Kent'ten mektup
Yazar: Nesrin CoÅŸkun
Özel Kent Hastanesi'nin, dünyanın sağlık standartları konusunda en önemli belirleyicisi olarak kabul gören, Uluslararası JCI (Joint Commission International) tarafından akredite edildiği haberlerini hatırlarsınız. Haziranda bir toplantıyla açıklanan bu önemli başarıyı bu kez Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu bir mektupla duyuruyor. Üstünde "Kent Hastanesi'nden size özel bir haber var" yazan yeşil büyük zarfın içinden bu başarıyı ve sevinci duyuran mektubun yanısıra JCI'nın ve akreditasyonun önemini belirten broşürü çıkıyor. Broşür, (anlatmasını beceremeyeceğim) kapaklı, kutu desem kutu değil daha ince bir şeyin içinde. Kent'e yakışan bir içerik ve şıklık. Patron aynı zamanda ambalajcı da olunca ortaya tabii ki böyle bir davetiye çıkar.
Doktora ÅŸiddet
Bu kez Eşrefpaşa Belediye Hastanesi'nde yaşandı. Duymamışsınızdır, çünkü duyurulmadı. Basın toplantısı filan yapılıp saldırı kınanmadı, başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarının yaşamları tehdit altında, can güvenliği olmadan görev yaptıkları bir kez daha gündeme getirilmedi. Dayağı yiyen hekim kimmiş, ismin önemi yok. Önemli olan uğradığı saldırı ve sonrasındaki gelişmeler. Başkan Aziz Kocaoğlu, Tabip Odası yöneticileri bizzat hekimi ziyaret edip geçmiş olsun demişler, saldırıyı lanetleyip moral vermeye çalışmışlar. Hatta saldırgandan davacı olması konusunda ısrarcı olup destek vermişler. Daha ötesi ise... SSK'yla anlaşma yapılma arefesinde olayın kamuoyuna duyrulmasının "pek hoş olmayacağı" düşüncesi imiş. Bu düşünce kabul görmüş. Bu madalyonun bir yüzü. Diğer yüzünde ise başka bir durum var. Hastanede bu tür saldırılara daha doğrusu saldırganlara "caydırıcı güç" olabilecek polis de, artık geceleri görevlendirilmiyormuş.
Yani adli vakaların çokça yaşandığı, alkollünün, hapçının, psikopatın cirit atabileceği saatlerde hastanede polis yokmuş. Sadece gündüz mesaisine geliyormuş.
Hastane yetkililerinin emniyetten edindiği bilgiye göre, uygulamanın gerekçesi, geceleri başka yerlerde duyulan personel ihtiyacıymış.
Şimdi yazışmalar sürüyor, hastane "can güvenliği" için tekrar polis bekliyor, geceleri...
Nüfus memuru hekimler
İl Sağlık Müdürlüğü, 2007 başında Aile Hekimliği Sistemi'ne start vermek zorunda. Zaman daralıyor, vatandaş bilgileri eksik. Böyle olunca da sağlık ocaklarında çalışan hekimlere, hemşirelerle birlikte haftasonlarında "TC. kimlik numarası toplama" görevi verildi. İzmir Tabip Odası hop oturup hop kalkıyor. Hem uygulanmasına şiddetle karşı çıktıkları, durdurmaya çalıştıkları aile hekimliği için hekimlere sisteme katkı sağlayacak yeni, hem de meslek dışı görevler verilmesine bozulmuş durumdalar. Tepki gösteriyorlar, kınıyorlar. Başkan Opr. Dr. Suat Kaptaner ve yönetimdekiler bu görevlendirmenin yasa ve yönetmeliklere aykırı olduğunu belirtip yasal yollara başvuracaklarını söylüyorlar. Sağlığın gidişatını bundan böyle mahkemelerde de izleyeceğiz, besbelli.
Vay uyanıklar vay
Uzmanlar kapıdan gelen satıcılara karşı uyarır, "Ne satarlarsa satsınlar almayın, para ödemeyin" diye. Benim anlatacağım evlere giden tencere tava satan, üstüne de bol sıfırlı senet alan açıkgözlerle ilgili değil. İlim, bilim pazarlamaya kalkanlar. Söz konusu uyanıklar, elinden hastaneleri, dispanserleri giden SSK'nın özel-kamu her tür hastaneden, tesisten sağlık hizmeti almasını fırsat bilip, SSK İş Müfettişi Özkan Bilgili'nin yazdığı "Sağlık Mevzuatı" adlı kitabı pazarlamaya başlamışlar. Müfettişin kitabının satıldığından haberi yok. Müfettişin adını kullanıp hastanelerde, tıp merkezlerinde pazar yaratan uyanıklar, 4-5 misli fiyat istedikleri kitabı pazarlarken "satış garantisi" sağlamak için SSK Sağlık İşleri Müdürü Uzm. Dr. Murat Balanlı'nın "önerisi" diye de sunum yapıyorlarmış. Çekirgelerin marifeti çok geçmeden duyulmuş, adının kullanıldığını öğrenen Balanlı, durumu hemen İl Sağlık Müdürlüğü'ne bildirip gereğinin yapılmasını istemiş. Satmayı becerip fatura kestikleri belirlenen uyanıklar da savcılığa bildirilmiş.
Benzer bir "ikna yoluyla ticaret"te de bu kez İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Mehmet Ali Susam "kurban" seçilmiş. Birlikten içinde çok işe yarayacağı söylenen bir dizi kitap için 3 bin 750 YTL'lik bir ödeme yapılması istenmiş, dekontunun gönderilmesi halinde paketin hemen ulaştırılacağı söylenmiş. Bu satışa garanti sağlanması için de bu kez SSK İzmir Sigorta Müdürü Ali İhsan Yeşilçimen'in adı kullanılmış. Neyse ki Susam'ın elemanı uyanık satıcıdan daha uyanık çıkmış. Hemen Yeşilçimen'i arayıp böyle bir şeyden haberi olup olmadığını sormuş. Hayır yanıtını alınca da eskinin rakamlarıyla kurum milyarlarca liralık kazıktan kurtulmuş.
Sizce
SSK hastanelerinin devri kime yaradı? Bu soru inanın sağlık camiasında çok sık soruluyor, yanıt aranıyor. Yakın geçmişe ve bugüne bakınca şimdilik kimseye. İleride kime ne yararı olacak göreceğiz. Ancak son açıklanan verilere göre SSK'nın ilaç harcaması; 2004'te 2.6 milyar YTL, 2005'te 3.5 milyar YTL... 2006'da ise 5 milyar YTL'yi geçmesi bekleniyor. Hayırlı işler...
Seçim heyecanı
Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi'nde Dekan Prof. Dr. Selda Ertürk yaş haddinden emekli oluyor. Yeni dekanın belirlenmesi için 29 Eylül'de 87'nin üzerinde öğretim üyesi oy kullanacak. Diş Hastalıkları ve Tedavisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necdet Erdilek adaylardan biri. Genç meslektaşlarının rüzgarına "hayır" diyemeyen Erdilek, sandığın galibi olmak için mücadele edecek. Erdilek'in rakibi ise kıdemli dekan yardımcılarından Prof. Dr. Serhat Çınarcık. Görünen iki aday Erdilek ve Çınarcık, bir de muhtemel aday var. Prof. Dr. Aydın Bıçakçı, olabilir de olmayabilir de. Eğer aday sayısı artarsa 29 Eylül'de sandık başında heyecan daha başka olacak.