Beni başkası ameliyat etti
Yazar: Nesrin Coşkun
Bu şikayetle İzmir Tabip Odası'na yapılan başvurular hergün artıyor, dosyalar kabarıyor. Aynı şikayetler bize de geliyor. Bazıları mahkemelik durumda. Olay şu; hasta ameliyatı için bir cerrahla anlaşıyor. Bu genel cerrah olabilir, kalp, beyin, KBB, kadın doğum, ortopedi olabilir. Hekimi üniversite, eğitim ya da devlet hastanesinde çalışıyor ya da tam gün muayeneci olabilir. Malum devlette part-time çalışanlar ameliyatlarını anlaşmalı oldukları özel hastanelerde yapıyor. Bu çalıştıkları özel hastanelerin de ayrıca sabit, sürekli çalışan kadrolu doktorları var. Hepsi diyemez, genelleyemeyiz. Ama bazı özel hastanelerde yapılan ameliyatlardan sonra hastalar soluğu Tabip Odası'nda alıyor. Çünkü kendisine kesilen faturada, yazılan reçetede anlaştığı hekimin adı yazmıyor. Hastanenin kendi hekiminin imzası, kaşesi var. Bunu gören hasta şokta, "Benim ameliyatımı başkası yaptı" diye feryat ediyor. Hesap soruyor.
İşin maliyelik boyutu bir tarafa, hekimlik boyutu da büyük cesaret istiyor. Sahte fiş, fatura vermenin yanında bunun ameliyat sonrası var, komplikasyon riski var, duyulup rezil olma tehlikesi var. Var da var.
Bu işe "dur" diyebilmek için belki TTB Yüksek Onur Kurulu sonuçlanmış vakalardan "ibretlik" olanları açıklar, sağlıktaki bir acayip durumun daha önüne geçilir.
Savunma çürüteceklermiş
Kim adına yapıldığı sır gibi saklanan "yabancı sağlıkçı" anketinin sahibi belli oldu. 30 soruluk, "Sağlık mesleklerinin icrasında Türk vatandaşlığı şartının kaldırılması etkilerini ölçmeye yönelik" anketi meğer Türk Sağlık Sen yaptırıyormuş. "Yabancı sağlık mensuplarının ülkemizde çalışmalarının, çalışırlarsa ülke ekonomisi için iyi olup olmayacağı, bunun sağlık hizmetlerinin fiyatını artırıp artırmayacağı, ülkemizde yabancı sağlık mensupları çalışırsa, hastalandığınızda Türk sağlık meslek mensuplarının mı yoksa yabancı sağlık mensuplarının mı size bakmasını istersiniz?" gibi soruların yer aldığı anketi sağlıkçıya, vatandaşa yapmalarını nedenine gelince...
Sağlık Bakanlığı anket yapılan konuda herkesin haberdar, bilgili olduğunu savunuyormuş. Sendikada bunun böyle olmadığını ortaya koymak için anket uygulamış. Yani insanların başta sağlık çalışanların bile bihaber olduklarını ortaya koymak için. Sonuçlarını da yakında açıklayacaklarmış.
Ne değişti?
Bilmiyorum, belki de şimdiden havasına girmek için işe isimden başlamış olabilirler. Bilmece gibi oldu değil mi? Türkiye Kızılay Derneği İzmir Kan Merkezi'nden söz ediyorum. Artık kendilerinden Ege Bölgesel Kan Merkezi olarak söz ediyorlar. Kendilerine kan bağışlayan vatandaşların cep telefonlarına gönderdikleri SMS'lerde imzaları böyle. Daha önce de gündemimize gelmişti. Kan ve kan ürünleriyle ilgili kanun değişiyor. Kan merkezlerinin kapatılıp, bu hizmeti sadece Kızılay'ın vermesi konusunda epeydir çalışmaların sürdüğü biliniyor. 2007'de bu değişirse bu işin tekeli Kızılay olacak. İşte o zaman bu ad yakışır, hak ederler. Ancak Kızılay'ın bu hizmeti karşılayabilmesi için ciddi yatırıma, teknolojik donanıma ihtiyacı var. Şimdi bulunduğu yer ise bu ünvanı, hizmeti üstlenmeye uygun değil. Manavkuyu'da böyle bir merkez kurma çabaları var ama ne zaman ortaya çıkar bilinmiyor. Belki yasa çıktığında bile bu hizmete talip, en iyi teknolojik donanıma sahip olduğu söylenen belki Dokuz Eylül, belki Ege Üniversitesi önlerine de geçebilir. (Hoş, bu hükümet üniversitelere sıcak bakmadığı için ben ihtimal veremiyorum) Yani ortada fol yok, yumurta yok. Şimdiden böyle bir isim değişikliğine gidilmiş. Belki diyecekler ki "Biz Ege Bölgesi'ne hizmet veriyoruz. Biz merkeziz, Ödemiş'teki, Uşak'taki kan merkezleri birer istasyon, şube gibi. O yüzden bu ismi kullanıyoruz." İyi de yıllardır bu böyle, şimdi ne değişti?
Sağlıkçılar aşıya
Bu yıl kuş gribinin "salgın"la gelebileceği tehlikesine karşı Sağlık Bakanlığı, başta doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarını "bildiğimiz" gribe karşı koruma altına almak için aşı uygulamasına başladı. Yani aşılar bir kuş gribi vakası ya da salgını olasılığında bile sağlıkçıların normal gripten hasta olup yatmaması için yapılıyor. Henüz kuş gribinin aşısı yok, yanlış anlaşılmasın.
Aşılar üniversite hastaneleri dahil dağıtılmaya başlandı. Öncelik risk gruplarında, hastayla ilk karşılaşacak, sürekli temas halinde olacak personelde. Acil servis, intaniye kliniklerini doktorları, hemşireleri, yoğun bakım çalışanları gibi. Sonra sıraya aşağıya doğru inecek. Ancak memurlar, hizmetliler ilk listelere alınmayınca bazı hastanelerde kriz çıktı. "Mikrobu almak için hastane ortamında olmak yetmez mi?" diyorlar. İçlerini ferah tutsunlar. Sağlık çalışanları olarak 18 bin aşı ihtiyacına Bakanlık bin fazla göndermiş. Bakanlıktan önce kendi olanaklarıyla aşı olanlar da epeyce imiş. Plansız programsız yaparak, asıl aşılanması gerekenlerin atlanmaması için "acil öncelik" listeleri yapılmış. Artanlar da yine hastayla yakın temastan hiç temasa göre sıra dahilinde yapılacak.
ÖZLÜ SÖZ : Evinizin eşiğini temizlemeden, komşunuzun damındaki kardan şikayet etmeyiniz.
Konfüçyüs