Sandık başında herkes eşit değil!
Yazar: Münir Koçarslan
Geçenlerde bir dostum sordu:
"Senin oyunla benim oyum eÅŸit midir?"
- Evet
"Ãœniversite mezununun oyuyla, ilkokul mezunun oyu eÅŸit midir?"
- Evet, eÅŸittir.
"Kadınla erkeğin oyu eşit mi?"
- Evet, eÅŸit dedim ya...
"Peki Ä°zmirli ile Tuncelilinin?"
- Hayır...
"Yahu" dedi sana da kül yutturmak mümkün değil..
***
Çünkü, sadece şimdi değil yıllardır, her sandığa gidildiğinde üç İzmirli, bir Tuncelili'ye eşit geliyor.
Bizim seçim kanunumuz böyle diyor.
İzmir'de her 140 bin 452 kişiye, Tunceli'de ise 46 bin 792 kişiye bir milletvekili düşüyor.
Hesaplamayı uzun uzun yapıp fazla zamanızı almak istemem ama sistem şudur:
Parlamentodaki 550 milletvekilliğinden önce, Türkiye’nin 81 ili için birer koltuk ayrıldı.
Böylece nüfusu kaç olursa olsun, önce her ile birer milletvekilliği verildi.
Geriye 469 koltuk kaldı. Bu sayıda da Türkiye'nin toplam nüfusuna, (bu seçimde 2000 yılının sayım sonuçları esas alındı) yani 67 milyon 803 bin 927'a bölündü. Milletvekili seçilmesi için gereken oy 144 bin 836 olarak tespit edildi. Her ilin nüfüsunun 144 bin 836’ya bölündü. Emlde edilen rakam o ilden çıkarılacak milletvekili sayısı oldu.
Bu durumda nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illerin rakamlarıyla, her ilin kusüratından kalan artık rakamlar, büyükten küçüğe doğru sıraya konuldu. Bölüştürülmemiş milletvekillikleri de bu sıraya göre dağıtıldı. Türkiye’nin en küçük nüfüslu ili Tunceli’ye 2, en fazla nüfuslu ili İstanbul’a 70 milletvekilliği düştü.
***
İşte, seçmen-temsil dengesi bu yüzden bozuk.
Küçük ve orta ölçekli nüfusa sahip iller, Meclis'te fazla oranda milletvekiliyle temsil ediliyor.
Büyükşehirlere ise az sayıda milletvekili düşüyor.
Yaşanan "temsilde adaletsizlik tartışmasını" bitirecek tek yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.
Bu seçimde artık olmaz ama hiç değilse bundan sonrası için yeni düzenleme yapılabilir.