En biyonik CEO... 2006-08-28 00:00:00
En biyonik CEO...
Yazar: Reşat Yörük
Vestel başarısının baş mimarlarından biri Ömer Yüngül... 1989 yılında Vestel Goldstar'da genel müdür yardımcısı, 1997'de Vestel Beyaz Eşya'da genel müdür olarak önemli sorumluluklar üstlendikten sonra, 2000 yılında grubun icra kurulu başkanlığına getirildi.
Unutmadan.... Bir de Vestel Manisaspor Asbaşkanlığı var.
Altı yılda 3. Lig'den Süper Lig'e çıkan bir futbol takımı, tıpkı grubun fabrikaları gibi tıkır tıkır işliyorsa, bunda Ömer Bey'in payı çok büyük.
Çünkü bu görevin ona verilme gerekçesinin yüzde 50'si sponsorluk gereği ise yüzde 50'si de içindeki spor sevgisidir.
Hem de ne sevgi!
* * *
Ömer Yüngül'ün gençliği, spora "çılgınlık" derecesinde bağlılıkla geçmiş. İzmir Gazi İlkokulu'ndan sonra hem orta ve lise öğrenimini tamamladığı Bornova Anadolu Lisesi'nde hem de İstanbul Boğaziçi Üniversitesi'nde, neredeyse sporun aklınıza gelebilecek tüm dallarıyla yakından ilgilenmiş. En çok da başta futbol olmak üzere voleybol, basketbol, tenis ve ping pong oynamış, atletizm yapmış ve yüzmüş. Kendi ifadesiyle hiç durmadan spor yapmış.
Bu kadar yoğun spor ortamı içinde ufak tefek sakatlıkların yaşanması elbette olağan. Ama Ömer Yüngül'ün başından öyle çok sakatlık geçmiş ki, şaşırmamak mümkün değil!
Sıkı durun, sayıyorum:
Ayağı defalarca kırılmış. 3 değil, 5 değil, 9 değil tam 11 kez!
Ve ilginçtir, kırılan hep sağ ayağı olmuş.
2 kez kolu kırılmış. (Artık yen içinde kalıp kalmadığını bilmiyoruz.)
2 kez de diz ameliyatı geçirmiş.
Hani bu kadar çok spor sakatlığından sonra, insan sanayici değil de çok popüler bir futbolcu falan olacağını zannediyor.
* * *
Hatırlıyorum da, "şeytan" lakaplı Rıdvan Dilmen de böyleydi. Kıvraklığı nedeniyle onu bir türlü durduramayan defans oyuncuları, son çare yere indirip adamcağızın bir yerlerini kırarlardı.
Hal böyle olunca, üç ayda bir gazetelerin spor sayfalarında "Biyonik Rıdvan" haberi çıkardı. Boydan fotoğrafı eşliğinde..
Fotoğrafta ayağının ve kollarının çeşitli bölgelerine oklar çıkartılıp "Burası 3 kere kırıldı", "Şurası 2 kez çıktı", yok efendim "orasından 4 kez ameliyat oldu" diye yazarlardı.
Biyonikliği de, bu kadar çok sakatlıktan sonra her defasında sahalara geri dönmesinden kaynaklanıyordu.
Başlıkta Ömer Bey için "biyonik CEO" yakıştırmasını yapmamız, işte bu yüzden!
O kadar çok sakatlıktan sonra yeniden sahalara dönüp bugün hala "sapasağlam" kalmasından ötürü... (Aman nazarımız değmesin!)
Peki aynı Ömer Yüngül bugün spor yapıyor mu?
Şaşılacak bir şey ama hayır!
Yılda 100 bin mile yakın uçtuğu yoğun iş temposu nedeniyle spora vakit ayıramıyor. Kendi teknesini kendisinin kullanması ve oltayla balık avcılığını spordan sayarsanız, o başka!
