Jeotermalde iÅŸlem tamam!
Yazar: Hakkı Ülkü
Ege Bölgesi'nde, birçok bölgede ev ve işyerlerinin jeotermalle ısınması ve halkımızın ucuz temiz, yerli ve yenilenebilir olan bu enerji kaynağı sayesinde her ay en az 100 YTL parasının cebinde kalması mümkündü.
Ülke genelinde ilk etapta 1 milyon konutu ısıtacak kapasitedeki jeotermal kaynaklar sayesinde halkımız vanası başka ülkelerin elinde, geçen kış olduğu gibi her an kesilme ihtimali olan ve fiyatı petrol ve döviz kurlarındaki artışa göre belirlendiği için sürekli artan doğalgaza mahkum olmayacaktı. En az 2 milyar dolar devletin, halkın cebinde kalacaktı ki, gözü halkın cebinde olanların yardımına AKP iktidarı yetişti.
Öncelikle, "Yeterli jeotermal kaynakların bulunduğu bölgelerdeki valilik ve belediyelerin sınırları içinde kalan yerleşim birimlerinin ısı enerjisi ihtiyaçlarını öncelikle jeotermal ve güneş termal kaynaklardan karşılamaları esastır" şeklinde jeotermalin kullanımı açısından son derece önemli olan bir madde içeren ve 9 Temmuz 2004'te Komisyon'da görüşüldükten sonra TBMM Başkanlığı'na gönderilen "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı", Meclis'te yaklaşık 1 yıl bekletildi.
Bu arada AKP iktidarı belli bazı çevrelerin etkisi altında kalarak Türkiye'nin değişik yerlerinde olduğu gibi jeotermal açıdan gayet zengin olan Ege'de de doğalgaz dağıtım ihaleleri yaptı. Uşak'ta 2.12.2004'te, İzmir ve Tire'de 27.01.2005'te, Manisa, Turgutlu ve Akhisar'da 24.02.2005'te ihaleler yapıldı ve jeotermal enerji görmezden gelindi. Hiç gerek yokken ithal enerjiye mahkumiyetimiz bir kez daha perçinlendi.
Daha da ileri giderek, 13 Ocak 2005'te Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından çıkarılan bir yönetmelikle sözde hava kirliliğinin azaltılması amacıyla doğalgaz hatlarının geçtiği yerlerde ısınma amacıyla doğalgazın kullanılması zorunlu kılınarak, jeotermal enerji yasaklanmak istendi.
Jeotermalin bulunduğu yerlerde önceliği jeotermal enerjiye veren ve bu konuda yerel yönetimleri sorumlu tutan "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun Tasarısı" ise bu hükmü 7. maddesinin son fıkrasında aynen koruyarak 5346 sayılı yasa olarak kabul edildi.
Eksikleri bulunmakla beraber jeotermal enerjinin kullanılmasını bir anlamda zorunlu kılan bu yasayı sevinçle karşıladık ve Enerji Bakanı'na bu durumda, doğalgaz ihalesi yapılmış olan hatta faaliyete de girişilen jeotermal açıdan zengin yerlerde şimdi ne olacak diye bir soru önergesi yönelttik. Gelen yanıt AKP zihniyetini tarif eden tam bir skandal niteliğinde oldu. Yasa açıkça jeotermali zorunlu kılarken Sayın Bakan yanıtta, "İdareler bu konuda gerekli ekonomik ve teknik analizleri yaparak önceliği belirleyeceklerdir." diyordu. Yani yasanın emrettiği konuda bakan yetkiyi yürütme organına veriyordu. AKP kırk yılda bir ülke yararına bir yasa çıkarmış onu da bu şekilde yok etmişti.
Ve şimdi de MTA Genel Müdürlüğü, elinde bulunan jeotermal sahaları ve kuyuların kullanımını özel sektöre devredilmesine karar verdi. Bu doğrultuda, 20 jeotermal sahası ve kuyuların kullanım haklarının özel sektöre devredilecek. Büyük bölümü Ege bölgesindeki illerde bulunan jeotermal sahası ile kuyuların devrine ilişkin ihaleler, 12 Kasım 2006 tarihinde yapılacak. Fakat başta Ege'dekiler olmak üzere bu bölgelerde doğalgaz dağıtım şebekeleri bitirilmek üzere yani ısınma amaçlı kullanılma imkanı neredeyse hiç yok. Geriye sadece termal turizmi ya da seracılık kalıyor. Muhtemelen bu ihalelerin kazananları da "Yeşil Sermaye" içinden çıkacak..
Kısacası AKP iktidarı jeotermalin ısınma amaçlı kullanımını doğalgaz lehine ortadan kaldırmak için her şeyi yaptı. İşlem tamam! Şimdi soran olursa, "Tüm kuyuların kullanımını hizmete açtık. Nereden nereye..." gibi bilindik nutukları atmaya başlayacaklar. Ama, Kim için? Ne için? Ve ne şekilde?
Yazık! Ülke kaynaklarına yazık! Bu halka yazık! Allah'ın suyuna yazık! Ruslara, İranlılara ve AKP'ye ise bravo!