Ecevit Bir BaÅŸkadır Her Zaman…
Yazar: Hasan Tahsin KocabaÅŸ
Onun için “veda” yazısı yazmak istemiyorum. Yazmamak için de dua ediyorum. Biliyorum ki milyonlarca yurttaÅŸ da aynı ÅŸeyi yapıyor. Çünkü Bülent Ecevit bütün zamanların en baÅŸka siyasetçisidir! Elbette bu “baÅŸkalığı” herkes kendi penceresinden anlatacaktır. Olumsuz olmayan her bakışa da saygı duyarım.
1994 yerel seçim sürecinde karşılaÅŸtık ilk kez. Ben Star Televizyonu’nun Ä°zmir muhabiri olarak, DSP Genel BaÅŸkanı Bülent Ecevit’in Ä°zmir ziyaretini izleme talimatı almıştım kameraman arkadaşımla. Temsilci de ÅŸimdilerde YaÅŸar Holding’in Basın Danışmanı Sevgili Hakan Atis’ti.
Havaalanından baÅŸladık takibe. Bülent Bey’in de RahÅŸan Hanım’ın da, kendilerine karşı olsalar da, basın mensuplarına karşı her zaman duyarlı olduklarını o zaman yaÅŸamıştım. BekleÅŸen basın, Bülent Bey’in talimatıyla “derhal” Güvercin’e alınmış ve tek tek yer gösterilmiÅŸti.
Takip süresi uzundu. Saatler akÅŸamüzerini gösterince, Güvercin’in içindeki bizlerin midelerinden de “açlık” zilleri çalmaya baÅŸlamıştı. Sanırım bu hissedilmiÅŸ olacak, Bülent Bey’in RahÅŸan Hanım’ın kulağına bir ÅŸeyler söylediÄŸini hatırlıyorum.
Güvercin’in arka tarafında da Bülent Ecevit’in halka hitap etmeden önce, örneÄŸin gömleÄŸini deÄŸiÅŸtirdiÄŸi bir bölüm vardı. RahÅŸan Hanım’ın oraya girdiÄŸini, bir poÅŸetle çıkıp bize yine tek tek “kaÅŸar-ekmek” ve meyve suyu ikram ediÅŸini unutamam.
Bunu unutamam çünkü bir hafta önce adını zikretmek istemediÄŸim “önemli” bir partinin de otobüsündeydim ve bir ÅŸiÅŸe su bile “çok” görülmüştü basına…
Medyanın Bülent Ecevit’e, özellikle koalisyon hükümeti sırasında reva gördüğü “manÅŸetleri” de hatırlıyorum da, acaba bugün “nereden nereye” dememiz gerekmiyor mu? Hele ÅŸu anki baÅŸbakanın basın mensuplarına yaklaşımı ile Ecevit’in mütevazı yaklaşımlarını kıyaslamak bile bana, Ecevit’e saygısızlık gibi geliyor. Karikatürünü çizen bir karikatüriste “neler yaptığını” herkes hatırlar da, Ecevit’in, kendine “bunak” diyen gazetecilere bile “dava” açmadığını herkes unutur nedense.
Bülent Ecevit Türkiye’nin kendine özgü demokratik anlayışında, geçmiÅŸ ve gelecek tüm ülke siyasetçilerine, tartışmasız “örnek” kiÅŸiliktedir.
Kim ne derse desin, kim ne düşünürse düşünsün ben Ecevit’i “anladım” seviyorum, seveceÄŸim. Allah yardımcısı olsun!
“Özgürlüğün Ardından Bir Ağıt Söylev”
Bu baÅŸlık, Bülent Ecevit’in 1987’de yazdığı bir ÅŸiire ait, ÅŸiiri www.dsp.org.tr’den aldım. Sanırım Ecevit deyince duygusallık, duygusallık da mısraları hatırlatır deÄŸil mi?
“Özgürlüğü yitirdik dostlar
ardından bir çift sözüm var
havaya benzerdi biraz
varlığı duyulmazdı özgürlüğün
yokluğu dayanılmaz
“saklamayın” derdi özgürlük “beni kendinize
esirgemeyin beni ellerden
esirgendikçe tükenirim çünkü
paylaşıldıkça çoÄŸalırım ben”
oysa kendimize kalsın diye özgürlük
ona bahçelerde duvarlar ördük
uçup gitti kuş misali bahçelerden
ne eller gördü hayrını ne biz gördük
“yurttaÅŸlar” derdi özgürlük “bu devleti
sizler yöneteceksiniz elele
yaşatabilmek için beni
yaÅŸayabilmek için benimle”
oysa dünyalarımız öylesine küçüktü
devlet öylesine büyük
yönetilmek öylesine rahattı
yönetmek öylesine yük
bir seyirlik oyun saydık devleti
bıraktık oyuncuların eline
düdük çaldı oyun bitti
“haydi” dendi “herkes evine”
yok artık dostlar
ağlamanın yararı
ellerimizle kazıldı
özgürlüğün mezarı
kendimizi gömdük içine”
Bu ÅŸenlikte bir "eksik" var galiba
EksiÄŸin “kimler” olduÄŸunu söylemeyeceÄŸim. Söylersem başıma bile bile “dert” açarım sanırım. Ama gazetelerdeki “Alsancak ÅženliÄŸi” yürüyüş resimlerine bakıyorum da, sormadan geçemiyorum. Sizce o fotoÄŸraflarda bir “eksik” yok mu? Hani “son günlerde” hem yeni Emniyet Müdürü Çapkın’ın hem de Konak Belediye BaÅŸkanı TunçaÄŸ’ın sık sık söz ettiÄŸi, “faaliyet alanı” Alsancak olan bir “grup”! Ne dersiniz anlaşılmış mıdır? Anlaşıldıysa, acaba kulaklarım çınlatılmış mıdır?