Yeni bir parti mi yoksa birleÅŸme mi? 2006-06-19 00:00:00
Yeni bir parti mi yoksa birleÅŸme mi?
Yazar: Çağlayan Bilgen
DİSK'in önderliğinde 10 Aralık 2005'de başlatılan "Solda yenilenme, bütünleşme ve kitleselleşme" adı altında gerçekleştirilen toplantılar sona erdi. Adını hareketin başladığı tarihten alan 10 Aralık Platformu'ndaki 81 ilin temsilcisi son kez 23-24 Haziran tarihlerinde Ankara'da buluşacak. Bu toplantıda "Parti mi kuralım, yoksa platform olarak kalıp başka bir partiye destek mi verelim?" konusu karara bağlanacak.
***
DSP'nin Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın "Birleşik solun Başbakan Adayı" olarak ortaya attığı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 10 Aralık Platformu'nun da umut bağladığı bir isimdi.
Ancak, Ecevit'in rahatsızlığı, Büyükerşen'in liderliğiyle ilgili çalışmaların önüne set çekti.
Çünkü Büyükerşen'in yakın çevresine, "Sayın Ecevit hasta yatağında iken benim böyle bir çalışmanın içinde olmam yanlış olur" dediği konuşuluyor.
Büyükerşen'den olumsuz yanıt alan yeni oluşumcuların, bu kez Altan Öymen, Ertuğrul Günay, Rıdvan Budak, Zülfü Livaneli, Erol Tuncer, Prof. Dr.Burhan Şenatalar, Prof. Dr. Fuat Keyman, Mustafa Sarıgül veya bir başka isimin lider veya sözcülüğünde partileşme düşüncesi içinde olduğu söyleniyor. Partileşme kararı alındığı takdirde, parlamentoda 30-40 kişilik bir milletvekili grubu kurulabileceği belirtiliyor. Zaten TBMM'de grup kurulmazsa, partinin seçime katılma şansı da olmaz.
***
81 ilden gelecek temsilciler, ya yeni bir parti, ya da mevcut partilerden birisine destek verme kararı alacak.
Bu kararı verecek olanlar arasında İzmir'den de şu isimler bulunuyor:
Ali Yılmaz, Sinan Karamustafaoğlu, Pelin Erda, Ayla Karadeniz, Hatice Tatlı, Erkan Büyükkaya, Barış Erel, Cengiz Onur, Hüsnü Boztepe, Cevdet Tümtürk, Yavuz Yokaş ve Nurettin Ataman.
***
Parti kurmak kolay.
Ya sonrası...
Önemli olan örgütlenmek ve halkın umudu olmak... Halkın önüne seçenek sunmak...Eğer bu başarılacaksa partileşmeli.
Aksi takdirde soldaki CDP, BCP, ÖDP, İP, EMEP,TKP, DTP,SHP, DSP ve CHP'den hiçbir farkınız olmaz ki... Sadece bir lider daha koltuk sahibi yapılmış, üç beş kişi tatmin edilmiş, küskünlere yer bulunmuş olur. Zaten paramparça olan sol, bu kez un ufak hale gelir.
Ve ilk seçimde de "sol ayağı kesik" bir parlamento oluşur.
Bunun vebali ise çok ağır olur.
Bizden söylemesi.
DYP'de demokrasi iÅŸleyecek
DYP İzmir, geçen hafta sonu il kongresini yaptı. Kırata gönül veren partililer, "Dere geçerken at değiştirilmez" diyerek Turan Arınç'ı seçti.
Kamuoyu yoklamaları, DYP'nin seçimde barajı geçip TBMM'ye gireceğini gösteriyor. Arınç'ın da bu seçimde milletvekilliğine soyunması bekleniyor. Üç adayla kongre yapan DYP'de Genel Başkan Mehmet Ağar, "tek aday" dayatması yapan veya bir adaya destek veren bazı genel başkanlara örnek oldu.
