CHP ve AKP
Yazar: Fevzi Yılmaz
Hafta içerisinde CHP'ye katılımlar yaşandı. Türkiye'de seçimlere 'böldürmeyeceğiz, soydurmayacağız, ezdirmeyeceğiz' sloganı ile yola çıkan CHP bu sloganı sürekli kullanacağa benziyor.
Hafta içerisinde CHP İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları bu sloganı kullananlar arasındaydı. Hafta sonu Narlıdere'de partiye yeni katılımların olduğu toplantıda bu sloganı yine dile getirdi. Miçooğulları, öyle bir sert konuşma yaptı ki sadece AKP hükümetine eleştiri getirdiği gibi, parti içi çekişmelere de gönderme yaptı.
Miçooğulları öncelikle, kendisini konuşmasını yapmak üzere çağıran İlçe Başkanı Halil Serbeş'i uyardı. 'İzmir milletvekilimiz Türkan Miçooğulları' şeklinde sunuma tepkiliydi. Konuşmasına; "Ben sadece bu partinin İzmir milletvekili değil, aynı zamanda Narlıdere ilçe kurucu başkanıyım' diyerek konuşmasına başlayarak,bilmiyorsan öğren dedi Halil Serbeş'e.
Daha sonra sinirli bir ses tonu ile konuşmasına devam etti. Bu partiye tüm üye olanların parti tüzüğünü okuduğunu ve 'okudum' diyerek bu üyelik formunun altını imzaladığının altını çizdi ve ekledi, "Bu parti aşağıdan yukarıya örgütlenir, yukardan aşağıya yönetilir. CHP hiç kimsenin bireysel veya bir koltuğa birilerine getirme yarışının olamayacağı bir partidir. Bir liste kazanır. Örgüt kime seçimle görev vermişse ona saygı duyulur. Hele kaybedenlerin partiye küsme, partiye gelmeme çalışmama lüksleri yoktur" şeklinde konuşmasını sürdürdü.
Bu konuşmanın ardından tabi bazı göndermeler olduğunu salonda birçok kişi farkında olamadı ama, salonda bulunan gerek metropol ilçe başkanları gerekse, belediye başkanı verilmek istenen göz dağının farkına varmıştı. Bilinen bir gerçek vardı ki, özellikle kendi seçim bölgesi olan Yarımada'da işler pek Miçooğulları'nı istediği gibi gitmiyordu. Bir kan kaybı olduğu gözlerden kaçmıyordu. Özellikle İl başkanlığı seçimlerinde kendi tabanı ile ters taraflarda yer alarak, hatta Genel Başkan Deniz Başkan Deniz Baykal ile bile ters düşerek, Selçuk Ayhan'ı desteklemişti. Şu an İl başkanlığı koltuğunda da Selçuk Ayhan oturmaktaydı. İlçe başkanı Halil Serbeş'in de kimi desteklediği biliniyordu. Kısacası "Sen öyle dersen, öyle davranırsan ben de yaptığım konuşma ile senin kulağını böyle çekerim” göndermesi vardı.
Rozet töreni bittikten sonra, verilen kokteyl sırasında Türkan Miçooğulları ile bire bir konuşma fırsatı buldum ve yaptığı konuşmanın satır aralarında kime gönderme yapmak ya da, kimi eleştirmeyi amaçladığını sordum. Yanıtı tabi ki benim istediğim doğrulta da değildi. "Ben tüzük gereği üyelerin yapması gerekenleri anlatmayı amaçladım ve 1994 senesinde Narlıdere İlçe örgütünü kurarak, bu partide geceli gündüzlü çalışarak siyasette bir kadın milletvekilinin gelebileceği en üst seviyelere geldim" şeklinde yanıtladı. Bu yanıtın ardından doğal olarak konuşmamıza sorularımızla devam ettik. Diğer sorduğum bir soru ise, milletvekilliği için tekrar aday gösterilmediği taktirde, kendilerinin de söylediği gibi, yani küsmeyerek parti içerisinde çalışmalarına devam edip etmeyeceğini şeklindeydi. Yanıtı da ilginç geldi bana. Miçooğolları, "İçimde tabi ki bir burukluk olur. Ama ben böyle bir durumun olmayacağını düşünüyorum. Çünkü başarılıyım. Benim yerime kim gelecek. Varsa benim gibi başarılı bir bayan milletvekili" diyerek yanıtladı. Bir örnek vererek başarısı dikte etmek istedi; "Geçenlerde Anadolu'da katıldığımız bir toplantıda bağbozumu şenlikleri ile bir konuşma yaptım. Konuyu beş dakika içerisinde toparladım ve anlattım. Kadın Kolları Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili, Güldal Okuducu, beni konuşmam dan ötürü kutlayarak, bir konu bu kadar kısa sürede toparlanarak katılımcılara aktarılabilir" dedi,
Bu yanıtın ardından da aday gösterilememe durumda bile ömür boyu milletvekili kimliği ile dolaşacağının altını çizdi.
Bu sohbette bende şu izlenimleri bıraktı. Evet bir sıkıntı olduğu gerçekti. Bu dönem gösterilecek milletvekili sıralamasında hiç düşünülmeyecek ismimler seçilecek sıralardan gösterilebilirdi. Hala görevdeki milletvekillerinin bir kısmı ki, buda Türkan Miçooğulları da dahil olmak üzere, orta sıralardan aday gösterilip madem tabanda güçlüsünüz çalışın girin denebilirdi. Sohbetin sonunda yanımızda olan Yılmaz Kaya'ya ise, "Batman'da önemli işlere imza atıyormuşsun" sözlerimin sonrasında, Yılmaz Kaya, espriyle "Biz İzmir olmazsa Batman'ı garantiledik" yanıtı ise her her sorunun yanıtı idi.
CHP kulisleri bundan sonra da sanıyorum çok hareketli ve ilginç olayları içinde barındıracak.
Biraz da AKP
AKP’de de genel seçimler öncesi CHP’deki tartışmaların benzeri yaşanmaya başladı. Şimdiden Ankara için sıralama dedikoluları kulislerde dolaşmaya başladı. Sıralamada en şanslı isim ise, Nükhet Hotar Göksel. Nedeni ise, partinin vitrinde iyi bir görüntü vermesi. İl Başkanı Ali Aşlık ise en rahat isimler arasında. kendisi de bunun farkında olacak ki; eleştiri oklarını daha sertleştirerek siyasi demeçler veriyor. Bu tavrı ile Ankara hazırlıklarına şimdiden başlamış görüntüsünde. Ancak kendinden sonra kimin il başkanı olacağı ise parti kulislerinde şimdiden konuşulmaya başladı. "Eğer ben milletvekili olmak istiyorum" diyerek, hedefini Ali Aslan Ankara’ya yönlendirmezse, kesin il başkanı olur gözü ile bakılan Rahmi Taştan’nın tek ciddi rakibi. Ancak kim rakip olursa olsun Rahmi Taştan’nın sırası geldiği ve Rahmi Taştan’nın "İzmir İl Başkanlığı milletvekili koltuğundan daha önemli bir makamdır" sözleri. Bu tartışmalara son noktayı koyuyor.