Yeniden Büyük Taarruz’a Davet!
Yazar: Agah Agamemnon
Hırsızlar ve mağdurlar. Dünya var oldukça, hep var olacaklar.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin yeni genel merkezi hırsızla tanışmış!
Partinin “akıllı binası”na milletvekiliyle görüşeceğini söyleyerek girmiş, dizüstü bilgisayarı götürmüş. 100 güvenlik kameralı binada tespit edilmiş hırsızın kimliği.
Hırsız daha önce Köy Hizmetleri’nde de yapmış yapacağını. Şikayet geri alınınca bırakılmış.
Polis bu hırsızı arıyormuş şimdi her yerde…
Ye evdeki hırsızlar?
CHP bu “akıllı bina” sayesinde, mimli hırsızı teşhis ettirmiş; ama ya “çürük elma”lar.
Sayın Baykal, partiyi kullanarak belediyelerde, halkın geleceğini çalanlardan haber değil mi?
CHP’yi kötülemeyi bir yaşam biçimi olarak seçmiş adamlarla iş çeviren “başkan” sıfatlı isimleri görmek bu kadar mı zor?
Örneğin bazı CHP’li belediyelerin kurtuluş şenliği, festival ve benzeri sosyal aktiviteleri için; sanatçı getireceğim ve organizasyon yapacağım tezgahıyla “sakal” alanlar partili mi sizce Sayın Baykal?
Ya da açılışını yapacağınız İzmir Enternasyonal Fuarı’nın 75. yılı için bu tezgahı kuranlar?
Akıllı binaya akıllı genel başkan yakışır!
Gündemi belirleyen akıl ürünü açıklamalar yapan Baykal, aklını biraz da bu adamları elemek için kullanmalı.
Çünkü böyle giderse, köklü bir partinin iktidar düşü ve çağdaş bir ülkenin geleceği çalınacak.
***
Sosyal güvencesi olanlar bilir.
Hastalanınca hepimiz ilaç alırız. Reçeteyle eczaneye gitmemiz yeterli.
Gerçi bizim yaşımızdakiler tansiyon düşürücüler gibi ilaçları almak için ölmek zorunda ama..
Peki, Sağlık Bakanlığı, sizce en çok ilacı hangi ildeki eczaneden satın almıştır?
İzmir’den. Nasıl mı? Bu soruyu Bakanlık da sormuş. Bir soruşturma yürütülmüş.
Bir hastanemizin karşısında bu eczanemiz. Sahipleri ve yakın çevresi iktidar partisinden.
Bu eczacımızın, karşıdaki hastanede başhekim yardımcısı doktor bir çocuğu da var.
Neredeyse üstün gayretleriyle İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun adını “Mardinlilere iş bulma kurumu” olarak değiştirecek bir vekilimizle de dostlukları var bu eczacımızın.
Bir de Sayın Başbakan’ın İzmir’de çok sevdiği dostuyla.
Demek ki güzel hizmet veriyorlar ki, hastaneler adına yapılan ilaç alımlarında hep bu eczane tercih ediliyor!
Yani bu yakınlıkların hiçbir etkisi yoktur, Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de en çok ilaç parası ödediği eczane olmasında...
Peki, bu eczaneyle ilgili olarak SSK Sağlık İşleri Bölge Müdürlüğü’nde bir müdür yardımcısının görevden alındığı iddiası doğru mudur?
Peki ya; Sağlık Bakanlığı’nın ödediği ilaç bedeli miktarıyla, bu eczanenin Defterdarlığa bildirdiği yıllık kazanç miktarı arasında bir uçurum olduğu iddiası?
Zaten bunları soruşturanlar soruşturmuştur ya da soruşturuyordur.
Peki polis mi soruşturmuştur bu olayı?
Polis soruşturmamışsa, başka bir birim olayın takibini yapmışsa bunun gerekçesi nedir?
Bu soruları sorarken birden tansiyonum yükseldi.
Hazır tansiyonum yükselmişken, ben hemen doktora gidip ilaç yazdırayım.
***
Siyaset kurumunun iyice kirlendiği, işini yapan ordu-yargı-güvenlik-medya mensuplarını kötülemenin adet haline geldiği böylesine kötü bir ortamda, 30 Ağustos Zafer Bayramınızı kutlamak ilginç.
Çünkü meydan savaşları bitmişe, düşmanlar gitmişe benzemiyor.
Partilerin, odaların, derneklerin, medyanın temiz insanları.
Haydi yeniden BÜYÜK TAARRUZ’a.
Güçlerimizi en fazla bu dönemde birleştirmeliyiz.
Çünkü hırsız evin içinde.
Çünkü düşman evin baş köşesinde.