Narlıdere'ye Jeotermal mi?
Yazar: Fevzi Yılmaz
Uzun zamandır yazmaktan yanaydım.
Ancak belki çözümlenir düşüncesiyle bekledim.
"Narlıdere'ye jeotermal'in gelmesi zor".
Hem de çok zor.
İzmir Jeotermal Şirketi bilindiği gibi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İl Özel İdare ortaklığı ile kurulmuş bir şirket.
Bu şirketin başında doğal olarak Genel Müdür var.
Geçtiğimiz aylarda yapılan çalışmalar ile ilgili, tanıtım toplantısı düzenleniyor.
Bende katılıyorum.
Genel Müdürümüz, gazeteci arkadaşlara (Hasan Tahsin de aramızda) jeotermal çalışmalarını yerinde gösteriyor.
Geliniyor Narlıdere Zeytin Sokağa.
Üretim kuyusunu açan makine gümbür gümbür çalışıyor.
Genel Müdür, "Narlıdere'nin sıcak su ihtiyacını karşılayacak bu kuyu da, 390 metreye inildi. İki gün içerisinde 450 metreye ulaşacağız. Net sonuçları o zaman alacağız. Bize göre verimli bir kuyu" diyor.
Buraya kadar her şey harika.
"Narlıdere'ye jeotermal müjdesi" Yakın Plan'da manşet.
Fakat oda ne; kısa zaman sonra kuyunun üzeri betonla örtülmüş.
Yer eski CHP Milletvekili Sabri Ergül'ün yeri. Yani özel mülkiyet.
Arazisinde izinsiz kuyu açılmış.
Sabri Ergül'de doğal olarak itirazı yaparak kuyunun faaliyetini durdurmuş.
Araştırıyorum; izin alınmış ancak, dolaylı yoldan yapılan görüşmeler sonucu, Ergül, "açın" demiş. Güya
Bu yanıt, gece geç vakit de olsa telefonla görüştüğüm Genel Müdürün.
Yazılı bir anlaşma.
Yok.
Yazılı bir belge.
O da yok.
Narlıdere'ye jeotermal?
Bu şartlarda; 2009 yerel seçimlerden sonra, belki...
Masraf; metresi 300 dolardan olsa 450 metre. Ne kadar yaparsa.
Kim? Neden? Nasıl olur diye sormuyorum.
Denetleyen birileri, nedeninin cevabını verecek mutlaka bir yetkili vardır.
Aaa. Bu arada İzmir Jeotermal A.Ş. sermaye artışı istiyormuş
İnandık inandık
Aziz Kocaoğlu'nun hafta içerisinde medya temsilcileri ile yaptığı yemeğe bende katıldım. Sayın Kocaoğlu, 'siyasi soruların işime gelenlerini cevaplarım' esprili yanıtı karşısında; soru sormadan sadece dinledim.
Yapılan hizmetler yönünden önemli açıklamalar yaptı Kocaoğlu.
Sözüm yok.
Başarılı mıdır?
2009'da İzmir halkı sandıkta söyleyecek.
Kocaoğlu'nun, '2009'da 61 yaşında olacağım. Yaşım gereği kendime de zaman ayıracağım' sözleri ilginç geldi bana.
Daha sonra; 'Bu demek değildir ki kenara çekileceğim. Yerel seçimlere altı ay kala tekrar değerlendireceğim. Son kararımı ona göre vereceğim' sözleri daha da ilginçti.
Neden derseniz; öncelikle Kocaoğlu'nun, Genel Merkez ile olan ilişiklilerin de sıkıntı yaşadığı gerçek. Yarın seçim olsa; CHP'den aday gösterilmeyeceğinin kendisi de bilincinde.
Oysa Kocaoğlu ve ekibi biliyorlar ki; iki yıla yakın zaman var yerel seçimlere. Bu süre en iyi şekilde değerlendirilebilir. Projeler hızlı bir şekilde uygulamaya konup, kimseyle kavga etmeyen, başta il başkanı Selçuk Ayhan ve CHP teşkilatı olmak üzere, her kesimle 'barışçı', 'uzlaşmacı', partiler üstü tavır sergileyen bir başkan modeli çizilebilir.
Bu süre içerisinde istenilen profil gerçekleşirse;
Seçimlere altı ay kala CHP Genel Merkezi'ne seslenilir, 'Bakın İzmir'e mal olmuş bir Kocaoğlu var elimizde. Değerlendirin. Değerlendirmezseniz, değerlendirecek çıkar' deyip Genel Merkez'e gözdağı verme şansı olur.
Sayın Kocaoğlu CHP tarafından aday gösterilmedi.
O zaman;
Böyle güzel bir profile yerel seçimlerden güçlü çıkmış bir parti aranır.
O da mı olmadı?
Çıkılır aslanlar gibi; 'Ben aday olmayacağımı, artık kendi hayatımı yaşamak istediğimi iki sene önce söylemiştim' açıklaması gönül rahatlığı ile yapılır.
Böylece, Kocaoğlu mutlu bir şekilde sivil yaşama döner.
CHP'nin İzmir Büyükşehir yeni adayı mı; seçilebilme adına gecesini gündüzüne katar.
Aşlıktan sonra
İzmir'deki tüm siyasi partilerde, başta il başkanları olmak üzere, milletvekili olabilme çabaları gözden kaçmıyor.
AKP'de Ali Aşlık'ın aday olacağı parti kulislerinde konuşulduğu gibi, Aşlık'ın son günlerde ki, her kesime eşit yaklaşım göstermesi, İl Genel Meclis başkanlığına aday çıkarmaması, bunu net bir şekilde doğruluyor.
Kısacası; Ali Aşlık 'uzlaşıcı' oldu.
Milletvekili olmak için il başkanlığından istifa etmesi şart.
Ya sonra;
Aşlık'a kalsa; Aydın Şengül.
Rahmi Taştan?
O milletvekili olacak. Olmazsa, ( bence saçma bir neden) yüksek okul okumamış.
Ali Aslan.. O olacaksa; Rahmi Taştan neden olmasın?
Kerem Ali Sürekli?
Milletvekili olmak istemediği kesin.
İl başkanlığı için tabanda hamleleri var.
İl Genel Meclisi Başkanlığı seçimleri buna örnek.
Başarılı mı? İlk sınavında bütünlemeye kaldı.
Sonuç mu?
Aşlık hele milletvekili adayı olsun
.
Nehir ve deniz. Hatta bataklık
Aydın'da CHP Genel Sekreteri, Önder Sav basın toplantısında 'Sol'da Birlik' konusuna net bir yanıt veriyor.
'Bütün nehirler denize akar'
Haklıdır.
CHP İl Başkanı Selçuk Ayhan'a bu konuşmayı anımsatıyorum.
Başkanım siz hangi nehirdesin?
"Olmamam gereken nehrin, resim karesinde."
Sayın Selçuk Başkan, siz denize akmayan nehirlerin resimlerin de yer alırsanız, denize akamayan nehirler ne olur? Bir dönem, ayak oyunları ile İl başkanlığınızı elinden alan birilerinin nehrinde, pardon bataklığının da boğulur musunuz, boğulmaz mısınız?
Yanıtınızı duyar gibiyim... "Boğulmam".
İyi o zaman, siz nehir nehir gezin ama; aman Alaattin Yüksel'in nehrine farkında olmadan kapılmayın.