İnciraltı kesin, kimse kandırılmasın
Yazar: Fevzi Yılmaz
EXPO konusu bu haftada yine gündemde olacak. Özellikle de yer seçimi konusunda tartışmalar bitmeyecek. Ankara'da yapılan toplantı sonrası yer seçiminin belli olduğu, ancak kamuoyuna birkaç hafta sonra açıklanacağı kararlaştırıldı.
Biz Yakın Plan olarak yaptığımız araştırmalar sonucunda, geçtiğimiz haftalarda yazdığımız gibi "EXPO alanı İnciraltı" haberimizin hala arkasındayız. Nedenlerini geçtiğimiz sayımızda uzun uzun yazmış, EXPO'nun olmazsa olmazlarını sıralamıştık. EXPO alanının İnciraltı olması bizi şaşırtmayacak. Bu gizlilik kararının, kamuoyunda yapılacak kötü tartışmaların önüne geçmek için alındığının da farkındayız.
Zira İnciraltı ve Bahçelerarası arazisinin, EXPO'nun yapılması için en uygun alan olduğu, BIE heyeti tarafından da deklare edilmiş, hatta heyet Crown Plaza Otelinin en üst katına çıkarılıp, "İşte EXPO alanı" diyerek kendilerine gösterilmişti. Ankara'daki toplantıda, "Bu konudaki net kararın, oluşturulacak EXPO teknik komitesi tarafından verileceği" açıklanmasından ben şunu anladım: "Siz İzmir olarak tüm yer seçeneklerini bize sundunuz. Biz bir de kendi içimizde Ankara olarak değerlendirelim"...
EXPO ve disiplin cezaları
EXPO'dan konu açılmışken, EXPO kapsamında Tayland gezisi sonrası CHP'de yaşanan gelişmelere, disiplinde verilecek cezalara da biraz değinmek istiyorum. EXPO'nun İzmir'e kazandırılması adına, geniş bir heyet Tayland'a gitmiş ve 'EXPO'nun İzmir'e kazandırılması' adına büyük katkılar koyarak yurda dönmüşlerdi. Bu gezinin yanlışlığı, CHP Genel Merkezi'nce son dakikada da olsa CHP'li meclis üyelerine bildirilmiş, CHP'li meclis üyeleri Genel merkezin yazılı bu kararına karşın ceza alma pahasına Tayland'a giderek bilgi ve görgülerini arttırmışlardı.
Şimdi de verilecek cezalarla ilgili tartışmalar, kulisler yapılmakta. Aslında genel merkez bu gezinin yanlışlığını gezi kararı alınmasından çok önceleri farkına varmış ve CHP Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Oyan'a bu yetki verilerek, yapılacak spekülasyonların önüne geçilmesi önlenmek istenmişti.
Bunu nereden bildiğime gelince... Geçtiğimiz hafta CHP il binasında Oğuz Oyan başkanlığında, seçimlerde izlenecek yolun tartışılması amacıyla bir toplantı yapılmıştı. Bu toplantıda bir ilçe başkanı net olarak Oğuz Oyan'a şu soruyu sordu. "Böyle bir kararın son dakikada duyurulması hem bizleri hem de partimizi sıkıntıya soktu. Önceden bu karar duyurulmuş olsa hiçbir partili arkadaşımız bu toplantıya katılım göstermezdi" dedi. Oğuz Oyan'nın yanıtı ise, "Aziz başkan ile daha Büyükşehir Meclisi'nde bu karar çıkmadan evvel bizzat konuştum. Aziz Bey'e genel merkezin sıkıntılarını anlattım. Daha sonra sayının 250'ye çıkması karşısında tekrar bu sayının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ettim, yapılacak bir şey kalmayınca, genel merkez kararını yazılı olarak göndermek zorunda kaldım" oldu.
Demek ki, CHP Genel Merkezi bu gezinin hatalı olacağının farkına varmış ve çok önceden bunun önlemini almıştı. Bu gelişmeler sonrası, bizzat Oğuz Oyan'ı aradım, yaşanan gelişmeleri ve verilecek cezaların ne olacağını sordum. Ancak Oğuz Oyan bu konuda açıklama yapmak istemediğini dile getirdi. Ben ısrarla sorumu tekrar sordum. Sorum net olarak şöyleydi: "Sayın Oğuz hocam, sizin Aziz Kocaoğlu ile olan dostluğunuz ve yakınlığınızı düşünerek mi, genel sekreterin kararını yazılı olarak bildirmediniz?"
Israrlı sorum karşısında yanıtı, "Bu konuda İl Başkanı gerekli açıklamaları yaptı. Gerekirse tekrar yapacaktır. Biz bu konunun parti içi mesele olduğunu düşünüyoruz, gazete sütunlarında bu tartışmaların yapılmasını istemiyoruz" oldu ve ben de uzatmadım. Ama şimdi bu sütunlardan Oğuz Hocam'a sormalıyım:
"Sayın Oğuz Hocam, Aziz beyle olan bu dostluğunuz Başkan tarafından kötüye kullanılmışı mıdır? Bu gecikmeden dolayı MYK tarafından dikkatiniz çekilmiş midir? Aziz Kocaoğlu, EXPO yönlendirme kurulu toplantısı için bizzat Ankara'ya gelerek Genel Sekreter Önder Sav'a, 'Biz ettik siz etmeyin' ricasında bulunurken siz yanında mıydınız? Bugüne kadar hiç Eşref Erdem ile görüşme talebi bile olmayan Aziz Kocaoğlu'nun, Eşref Erdem ile görüşmesini kim, neden, niçin ayarlamıştır? Bu görüşme sizin de bilginiz dahilinde mi gerçekleşmiştir?"
Sorularımı daha da fazlalaştırmam olası tabii. Ben kısa tutarak, il başkanı ile bu konuda yaptığım görüşmeye dönmek istiyorum.
Elmalar ve armutlar karışmasın
Oğuz Oyan'nın bu yanıtı karşısında top İl Başkanı Selçuk Ayhan'a atılmıştı. İl Başkanı Selçuk Ayhan ise, Oğuz Oyan ile aramızda geçen bu diyaloğa hiç bir yorum getirmedi. Kendisine cezaların durumunu sordum. O da topu, İl Disiplin Kurulu'na attı. İl Disiplin Kurulu da topu büyük olasılıkla Genel Merkez'e atacak. Genel Merkez topu bir yerlere atamayacağına göre, iş Önder Sav'a kalacak. Önder Sav da topu taca atamayacağına göre, kendi kararına saygı gösterenlerle, göstermeyip "sen kimsin?" diyerek kural tanımazları birbirinden ayıracak. Kısacası, elmalar armutlar birbirine karıştırılmayacak.