Koalisyon sürmeli mi, sürmemeli mi?
Yazar: Fevzi Yılmaz
İl Genel Meclisi'nde koalisyon tartışmaları son günlerde değişik boyut kazanmaya başladı. İl Başkanı koalisyonun sürdürülmesi gerektiğini söylerken, CHP içerisinde bazı muhalefet grupları bu koalisyonun CHP'ye zarar verdiği görüşündeler. AKP ise, yaptığı grup toplantısın da koalisyonun devamı şeklinde karar aldı. AKP koalisyonun bozulmaması istememesi doğal. Önümüzdeki süreçte, encümen içindeki üye sayılarını artırarak yürütmede etkili olacaklar. Ayrıca Nisan ayında yapılacak il genel meclis başkanlığına da kendi partilerinden bir isim seçilecek. Kısacası AKP'lilerin "Bekledik, sıra bizde. Kırsala biz hizmet götüreceğiz, önümüzdeki süreçte bu hizmetimizi genel seçimlerde 'oy' olarak kendi lehimize kullanacağız" demeleri kadar doğal bir gerçek olamaz.
CHP ise, yine kendi içerisinde muhalefet, hatta muhalefetin muhalifini yaratarak konuya farklı pencerelerden bakıyor. Öncelikle iki ayrı görüş var. Bunlardan birincisi; İl Başkanı Selçuk Ayhan'nın seslendirdiği, "koalisyon sürmelidir". İkinci görüş ise, "önümüzdeki günlerde genel seçimler yapılacak. Biz omuz omuza çalışarak mı seçim çalışmaları yapacağız?"...
Bu tartışmaların ışığında, çarşamba günü yapılacak CHP grup toplantısı ise sert tartışmalara gebe. Grupta büyük olasılıkla, "grup başkanı kim olacak?" tartışmaları yaşanacak. Yücel Özen, şu an CHP'nin Grup Başkan Vekili. Doğal olarak koalisyon bozulmadığı takdirde bu görevine büyük bir olasılıkla devam edecek. Eğer İl Genel Meclisi üyelerinin çoğunluğu ikna edilerek, "koalisyon bitirilmelidir"şeklinde karar çıkarsa, Özen bu görevi bırakacak. Ancak Yücel Özen'nin görevde kalması için yoğun kulis çalışmaları sürmekte. Hatta, AKP eski Grup Başkan Vekili İsmail Yılmaz CHP'li meclis üyelerini arayarak Yücel Özen'e oy istediği il genel meclisi kulislerinde kulaktan kulağa dolaşıyor. Tabii burada İsmail Yılmaz'ın kişisel beklentileri Yücel Özen'nin grup başkan vekili olmasına ve AKP içerisinde kendisini destekleyen 23 meclis üyesine bağlı. Nedenine gelince; Nisan ayında yapılacak il genel meclis başkanlığı için İsmail Yılmaz'ın İl Başkanı Ali Aşlık'a rağmen "Başkan olabilir miyim?" düşüncesi.
Bu gelişmelerin dışında, CHP'de yeni bir aday var: Ercan Tatı. Ercan Tatı DSP içerisinden gelen bir isim. Ercan Tatı'nın süpriz çıkışlarına İzmir alışkın. Neden derseniz, bir dönemler, Buca Belediye Başkan Cemil Şeboy'un DSP'den aday olması sonrası Bülent Ecevit'e yapmış olduğu çıkış hala akıllarda.Bunun yanında Ercan Tatı'nın aday olmasına sıcak bakılmadığı, parti tabanında bu konuda desteğin olmadığı sürekli konuşulan bir konu. Konuşulan aynen şu: "Ercan Tatı, İl Başkanı Selçuk Ayhan'ı bir ay boyunca sürekli aradı. Eski meclis üyelerinden Sumru Karayel'in eşinin cenaze töreninde Allattın Yüksel'in aracının kapısını önünü ilikleyerek kapısını açtığı gözlerden kaçmadı. Buca İlçe Başkanı Mehmet Süne'ye giderek 'Ben grup başkanı olayım, sizin intikamınızı alayım' şeklinde konuştuğunu herkes biliyor."
Bunun yanında metropol ilçe başkanlarının bu koalisyonun sürmemesinden yana bir tavır sergiledikleri de gerçek. Metropol ilçe başkanları da bu konuda yoğun kulis çalışmalarını sürdürmekteler. Her ilçe başkanı kendi il genel meclis üyelerine bir şekilde ulaşma peşinde. Bir örnek; Gaziemir CHP İlçe Başkanı Yüksel Demirsoy'un Gaziemir meclis üyelerine "DYP ile koalisyona evet mi, hayır mı?" şeklinde cep telefonu mesajları ile kamu yoklaması yapması. Bunun dışındaki metropol ilçe başkanları ise sürekli kendi aralarında toplantılar düzenleyerek strateji belirliyorlar. Haklı nedenleri var tabii ki. Yücel Özen'nin "İsmail efendi tarikatı" çıkışını unutmuş değiller. Eğer Ercan Tatı ya da bir başka isim seçildiği takdirde, gerek il başkanı Selçuk Ayhan'dan gerekse, Yücel Özen'den rövanş almış olacaklar.
Hakkı Berksü ise, net bir görüş bildirmeden tarafsız davransa da, koalisyonun bozulmasından yana olduğu da tüm partililer tarafından biliyor. Hatta bazı parti içi görüşlere göre, Ercan Tatı'nın Grup Başkan Vekili olamayacağını bile bile Hakkı Berksü tarafından gizliden gizliye destekleniyor. Bunun nedeni olarak da, Nisan ayında yenilenecek il genel meclis başkanlığında tekrar görev almasını istediği yattığı konuşuluyor.
Tüm bu soruların yanıtları hafta içerisinde yapılacak grup toplantısında yanıt bulacak. Ancak bilinen bir gerçek var ki, önümüzdeki süreçte genel seçimler yapılacak. Ankara düzeyinde CHP ve AKP'nin seçilme yaşının 25'e indirilmesi, bağımsız üyelerin aynı oy pusulası içinde yer alması konusunda ortak bir noktada birleşmiş olmaları doğrudur. Ancak, CHP'nin AKP'nin teslimiyetçi politikalarına karşı gösterdiği tavır da bellidir. Bunu yerele indirgediğimiz zaman, AKP bu konuda daha şanslı olacaktır. İzmir'de kırsal kesim özellikle mega şehir kapsamına alınan köylerde hizmet aksamları nedeniyle CHP oy kayıplarına uğramaktadır. AKP İl Genel Meclisi'nde bu çoğunluğu yakalayınca iktidar gücünü de kullanarak kırsal kesime yakın olması da kolay olacak ve "Oyunuzu bize verin size kısa sürede hizmet getirdik"diyebilme gücünü gösterecektir. "Ancak bu koalisyon devam etmeli" demek de olası doğal olarak. Siyasi etik anlayışına göre, "Bugüne kadar sorunsuz gelen bir koalisyon var ise, devam etmesi de gereklidir, doğru olan da budur" demek de doğru olabilir.