Yeni bir eğitim yılına girerken
Yazar: Elbin Ertunç Dinç
Türkiye'de on iki milyon öğrenci için yeni bir eğitim öğretim yılı başladı. Devlet okullarındaki öğrencilerin bir yıl boyunca okuyacakları ders kitapları, sıralarının üzerinde onları bekliyor. Bakanlığın üç yıldır ücretsiz ders kitabı dağıtarak eğitime önemli bir hizmet yerine getirdiğini düşünenler varsa, biraz daha düşünmelerini öneririm.
Milli Eğitim Bakanlığı Yayımlar Dairesi Başkanlığı'nın yetki ve sorumluluğunda yürütülen "Ücretsiz Ders Kitabı Temini" kapsamında 104 milyon 337 bin 624'ü ilköğretim, 34 milyon 701 bin 242'si ortaöğretimde olmak üzere toplam 139 milyon 39 bin 364 kitap ücretsiz dağıtılacak. Bu iş için de bütçeden yaklaşık 300 milyon YTL kaynak ayrıldı.
Bakanlık ücretsiz ders kitabı dağıtma uygulamasına bundan iki yıl önce başladı. Geçtiğimiz iki yıl, bu uygulama sadece ilköğretim öğrencilerini kapsarken; bu yıl ortaöğretim öğrencileri de ücretsiz kitap dağıtma uygulamasına dahil edildi.
Milli Eğitim Bakanımız, bundan önceki bakanların düşünemediğini düşündü ve kitapsız tek bir öğrenci bırakmadı. Acaba neden? Sadece hayırseverlik duygularıyla açıklanamayacak kadar ciddi bir proje bu. Çocuğunun ders kitaplarını alamayacak durumda olan anne babalara böyle bir hizmetin verilmesine kimsenin bir itirazı olacağını zannetmiyorum.
Yaşadığımız şehri ele alalım. Kayıt için önünde kuyruklar oluşan, eğitim kalitesinde ve sunduğu hizmette özel okulları aratmayan birçok eğitim kurumu ve çocuklarını devlet okullarında okutan sosyoekonomik durumu orta ve daha üzeri olan o kadar veli varken, ücretsiz kitap dağıtma uygulamasının kime nasıl bir yarar sağlayacağını sorgulamak gerekiyor.
Bakanlığın eğitimle ilgili diğer konularda gösteremediği hayırsever tavrı, ders kitapları söz konusu olunca göstermesinin ardında başka niyetler aramak gerekiyor. Geçen yıllarda bazı konuların ders kitaplarında yer alma biçimleriyle ilgili haberler, bu düşünceyi haklı çıkarıyor. Niçin Cumhuriyet tarihimizin en önemli gerici isyanlarından biri olan Şeyh Sait ayaklanması görmezden geliniyor? Niçin Ata'mızın değerli eşi Latife Hanım'ın onca fotoğrafı varken henüz kıyafet devrimi yapılmadan önce çekilmiş başörtülü fotoğraflarına yer veriliyor?
Çünkü bu ülkede basılan ve dolayısıyla okunan kitapların yarısından fazlası ders kitaplarıdır.
Çünkü bu ülkede okutulacak ders kitaplarının içeriğinin denetleme görevi iki yıl önce Talim Terbiye Kurulu'nun elinden alındı. Talim Terbiye Kurulu Başkanı değerli eğitim yöneticisi Sayın Ziya Selçuk da sanıyorum bu duruma müdahale edemeyince, yanlışa daha çok ortak olmak istemeyerek istifa etti.
Çünkü bu ülkede iktidara yakın olanlara çeşitli vesileler yaratılarak tonlarca para kazandırılması gerekir.
Çünkü bir gün hafızalardan Atatürk'ü ve onun eseri Cumhuriyeti silmenin yolu, şimdiden genç beyinlere nüfus etmektir.
Bu kadar olumsuzluğa, bir de kolaycılığı seçen tek öğretim aracı olarak ders kitaplarını gören bir nevi ders kitaplarının sesli aktarıcıları olarak görev yapan öğretmenleri de eklersek hükümetin yaptığı bu harcamanın geleceğe dönük yatırım olduğu ortaya çıkıyor.
Okulların açılmasıyla, yazılı ve görsel basında okulların güvenliğinden temizliğine kadar birçok sorunla ilgili haberleri okuyacağız. Kapıda bir güvenlik birimi olmayan, tuvalete sabun koyamayan, kırtasiye ve teknik malzeme olarak pek çok eksiği bulunan okullarımızın bu sorunları en aza indirebilmek için ihtiyaç duydukları şey maddi kaynak.
Alım gücü olana da olmayana da hükümet tarafından bedava dağıtılan bu kitaplar, acaba bu sorunların çözümü için kaynağa dönüştürülemez miydi? Okullara öğrenci sayısı kadar kitap verilip okul yönetimi ve okul aile birliklerinin alım gücü olmayan öğrencileri belirlemeleri; sadece bu öğrencilere kitapları ücretsiz dağıtmaları sağlanamaz mıydı?
1000 öğrencili bir okul örneği üzerinden kabaca bir hesap yapalım. Böyle bir okulda sadece 700 öğrenciye kitap sattığımızı düşünelim. Sınıflar bazında bir kitap setinin de 20 YTL olduğunu düşünürsek 14.000 YTL gibi bir kaynak yaratılmış olurdu. Böylelikle diğer öğrencilere kitap satışından elde edilecek gelirle de okulun ihtiyaçları giderilirdi. Sadece bir öneri tabii ki.
Bütün olup bitenlerden habersiz sınıflarını dolduran tüm öğrencilerin yeni eğitim öğretim yılı kutlu olsun.