İnciraltı'nda herkesin hakkı korunmalı
Yazar: Konuk Yazar
Aziz Kocaoğlu
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
EXPO 2015'e evsahipliği yapacak yerin seçiminde her türlü uzlaşmacı tavrı sergilemek zorundayım. Hem hükümet nezdinde, hem sivil toplum örgütleri, hem de gayrimenkul sahipleri nezdinde, daha da önemlisi şehir adına bunu yapmak zorundayı. Planlamada herkesin hakkının korunması vardır, herkesin mutlu olması diye bir şey yoktur. Kentin hakkı korunacak, gayrimenkul sahibinin hakkı korunacak, planlama ilkeleri korunacak.
Hem Ankara'da hem de İzmir'deki toplantılarda, EXPO'nun yeri konusundaki görüşlerimi çok net ifade ettim. EXPO, hukuki problemlerin çözülmesi kaydıyla her yerde yapılabilir. Biz, Yarımada'yı tetikleyecek bir yerde yapılmasını istiyoruz. İnciraltı da bu tanıma uyuyor. Göreve geldiğimden bu tarafa İnciraltı'nın planlanmasını savunuyorum. Bu hem İnciraltı'nın hem de İzmir'in kurtuluşu olacaktır. Çünkü oradaki yapılanmalar, işyerleri çığ gibi büyüyor. Ağaçlar ve toprak kalitesi moloz dökülerek hızla tahrip ediliyor.
İnciraltı'nın nasıl ve ne kadarının planlanacağı, yoğunluğunun ne olacağı ise tüm kentle birlikte belirlenmeli. Bu yapılırken oradaki toprak sahiplerinin hakları kesinlikle korunmalı.
Odalarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, bu konuda kanaat belirtebilecek her kesimin müşterek karar verebileceği bir planlama olmalı. Tekrar ediyorum, İnciraltı'nın kurtuluşu planlamada.
Burada kırılma noktası, inşaatta nitelik mi nicelik mi?' sorusudur. Bir kat fazla inşaat mı, yoksa nitelikli bir coğrafyada nitelikli yapılan işler mi? Arazi sahiplerinin nitelikle daha kazançlı olacağını düşünüyorum. Yoğunluğa endekslenerek bir metrekare fazla yapayım mantığını güttüğünüzde, İnciraltın'nı da Yeşilyurt, Bornova, Karşıyaka'ya benzetiriz. Bunu göre göre böyle bir imar çalışmasına gitmek doğru olmaz.
İnciraltı'nda mülkü olan insanlar, karşı çıkıyorlar. Oysa tam tersine desteklemeleri gerekir. Ben 2, 5 senedir uğraşıyorum. Yasal kısıtlardan dolayı yol bulamadım ve planlayamadım EXPO sayesinden bir planlama olabilir. Planmayı biz de yapabiliriz; turizm bölgesi ilan edilmesiyle Turizm Bakanlığı da yapabilir.
Büyükşehir sadece Urla'yı istedi' konumunda olmak istemiyorum. Ben sadece kentin geleceğini ve EXPO'yu düşünüyorum. Bu çerçevede her türlü uzlaşmacı tavrı sergilemek gibi bir görevim var. Hem hükümet nezdinde, hem sivil toplum örgütleri, hem de gayrimenkul sahipleri nezdinde. . Şehir adına bunu yapmak zorundayım.
Planlamada herkesin hakkının korunması vardır, herkesin mutlu olması diye bir şey yoktur. Kentin hakkı korunacak, gayrimenkul sahibinin hakkı korunacak, planlama ilkeleri korunacak. Ankara'ya da anlattığımız bir çözümümüz var. Bunu İnciraltı dernek yönetimi ile de paylaştım:
Bölgede bizim ağaçlandırdığımız 1500 dönüm civarında bir yer var. Hemen yanında, ağaçlandırdığımız alana paralel 4700 dönüm imara açılacak bir arazi daha var. EXPO'ya 1500 dönüm alan yetiyor. Belediye'nin, planlama yapmak koşuluyla yüzde 40 resen kamu alanları yaratma hakkı var. 4700'ün yüzde 40'ı 1880 dönüm yapıyor. EXPO için yeterli bir alan. . . Kalanına da otel, termal, günübirlik gibi fonksiyonlar yüklenecek. Buna kentli ile birlikte planlama uzmanları karar verecek. Bütün bu arazinin yüzde 40'ını Bakü Bulvarı'nın üzerinde kullanacağız. Devlet bir kuruş para vermeden, insanların arsaları yok olmadan, belirli bir yoğunluk verilerek sorun çözülecek.
Bölgede ayrıca 450 dönüm civarında kamu arazisi var. Belediye'nin, Özel İdare'nin ve Milli Emlak'ın. . EXPO için gerekli olan ve 400 bin metrekare kapalı alan inşaat ihtiyacı da böylelikle karşılanacak. İzmir kurtulacak, İnciraltı kurtulacak. Kamulaştırma maliyeti sıfır olacak, mülk sahipleri zarar görmeyecek. Bu mantalite içinde hükümet buradaki yasal düzenlemeleri yapar. Yeter ki itiraz olmasın. Kentin geleceği ve EXPO için asgari müşterekte anlaşılsın.
Eğer mutabakat sağlayamazsak, hangi yasal değişiklik yapılırsa yapılsın yargıda problem çıkabilir. Esas olan sayın Başbakan'ın ve kabinenin bu konudaki yasal düzenleme için irade belirtmeleridir. O irade olmadan bu iş olmaz.
İnciraltı'nda mutabakat sağlanmadan planlama ve EXPO'nun yapılması mümkün değildir. İnsanları yok sayarak EXPO olmaz.