Masaya vurma zamanı
Yazar: Fevzi Yılmaz
Bu hafta ne EXPO, ne de Tayland'a yapılacak "sabun masajı gezisini" yazmaktan yanayım. Hatta başlı başına yazı konusu olacak, AKP'li meclis üyesinin "Sadece Tayland'ta yok. İstedikten sonra her yerde istediğin türlüsü var" sözlerine de prim vermeyeceğim. ANAP Konak İlçe Başkanı Hikmet Tekcan'ın "Tayland gezisini protesto amacıyla Büyükşehir Belediyesi önünde prezervatifli eylem yapmayı düşünüyordum" sözleri bile artık ilgimi çekmiyor. Ne halleri varsa görsünler, ister görgülerini arttırsınlar, ister çiçek fuarında çiçek sulasınlar.
Konak'ta seçim nasıl kaybedilir?
Bu hafta DYP Konak İlçe Başkanı Serdar Yılmaz'ın "Konak alınmadan seçim kazanılmaz. Biz farklı taktikler uygulayarak Konak'ta seçim kazanacağız" sözlerinden yola çıkarak, CHP'nin "Konak'ta seçimi nasıl kaybedilebilir" taktiklerini yazacağım. Umarım başta CHP Genel Sekreteri Önder Sav olmak üzere bir çok parti üst düzey yöneticisi bu yazımı dikkate alırlar.
Daha önce yerel seçimlerde, Konak'tan ne belediye başkanı ne de meclis üyesi çıkaramayan CHP, 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde, Konak'tan belediye başkanı ve 27 meclis üyesi çıkarıyor. Sonra gelişmeler ardı arkasına gelişiyor ve Sayın Tayfun Emre ilçe başkanı oluyor. Seçimleri kaybeden, seçimleri kazanan iki ayrı grubun doğal olarak parti içi muhalefet çekişmeleri başlıyor. Bunun yanında imza toplanıp, Konak İlçe seçimlerinin yenilenmesi tartışmaları da devam ediyor. Ancak, seçimler öncesi yapılacak bu tür tartışmaların partiye zarar vereceği düşüncesi ile imza toplanma sürekli rafa kaldırılıyor. 9 metropol ilçe başkanı ile birlikte hareket eden eski ilçe başkanı Sıtkı Kürüm, tabanına ve diğer ilçe başkanlarına "İlçe bizi kazanmıyorsa, biz ilçeyi kazanalım" sözleri ile önce parti imajını vererek ortalığı yatıştırmaya çalışıyor.
Tabii Konak ilçe teşkilatı da ortalıklarda yok. En son Deniz Baykal'ın İzmir ziyaretinde, CHP Konak ilçe, üç kişilik bir karşılama ekibi ile protokolde yerini alıyor. Kim bunlar; Tayfun Emre, Cem Aksak, Gülperi Yılmaz. Aşağıdan say üç. Yukarıdan say üç. Konak ilçede belirsizliklerin olduğu gerçek. Bu belirsizlikleri ortadan kaldırmak için şimdilerde tekrar imza toplanıyor. İşin garip yanı imza toplayanlar seçim kaybeden delegasyon değil. Aslanlar gibi çıkıp Tayfun Emre'yi destekleyen grup. Örgütleyen ise Kemal Karataş. Gülümsediğinizi fark edebiliyorum.
İmza toplayan grup seçim kaybeden delegelere giderek, "Hadi siz de gelin bize katılın, bu işi beraberce bitirelim" sözleriyle güç birliğine çağırıyor. Şimdi, bu imzaların toplanmasının nedenine gelince, öncelikle Kemal Karataş için imza sayısı kaç olursa olsun, Konak ilçede seçime gitmek gibi bir düşünce yok. İmzalar toplanacak, Kemal Karataş aslanlar gibi Ankara'ya gidip, çıkacak Genel Sekreter'in karşısına; "Buyurun size şu kadar sayıda imza. Biz partimiz adına bu imzaları topladık. Arkamda bu kadar delegenin imzası var" diyerek kendisinin güçlü olduğu imajını vermeye çalışacak. İkincisi ve en önemlisi ise, Konak ilçede güçlü durumda olan, Genel Sekreter Önder Sav ve ona yakın milletvekilleri ile birlikte hareket eden Sıtkı Kürüm'ün altı boşaltılacak. Sıtkı Kürüm'ün altının boşaltılması ile diğer ilçe başkanlarına da şu sözler söylenecek, "Sizin de durumunuzu gözden geçirebiliriz". Benden söylemesi...
Doğru açıdan bakıldığında, toplanan imza sayısı ne olursa olsun, seçim öncesi bir ilçede kongre yapmanın partiye zarar vereceği bir gerçek. Ancak birilerinin masaya vurma zamanı da geçmek üzere. Siyaset boşluk kabul etmez. CHP, hala bu ilçe yönetimi ile çalışmalarını sürdürmeye devam ederse, imza toplamaya heveslenen daha çok kişi çıkar.
Sayın Önder Sav, öncelikle İzmir'de gücünüz ve partiye olan hakimiyetiniz devam edecekse, verin yetkiyi İl Başkanı Selçuk Ayhan'a, Konak ilçeyi en kısa zamanda seçime götürsün. CHP, Konak ilçeye gelecek güçlü bir yönetimle seçimlere hazırlansın. Yok seçim öncesi böyle bir uygulama yanlış olur düşüncesi ile hareket ederseniz, Konak'ta seçim kazanılmaz, bu şartlarda Konak'ta seçim sadece kaybedilir.