Hoş Geldin Müdür Bey
Yazar: Münir Koçarslan
Yerel gazeteler yazdı çizdi, televizyonlar gün saydı... "100 küsur gün oldu. İzmir'in hala emniyet müdürü yok... İşte dün meydana gelen olaylar..." diye başlayan anonsları dinledik, haberleri okuduk durduk.
Halil Tataş emekliye ayrıldıktan sonra gözler, boşalan emniyet müdürlüğü koltuğuna çevrilmişti.
Genellikle tahminlerde Hüseyin Çapkın'ın adı öne çıkıyordu.
Gerçi arada, Adana, Konya emniyet müdürlerinin adı da geçiyordu ama favori yine Bursa Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'dı...
Kararname bir türlü imzalanmıyor, Kemal Çapkın da İzmir'e gelemiyordu.
Yıllardır olağan karşılanan, belki de çoğunun umursamaz olduğu hırsızlık, gasp, cinayet haberleri de vatandaşın gözüne batıyordu.
Çünkü "Yüz küsür gün olmuştu, hala İzmir'in emniyet müdürü yoktu!"
Yeni müdür gelecek, olaylar bir günde bitecekti!
Bu tartışmaları, biz de gazetede sık sık yapıyorduk.
Bana göre, mesele isimlerde değil, sistemdeydi. Ahmet, Mehmet ya da Veli'nin o koltuğa gelmesi pek birşeyi değiştirmezdi.
Maalesef yanılmışım! Değişirmiş. Değişti de.
***
Bakın anlatayım...
Sık sık çevremdekilerin, iş yerindeki arkadaşlarımın, mahalle sakinlerinin evlerine, otomobilerine hırsız girdiğini duyuyordum. Ben de 45 yıldır doğduğumdan beri bu şehirde yaşıyordum. Gerçi apartmanın kapısını söküp götürmüşlerdi ama bizim eve hala hırsız girmemişti. Kendi kendime "ya tedbirli bir adamım ya da şanslıyım" diyordum.
Ama tam da emniyet müdürünün geldiği gece işler değişti.
Sonunda bizim eve de hırsız girdi.
Bir gariban çantam vardı. Onu alıp götürdüler.
İçinde üç cep telefonum, kredi kartlarım, kimliklerim, üç beş kuruş da para...
Telefonlara yanmıyordum da, giden belgelere üzülüyordum.
"Bekle, bir kaç gün geçer. Bir kenara atarlar" diye tebrübeli arkadaşlar akıl verdi, teselli etti.
***
Ama artık umudumu kaybetmek üzereyim.
Belki bu köşeyi okurda insafa gelir diye, hırsız beye sesleniyorum.
Yakışıklı kardeşim, para eden her şey senin olsun.
Ama şu kimlik belgelerini, pasaportumu, ehliyetimi, otomobilimin ruhsatını ya gazetenin ya da evin yakınlarında görünür bir yere bırak. Belki bir insan evladı bulur da haber verir.
Bu arada unutuyordum. Hoş geldin müdür bey. İzmir işte böyle sürprizlerle dolu. Allah kolaylık versin.