Ağar'ın "Tarafsızım" dediği kongrede "Eğer biz iktidara gelirsek, siyasi partiler kanununda değişiklik yapacağız. Partide her kademede seçimi üyeler yapacak, sandık gözetiminde olacak" şeklindeki sözleri büyük alkış aldı.
Demokrasi yerine liderokrasinin uygulandığı partilerin dikkatine sunulur.
***
DSP'nin Onursal Genel Başkanı Bülent Ecevit ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın'ın "Birleşik solun Başbakan Adayı" olarak ortaya attığı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, 10 Aralık Platformu'nun da umut bağladığı bir isimdi.
Ancak, Ecevit'in rahatsızlığı, Büyükerşen'in liderliğiyle ilgili çalışmaların önüne set çekti.
Çünkü Büyükerşen'in yakın çevresine, "Sayın Ecevit hasta yatağında iken benim böyle bir çalışmanın içinde olmam yanlış olur" dediği konuşuluyor.
Büyükerşen'den olumsuz yanıt alan yeni oluşumcuların, bu kez Altan Öymen, Ertuğrul Günay, Rıdvan Budak, Zülfü Livaneli, Erol Tuncer, Prof. Dr.Burhan Şenatalar, Prof. Dr. Fuat Keyman, Mustafa Sarıgül veya bir başka isimin lider veya sözcülüğünde partileşme düşüncesi içinde olduğu söyleniyor. Partileşme kararı alındığı takdirde, parlamentoda 30-40 kişilik bir milletvekili grubu kurulabileceği belirtiliyor. Zaten TBMM'de grup kurulmazsa, partinin seçime katılma şansı da olmaz.
***
81 ilden gelecek temsilciler, ya yeni bir parti, ya da mevcut partilerden birisine destek verme kararı alacak.
Bu kararı verecek olanlar arasında İzmir'den de şu isimler bulunuyor:
Ali Yılmaz, Sinan Karamustafaoğlu, Pelin Erda, Ayla Karadeniz, Hatice Tatlı, Erkan Büyükkaya, Barış Erel, Cengiz Onur, Hüsnü Boztepe, Cevdet Tümtürk, Yavuz Yokaş ve Nurettin Ataman.
***
Parti kurmak kolay.
Ya sonrası...
Önemli olan örgütlenmek ve halkın umudu olmak... Halkın önüne seçenek sunmak...Eğer bu başarılacaksa partileşmeli.
Aksi takdirde soldaki CDP, BCP, ÖDP, İP, EMEP,TKP, DTP,SHP, DSP ve CHP'den hiçbir farkınız olmaz ki... Sadece bir lider daha koltuk sahibi yapılmış, üç beş kişi tatmin edilmiş, küskünlere yer bulunmuş olur. Zaten paramparça olan sol, bu kez un ufak hale gelir.
Ve ilk seçimde de "sol ayağı kesik" bir parlamento oluşur.
Bunun vebali ise çok ağır olur.
Bizden söylemesi.
DYP'de demokrasi iÅŸleyecek
DYP İzmir, geçen hafta sonu il kongresini yaptı. Kırata gönül veren partililer, "Dere geçerken at değiştirilmez" diyerek Turan Arınç'ı seçti.
Kamuoyu yoklamaları, DYP'nin seçimde barajı geçip TBMM'ye gireceğini gösteriyor. Arınç'ın da bu seçimde milletvekilliğine soyunması bekleniyor. Üç adayla kongre yapan DYP'de Genel Başkan Mehmet Ağar, "tek aday" dayatması yapan veya bir adaya destek veren bazı genel başkanlara örnek oldu.
Ağar'ın "Tarafsızım" dediği kongrede "Eğer biz iktidara gelirsek, siyasi partiler kanununda değişiklik yapacağız. Partide her kademede seçimi üyeler yapacak, sandık gözetiminde olacak" şeklindeki sözleri büyük alkış aldı.
Demokrasi yerine liderokrasinin uygulandığı partilerin dikkatine sunulur.
