, imar ve planlamadan sorumlu genel sekreter yardımcılığı hiçbir fark etmedi ve tabii Başkan da bastı imzayı.
***
Sonrasında, iddiaya göre meclis kararı valiliğe imzaya hazırlanırken “küçük hata” fark edilir.
Belediye içinde bölgesel, genel yangın başlar.
Ama suç vardır, suçlusu yoktur. Zanlısı da.
Hafta başında yani 10.09.2007 tarihindeki oturumunda karar aynen şu şekilde gelir:
“15.06.2007 tarih ve 01.469 sayılı karar ile uygun görülerek, Başkanlık makamınca 06.07.2007 tarihi ile onanan, 1/5000 ölçekli Yeni Kent Merkezi Nazım İmar Planı revizyonunda, Anadolu Caddesi ile Demiryolu arasında kalan alandaki (M.İ.A- Merkezi İş Alanı) kullanım kararında tarafımızca yapılan maddi hata ile K.A.K.S. 3.0 ile belirlenen değerin K.A.K.S. 3.5 olarak düzeltilmesinin oybirliği ile kabulüne ilişkin İmar ve Bayındırlık Komisyonu raporu”
Hikaye değil gerçek.
İnternet ortamında hepsi belgeli.
Peki bu yaÅŸananlara ne demeli?
Maddi hata, yanlışlık, ilgisizlik, bilgisizlik, ciddiyetsizlik, basiretsizlik, beceriksizlik, intikalsizlik, dirayetsizlik v.s
Adını siz koyun.
Nasılsa suçlusu yok.