Agah Dede'nin bayram torbası
Yazar: Agah Agamemnon
Nihayet Kurban Bayramı! Hem de yeni yılla birlikte, çifte bayram.
Esnaf biraz iş yapacak, çalışanlar az buçuk dinlenecek, yoksullar hiç olmazsa birkaç gece tok yatacak.
Ne patronun ağız kokusu, ne çoğu anlamsız işlerin bitmez telaşı; sadece el öpülecek.
Ev baklavaları yenip; şekerler, çikolatalarla birlikte verilen bayram harçlıkları çocukları mutlu edecek!
Hacca giden müminler, bu sene şeytanı biraz daha iyi taşlasınlar; çünkü 2007 şeytanlıkların yılı olacak!
Örneğin; Balçova ve çevresinden hacca gideceklerin pasaport için başvuru durağı; Narlıdere Emniyet Müdürlüğü'nün birinci katı.
Bizim yaşlılar kahvesinden gidenler gitmiş. Başvuru formunu doldurdunuz ya da pasaport süre uzatımı talebinde bulundunuz; devlete ödeyeceğiniz harç için gerisin geri Üçkuyular'daki Hava Hastanesi arkasındaki vergi dairesine gitmek zorundasınız.
Altınızda otomobil yoksa, bir acenteye de işlerinizi takip için başvurmamışsanız seve seve gedeceksiniz Üçkuyular'a, sonra da döneceksiniz yeniden Karakola.
Hangi akla hizmet Allah aşkına, parayı orada Kaymakamlığın yanı başında tahsil edecek bir masa kurulamaz mı?
***
Suudiler, hac boyunca en fazla izdihamın yaşandığı şeytan taşlama yerini yeniden düzenlemişler; duvarı uzatmışlar ki herkesin taşı değebilsin!
Dikkatimi çeken ise, eski Konak Belediye Başkanı Ahmet Sarışın'ın umre ziyaretinden sonra, şeytan duvarının büyütülmesi!
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de gitmiş hacca, bürokratlarıyla, yakışır! Bir taş da benim için atar artık.
Pek çok zengin Türk'ün hac boyunca kaldığı yer de, Osmanlı'dan yadigar Ecyad Kalesi'nin şimdi yerinde yeller esen alanında kurulu süper lüks rezidansmış.
Düşünün tuvalete giriyorsunuz, manzarası Kabe; böyle şey olur mu canım?
Osmanlı'nın tarihi değerinin içine eden Suudilerin ekmeğine ..k sürüyorsunuz, orada kalarak.
***
Direklerarası eğlencelerini eskiler bilir.
Şimdi de sayın Başbakan, bayram öncesi ulusuna seslenirken "Demokrasinin direğinin hayata dönmesi"nden söz etmiş.
Yani "orta direk" canım, hani Özal da diline dolamıştı yıllarca.
Demiş ki; "Benim demokrasinin direği olarak gördüğüm orta sınıf yıllardan sonra yeniden hayata dönüyor, tekrar ortaya çıkmaya başlıyor".
Sahi bu sözleri sarf eden Sayın Başbakan, bayram ve benzeri tatillerini 7 yıldızlı otellerde geçiren kişi değil midir?
Sanki, asgari ücrete günlük 75 yeni kuruşluk zammı Saddam Hüseyin yaptı!
Sanki Türkiye'de 5 kişiden biri yoksul değil!
Anlaşılan sayın Başbakan sağ olsun; "direklerarası eğlenceleri" sadece Ramazan'da değil; bu sözlerle Kurban Bayramı'nda da "ulusa sesleniş"le hatırlandı..
***
"Agah Dede"nizin torbasından, basının "bayramlık nasibi"ni unutmayalım:
Eskiden Paris, Türkiye'de sistemle sorunlu aydınların sürgün yeriydi.
Şimdi; EXPO denilen organizasyon başlığı altında İzmir'deki basın temsilcilerinin "gücü tavaf" şehrine dönüştü,
"Kankalar saltanatı", Paris'e yol aldı hatta gelip köşelerinde; "İzmir'in birliğe ihtiyacı var" mırın-kırınını yumurtladı.
Hatırlatayım; sizin Paris'iniz varsa, İzmir'in Agamemnon'u var.
Herkesin gemisine binip, herkesin dümeninde yol almaksa hayat doğrunuz; ilk fırtınada su alırken geminiz, filikalara binme yarışında birbirinizi tekmelersiniz siz.
Filmler izletmişler size İzmir ile ilgili; asıl filmi çeviren sizlersiniz.
Bir yönetmen görür hünerlerinizi, gün gelir.
***
Ege Bölgesi'nde hangi televizyon yıldızının sahip olduğu konutun, imar planında "garaj" göründüğü iddialarını; hangi televizyon sahibinin eşinin, kocasına kızarak başka bir şehre kaçtığını ve ne şartla döndüğü dedikodularını duyan oldu mu?
Yoksa yenge hanımı Noel Baba mı yeniden kocasına getirdi?
Bu sorular, bayram şekerim olsun size?
İyi bayramlar, mutlu yıllar!