Beslenme olayına taktım
Yazar: Şirin Yörük
İnsan kendi beslenmesine çok fazla özen göstermeyebiliyor. Sabah 10-15 dakika daha fazla uyuyabilmek uğruna kahvaltı yapmaya zaman bulamayıp, işyerinde simit-boyoz atıştıran pek çok tanıdığım var.
Sabah kahvaltısının en önemli öğün olduğunu bas bas bağıran beslenme uzmanlarına inat, bu kötü alışkanlığını çocuklarında da devam ettirenler az değil. Okulda sandviç alması için eline para tutuşturarak, çocuğunun isteğini yerine getirenler, ona kötülük yaptığını ne yazık ki fark edemiyor.
Beslenme konusunda gazetelerde, dergilerde yazılanları kaçırmamaya dikkat ederim. Uzmanların her seferinde üzerine basa basa durdukları konulardan biri sabah kahvaltısının önemi ise, diğeri de fast foodun ve kolalı içeceklerin zararı oluyor.
Yapılan bu kadar uyarılara rağmen, iki yaşındaki bir çocuğa kola içiren, Neden içiriyorsun, yazık! dediğiniz zaman, Ne yapayım istiyor, baş edemiyorum. cevabını veren annelerin, çocuklarının geleceğini kararttıklarını düşünmeden edemiyorum.
Bir arkadaşımın evine gittiğimde mutfaktaki masanın üzerinde gördüğüm manzara karşısında çok şaşırmıştım. Boyu ve kilosu yaşıtlarına çok denk bir çocuğu olan arkadaşım, kahvaltı için oğluna omlet yapmıştı. Fakat tabaktaki yemeğin üstü silme mayonez-ketçap doluydu. Bu tabağı görünce adeta irkildim. Çünkü ketçap ve mayonezin katkı maddeleri açısından çok zengin olduğunu göz ardı etmeyi, eğitimli ve kültürlü arkadaşıma hiç yakıştıramadım.
Gıda sanayicilerinin, ürünlerinin ömrünü uzatmak için bisküvi, kek, ketçap, hazır çorba gibi yiyeceklere bol keseden karıştırdıkları katkı maddelerinin, öldükten sonra insan vücudunun çürümesini geciktirdiği konusundaki gazete haberini okuduktan sonra, bu konudaki duyarlılığım iyice arttı. Artık evde çocuklara ketçap ve mayonezi karneyle vermeye, evde hazır kek bulundurmamaya, meyve suyunu da taze meyvelerden komposto yaparak elde etmeye başladım.
Kolalı ve gazlı içecekleri sevmeyen (en önemli kazanımlarımdan birinin bu olduğunu düşünüyorum), fakat cips, hamburger ve sandviçi çok seven bizim çocuklar, benim bu besinler konusundaki takıntılarım karşısında ara sıra isyanlarını şu cümleyle dile getiriyor: Anne bütün lezzetli yiyecekler zararlı olmak zorunda mı?