Asbaşkanlığını yaptığı Vestel Manisaspor'u yeni sezonda ancak 5. hafta maçında izleyebilecek olması, aslında Ömer Yüngül'ün nasıl yoğun bir tempoda çalıştığını açıkça ortaya koyuyor.
Ama spor için bunlar mazeret olabilir mi, işte orası meçhul!
Unutmadan.... Bir de Vestel Manisaspor Asbaşkanlığı var.
Altı yılda 3. Lig'den Süper Lig'e çıkan bir futbol takımı, tıpkı grubun fabrikaları gibi tıkır tıkır işliyorsa, bunda Ömer Bey'in payı çok büyük.
Çünkü bu görevin ona verilme gerekçesinin yüzde 50'si sponsorluk gereği ise yüzde 50'si de içindeki spor sevgisidir.
Hem de ne sevgi!
* * *
Ömer Yüngül'ün gençliği, spora "çılgınlık" derecesinde bağlılıkla geçmiş. İzmir Gazi İlkokulu'ndan sonra hem orta ve lise öğrenimini tamamladığı Bornova Anadolu Lisesi'nde hem de İstanbul Boğaziçi Üniversitesi'nde, neredeyse sporun aklınıza gelebilecek tüm dallarıyla yakından ilgilenmiş. En çok da başta futbol olmak üzere voleybol, basketbol, tenis ve ping pong oynamış, atletizm yapmış ve yüzmüş. Kendi ifadesiyle hiç durmadan spor yapmış.
Bu kadar yoğun spor ortamı içinde ufak tefek sakatlıkların yaşanması elbette olağan. Ama Ömer Yüngül'ün başından öyle çok sakatlık geçmiş ki, şaşırmamak mümkün değil!
Sıkı durun, sayıyorum:
Ayağı defalarca kırılmış. 3 değil, 5 değil, 9 değil tam 11 kez!
Ve ilginçtir, kırılan hep sağ ayağı olmuş.
2 kez kolu kırılmış. (Artık yen içinde kalıp kalmadığını bilmiyoruz.)
2 kez de diz ameliyatı geçirmiş.
Hani bu kadar çok spor sakatlığından sonra, insan sanayici değil de çok popüler bir futbolcu falan olacağını zannediyor.
* * *
Hatırlıyorum da, "şeytan" lakaplı Rıdvan Dilmen de böyleydi. Kıvraklığı nedeniyle onu bir türlü durduramayan defans oyuncuları, son çare yere indirip adamcağızın bir yerlerini kırarlardı.
Hal böyle olunca, üç ayda bir gazetelerin spor sayfalarında "Biyonik Rıdvan" haberi çıkardı. Boydan fotoğrafı eşliğinde..
Fotoğrafta ayağının ve kollarının çeşitli bölgelerine oklar çıkartılıp "Burası 3 kere kırıldı", "Şurası 2 kez çıktı", yok efendim "orasından 4 kez ameliyat oldu" diye yazarlardı.
Biyonikliği de, bu kadar çok sakatlıktan sonra her defasında sahalara geri dönmesinden kaynaklanıyordu.
Başlıkta Ömer Bey için "biyonik CEO" yakıştırmasını yapmamız, işte bu yüzden!
O kadar çok sakatlıktan sonra yeniden sahalara dönüp bugün hala "sapasağlam" kalmasından ötürü... (Aman nazarımız değmesin!)
Peki aynı Ömer Yüngül bugün spor yapıyor mu?
Şaşılacak bir şey ama hayır!
Yılda 100 bin mile yakın uçtuğu yoğun iş temposu nedeniyle spora vakit ayıramıyor. Kendi teknesini kendisinin kullanması ve oltayla balık avcılığını spordan sayarsanız, o başka!
Asbaşkanlığını yaptığı Vestel Manisaspor'u yeni sezonda ancak 5. hafta maçında izleyebilecek olması, aslında Ömer Yüngül'ün nasıl yoğun bir tempoda çalıştığını açıkça ortaya koyuyor.
Ama spor için bunlar mazeret olabilir mi, işte orası meçhul!
