Asayiş berkemal mi?
Yazar: Münir Koçarslan
Bu soruyu bizim patron (Bülent Zarif) hemen hemen her sabah sorar... Yani, vaziyetin, işlerin yolunda olup olmadığını...
"Evet" yanıtını vermek de, duymak da hoştur.
Sanırım bu durum, koskoca bir şehrin güvenliğinden sorumlu olanlar için de geçerlidir.
Asayiş berkemalse yüzler güler, moraller yükselir, çalışmak daha da keyifli olur...
Hele bir de bu şehir, göçün getirdiği farklı toplumsal değer yargılarını, gelir dağılımındaki adaletsizliği, fırsat eşitsizliklerini bir potada buluşturmuşsa...
Üzerine bir de yasalardaki esneklikleri, boşlukları ya da yetersizlikleri ekleyin...
Kısacası suç için de, suçlu için de en uygun ortam varsa, böyle bir şehirde polis olmak da, polisi idare etmek de, asayişi berkamel kılmak da kolay değildir.
***
Çarşamba günü, İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Emniyet Müdür Yardımcısı Naci Kuru bir basın toplantısı düzenledi.
Mesele İzmir'in asayişiydi.
Ekrana gelen ajans haberlerini, istatistiki bilgileri okuyunca, yüzüm güldü.
Haziran ayının ilk haftası ile temmuz ayının ilk haftası arasında, suç oranı yüzde 35 düşmüş.
Kapkaç yüzde 65, yankesicilik yüzde 63, evden hırsızlık yüzde 25, işyerinden hırsızlık yüzde 58, öldürme, yaralama yüzde 24 azalmış.
***
Aslında, başarıya giden bu yolun kilometre taşlarını biliyordum. İşin sihrini, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve Asayiş Şube Müdürü Tekin Akdoğan'la yaptığımız sohbetlerde çözüyordum.
Çapkın, göreve gelir gelmez ayağının tozuyla verdiği demeçlerde anlatıyordu.
Anlamakla kalmadı, artık uygulamaya geçti.
Yeni bir yapılanmaya gitti. Huzur timlerini çoğalttı.
Polis sokağa çıktı.
Ekip otolarının sayısı arttı, nerede ne yaptıklarını uydudan izleyen cihazlar takıldı.
Personel için performans değerlendirme kriterlerini esas aldı.
Yani suyu getirenle, testiyi kıranı aynı kefeye koymadı. Çalışanı bazen maddi ve bazen taltif yoluyla ödüllendirdi. Çalışmayan "kızak" görevlere gönderildi.
Sistem yeni bir dinamizm kazandırdı.
Adım adım yürürlüğe girecek başka projeler de var.
Mazeret ürütmeyenleri, emeği geçenleri, çaba harcayanları kutlamak gerek.
Az daha unutuyordum.
Demek ki, isteyince oluyormuş.