Üzülmeyin çocuklar 2006-07-18 00:00:00
Üzülmeyin çocuklar
Yazar: Münir Koçarslan
Hafta içinde Orta Öğretim Kurumları Öğrenci Seçme ve Yerleştirme sınavı, basit bir ifadeyle OKS sonuçları açıklandı. Puanlar geldi... Kimi sevindi ama çoğu üzüldü, gözyaşı döktü.
Başarısızlığın faturası genellekle öğrenciye çıktı:
"Bizimki zaten yeterince çalışmıyordu..."
"Ah bir kendini derslere verse..."
"Bundan fazlasını zaten beklemiyorduk..."
Ya da
"Aslında yanıtları biliyor ama sınavda strese girdi"
"Maşallah çok iyyidi. Cevapları işaretlerken kaydırmış olmalı..."
Sebep çok...
Aslında puanlar o çocuklara değil, hepimize verildi.
Anne babalara, öğretmenlere, eğitim sisteminin başındakilere...
Biz büyükler üzerimize düşeni ne kadar yapabildik, ne kadar ilgilendik, ne öğrettik?
Hem bu nasıl sistemdir böyle? Milli Eğitim Bakanı diyor ki, "Üç yıl sonra OKS kalkacak?"
Peki, OKS başlayalı ne kadar oldu?
"İki yıl..."
İşte sistem bu. Yaz boz tahtası...
***
Bence çocuklar, iyisi mi siz moralinizi bozmayın. Çalışın, çabalayın.
Daha karşısıza çok sınav çıkacak.
Üniversiteye girmek, hatta bitirmek de yetmeyecek.
Meselenin özü su;
"İş var mı, iş?"
İşsizlik, diplomalı diplomasız ayrımı yapmadan herkesin üzerine kabus gibi çöküyor.
İmkanlar sınırlı... İster özel sektörde, ister devletin kapısında...
Kamu personeli olabilmek için binlerce kişi ter döküyor, büyük bölümü hüsrana, hayal kırıklığına uğruyor.
Geçenlerde Ege Ajans'ın bir haberi dikkatimi çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, her 100 üniversite mezunundan 80'i işsiz ya da mesleğini yapamıyormuş.
Resmi kaynaklar, 2 milyon 796 bin kişinin işsiz olduğunu gösteriyormuş. Ancak bir o kadar da kayıtsız işsiz olduğu biliniyormuş.
Ankara Ticaret Odası'nın yayınladığı "Geleceğe Silgi: Eğitimli küskünler dosyası" raporu ise gerçekten inanılır gibi değil.
Türkiye'de 10 bin doktor, 30 bin hemşire, 3 bin veteriner, 50 bin mimar ve mühendisimiz işsizmiş..
Dedim ya, meselenin özü şu:
"İş var mı, iş?"
Yeni iş kapıları yaratmak da, sınavdan sınava koşan, okullarda yıllarca dirsek çürüten çocukların, gençlerin değil, bu ülkeyi yönetenlerin bulabileceği çözümdür.
Başarısızlığın faturası genellekle öğrenciye çıktı:
"Bizimki zaten yeterince çalışmıyordu..."
"Ah bir kendini derslere verse..."
"Bundan fazlasını zaten beklemiyorduk..."
Ya da
"Aslında yanıtları biliyor ama sınavda strese girdi"
"Maşallah çok iyyidi. Cevapları işaretlerken kaydırmış olmalı..."
Sebep çok...
Aslında puanlar o çocuklara değil, hepimize verildi.
Anne babalara, öğretmenlere, eğitim sisteminin başındakilere...
Biz büyükler üzerimize düşeni ne kadar yapabildik, ne kadar ilgilendik, ne öğrettik?
Hem bu nasıl sistemdir böyle? Milli Eğitim Bakanı diyor ki, "Üç yıl sonra OKS kalkacak?"
Peki, OKS başlayalı ne kadar oldu?
"İki yıl..."
İşte sistem bu. Yaz boz tahtası...
***
Bence çocuklar, iyisi mi siz moralinizi bozmayın. Çalışın, çabalayın.
Daha karşısıza çok sınav çıkacak.
Üniversiteye girmek, hatta bitirmek de yetmeyecek.
Meselenin özü su;
"İş var mı, iş?"
İşsizlik, diplomalı diplomasız ayrımı yapmadan herkesin üzerine kabus gibi çöküyor.
İmkanlar sınırlı... İster özel sektörde, ister devletin kapısında...
Kamu personeli olabilmek için binlerce kişi ter döküyor, büyük bölümü hüsrana, hayal kırıklığına uğruyor.
Geçenlerde Ege Ajans'ın bir haberi dikkatimi çekti.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, her 100 üniversite mezunundan 80'i işsiz ya da mesleğini yapamıyormuş.
Resmi kaynaklar, 2 milyon 796 bin kişinin işsiz olduğunu gösteriyormuş. Ancak bir o kadar da kayıtsız işsiz olduğu biliniyormuş.
Ankara Ticaret Odası'nın yayınladığı "Geleceğe Silgi: Eğitimli küskünler dosyası" raporu ise gerçekten inanılır gibi değil.
Türkiye'de 10 bin doktor, 30 bin hemşire, 3 bin veteriner, 50 bin mimar ve mühendisimiz işsizmiş..
Dedim ya, meselenin özü şu:
"İş var mı, iş?"
Yeni iş kapıları yaratmak da, sınavdan sınava koşan, okullarda yıllarca dirsek çürüten çocukların, gençlerin değil, bu ülkeyi yönetenlerin bulabileceği çözümdür.
