Dikkate almayın!
Yazar: Fevzi Yılmaz
İzmir gündemi 2009 yılında yapılacak yerel seçimlere endekslenmiş.
Köşe yazarları yerel seçimlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olacağı konusunda yorumlar yapıyorlar.
Oysa baskın bir seçim yapılmadığı takdirde yerel seçimlere bir yıldan fazla bir süre var.
Bunun için şimdiden 'aday toto' oynamak ne kadar doğrudur, bu tartışılır.
Gerek AKP, gerekse CHP içerisinde parti içi iktidar savaşlarının yapılması, amansız mücadeleler verilmesi de doğaldır.
Çünkü bunu zamanı gelmiştir.
Öncelikle; bu süreçte adayların kim olacağı değil, bu adayların kimler tarafından belirleneceği, 2009'da 'parti içi güç kim' olacağı daha da önem kazanmaktadır.
Parti içi güç savaşı için amansız mücadelelerin verildiği ortamda; 'perde arkasındaki esas oğlan ve figüran tetikçiler'in kılıçlarını şimdiden kuşanmaları da doğal karşılanmalıdır.
Bu bağlamda; hafta içerisinde İl Genel Meclisi CHP eski Grup Başkan Vekili Yücel Özen ile CHP İl Başkanı Kemal Karataş arasında hiç de hoş olmayan karşılıklı hiç de 'özenilmeyen' demeç savaşları yaşandı.
İşte bir kaç örnek; "AKP ile uğraşacağına, CHP ile uğraşıyor".
"Onu başkaları koruyor, oda konuşuyor. "
Yanıt; "22 Temmuz'da ortalıkta görünmeyenler, Ankara'dan atanmışlığı kaymakamlıkla karıştırıyor".
"Ankara'dan sadece milletvekili olmak için İzmirli oluverenlerden alınan güçle atananlar..."
Bence sormak lazım, neden bu kavga?
Tabi bu sorunun yanıtı da net.
2009 yerel seçimlerinde kendi adaylarına yol açmak.
Bilindiği gibi Yücel Özen uzun yıllar Bülent Baratalı ile birlikte siyaset yapmış bir isim.
Şuan net olarak seslendirilmese de; 'İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İzmir Milletvekili Bülent Baratalı'nın rüyalarını süslemektedir'.
İl Başkanlığı'na Yücel Özen'nin gelmesi bu rüyanın gerçekleşmesi adına önemli bir adımdır.
(Her ne kadar bu düşünceme bazı arkadaşlar katılmasalar da)
Buna karşılık Kemal Karataş'ın da belli bir misyonu temsil adına bu göreve getirilmesi, aleni ortadadır.
Her iki kesimin de parti içi iktidar savaşı vermelerinin kendilerine göre haklılık payları var mıdır?
Belli ölçülerde haklılık payları vardır.
Ancak göz ardı edilen de önemli bir gerçek vardır.
Seçimlerde dağ taş, gece gündüz demeden hiçbir beklentisi olmaksızın çalışan; Parti tabanı,
parti emekçileri.
Bu kişiler yok sayılmaktadır.
Onlar çantada kekliktir.
Yok sayılsalar da her zaman vardırlar.
Oysa gerçek partili emekçiler, yitirilen emeklerinin, üzüntülerinin bedelini ağır ödemektedirler.
Sayfa sayfa raporlar hazırlayıp gerekli makamlara yollamalarına karşın, dikkate alınmadıklarının üzüntüsü içindedirler.
Ben tekrar yazmakta yarar görüyorum.
Parti içi iktidar savaşı verenler; ilçe örgütlerini göz ardı ederek bireysel beklentileriniz adına kime ne kadar zarar verdiğinizi unutabilirsiniz ancak; geçen haftalarda yazdığım CHP Konak Seçim Komisyonu'nun raporunu hatırlamanızda yarar var.
O rapor ışık olmalıydı.
Anlaşılan kandil bile olmamış.
O zaman size; 'neden başarısız olduk' bir örnek rapor daha.
Rapor, seçimlerden birinci bölgede çok başarılı çıkmış bir ilçe tarafından kaleme alınmış.
Raporun 6. sayfasında, 'Zayıf yönlerimiz' başlığında söylenenler; 'Seçim rehberi, seçim bildirgesi, milletvekili adaylarının özgeçmişleri bulunan broşürler elimize ulaşmadı. Bin haneye bunlardan yoksun girdik'.
Yine aynı sayfada 'İzmir ilinde zayıf yönlerimiz' başlığı altında yazılanlar;
Madde 1; İl Başkanlığı vekille yönetildi. Vekille idare edilen AKP'yi tenkit ediyoruz, aynı uygulamayı biz yapıyoruz.
Madde 5; Milletvekili adaylarımızın 1-2-3-4-5. sıralarında yer alanlar, seçileceklerinden emin oldukları için çalışmalara coşku ve heyecanla asılmadılar. 10-11-12. sıradaki adaylar 'nasıl olsa seçilemeyeceğiz' havasında oldular.
Raporun en can alıcı bölümü ise, 'Sonuç ve Değerlendirme'. . .
'Netice olarak İzmir'de siyasi kuruluşlarda ve yerel teşkilatlarda yeni bir yaklaşımla, yeni bir tertiplenme ile revizyona gidilmediği takdirde birkaç ilçe hariç, İzmir ilinin tamamının AKP'nin kontrolüne girmesine engel olunamayacaktır. '
Bu şartlarda Bülent Baratalı Büyükşehir Başkan adayı olsa, ya da Kemal Karataş'ın savunduğu bir isim aday olsa seçilme şansı nedir?
Belki hazırlanan bu raporları bireysel çıkar peşinde koşanlar dikkate almıyor olabilir.
Ancak ben, bu raporu parti tabanının yalvarışı olarak algılıyorum.
Siz?
İzmirli?
Peki Deniz Baykal?