Bugün de “eskide” kalan bir yazımdan “hatırlatma” yapacağım size. Ne yazık ki bu 15 Mayıs’ta da “filler tepiÅŸiyor, çimenler eziliyor”! Para denen kirli kağıt uÄŸruna, ulusal deÄŸerler satılıyor! “Cahillerin” sürekli cinayetler iÅŸlediÄŸi, bedel ödemenin ise sürekli “alimlere” kaldığı bu 15 Mayıs’ta da, “ka’ale alınan gazeteci olup olmadığımı” bilmiyorum ama, bu satırları bir yurttaÅŸ bile okuyacak olursa, özür dileyerek sizi birkaç yıl önceye götürmek istiyorum.

“Bugün hak ve adalet diye bağıran güçler, bugün insan ve insanlık diye haykıran güçler, ki onlar galibiz diyorlar, o galipler ki bahtı kara ülkemizi ve acılarımızı birazcık olsun durdurmak için koruduÄŸumuz sessizliÄŸimizi zayıflığımız gibi algılayarak ulusal gururumuzu incitiyorlar. Varlığımızı ve namusumuzu zedeleyen birtakım oluÅŸumların tanığı oluyorlar. Hayır hayır… Kederli olmayalım. Biz ölmedik, yaşıyoruz. Henüz damarlarımızda Ä°zmir’imiz, Halifemiz, hakanımız ve devletimiz için akıtacak kanlarımız var. Bu ülkeye göz diken güçleri yıkacak, eritecek ateÅŸimiz pek, hem de pek çoktur! Yalnız ÅŸunu da unutmasınlar ki, Çanakkale kahramanlarının Yunanlıların egemenliÄŸinde yaÅŸayacak bir tek kiÅŸisi bile yoktur. Ancak, evet ancak bayrağın al gölgesi altında devleti ve ulusuyla yaÅŸayacak bir Türklük vardır. Ve ille Avrupa Neron gibi bir ÅŸair olmak istiyorsa, bizler de bu toprakları kendi ellerimizle yıkar, baÅŸkalarına yâr etmeyiz. Çünkü tarihimiz var. çünkü her ÅŸeyden üstün namusumuz var!”

Bu satırlar, tam 87 yıl önce bugün, canını “biz onu unutalım” diye deÄŸil, vatanın birliÄŸi, milletin selameti uÄŸruna veren gerçek vatanseverin kalemine ait. Onu ve azgın Yunanın kahpece katlettiÄŸi tüm ÅŸehitlerimizi rahmetle anıyorum, minnetle anıyorum. Ama başım “dik” olamıyor, utanıyorum! Ve “utancım”, kara papazın Selanik’te o caddedeki heykeli durdukça srecek, o iftira anıtı dikili kaldıkça sürecek. Ve tabii ki Yunan, o heykeller dikili kaldıkça “dostum” hele de “kardeÅŸim” olmayacak!

15 Mayıs 1919’da emperyalistlerin uÅŸağı Yunanları, azgın sürüler halinde Ä°zmir’e “saldırtanlara”, saldırı karşısında bu toprakların suyunu ekmeÄŸini tüketip hainlik edenlere, hainleri “kurtuluÅŸ” gibi gören “yerli iÅŸbirlikçilere” tek başına durup canını veren bir vatanseveri “adet yerini” bulsun mantığıyla andığını sananlara da, o vatanseverin kaleminden, “birkaç satırı” ithaf ediyorum! Ama her ÅŸeye raÄŸmen Allah’tan, Gazeteciler Cemiyeti de var da o “törencik” oluyor.

Gelecek yıl 14 Mayıs’ta “MaÅŸatlık’ta” bir “akÅŸam törenine” ve 15 Mayıs’ta da şöyle “adam gibi” bir anmaya ne dersiniz beyler?
Tabii “suyun öte yanından” hala bir “çekinceniz” yoksa!

Gül Yemek mi Yedi, "Hak" mı Yedi?

DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül Ä°zmir’deydi. Otelin birinde de “Ä°zmirli kanaat sahipleriyle” yemek yedi. Åžu meÅŸhur “EXPO” ile ilgili konuÅŸtu, durdu! MeÄŸer AKP Hükümeti, Ä°zmir tarafından ne kadar da beÄŸeniliyormuÅŸ da bilmiyormuÅŸuz! YemeÄŸe ben de “davetliydim” ama gitmeyi red ettim. Bilerek ve isteyerek hem de! Kaygım vardı ne yazık ki “gerçekleÅŸti”. Sayın Gül’ün memleket esnafına “bakış açısını da” gördüm. Ecnebi hipermarketlerinin haksız rekabetin bayraktarlığını yaptığını, binlerce esnafın kepenk indirdiÄŸini, icralık olduÄŸunu, yuvasının dağıldığını bilmesine raÄŸmen, Bakan Gül’ün, yemek yiyenlere adeta çocuk muamelesi yaparak “bakkal da hipermarketten alışveriÅŸ yapıyor” lafını etmesi, baÅŸta bakkal amca olmak üzere tüm esnafımızın ruhuna “el fatiha” demeye hazırlanmamız gereÄŸini hissettirdi. Tüm ecnebi marketlerin, sadece hükümetin savsaklaması yüzünden mahalle aralarına kadar girdiÄŸi günlerde, esnaf lideri Susam’ın, yemekte Gül ve hükümetine karşı “diklendiÄŸi” gibi sertleÅŸmeye baÅŸlaması zamanı gelmedi mi acaba? EGE TV’dan izlediÄŸi kadarıyla Susam’ın Gül’e verdiÄŸi yanıt çok netti, hatta salondan alkış da aldı. Ancak yine de merak ediyorum? Bugün Yunan iÅŸgalinin yıldönümü. Esnaf da “iÅŸgal” yaşıyor. Yasa çıkmadığı sürece hükümet esnafın “hakkını yiyenler” tarafında. Susam’dan çok özel bir “15 Mayıs mesajı” almak isterdim. Yine de biliyorum ki, Ä°zmir’de gelenek, hep “arkadan” konuÅŸmaktır ama Susam, en azından “bakanın yüzüne karşı” konuÅŸacak kadar “inanç” gösterdi! Ancak benim gözüm hala GündoÄŸdu’da!

75. Yıl Fuarı ve Cankut

75. yıl fuarı ile ilgili hayal kırıklığı yaşıyorum. Hazırlanan öyle bir taslak var ki, yine Ä°zmir “kaybedecek” gibi. Ayrıntılarını birlikte deÄŸerlendireceÄŸiz ama, Ä°zmir yavaÅŸ yavaÅŸ fuarını da “kaptırıyor” Bizans’a. Yazık vallahi! Dünya Satranç ÅŸampiyonumuz Cankut EmiroÄŸlu’na gösterilen “resmi ilgisizlik” kırılıyor gibi. Milli EÄŸitim Müdürlüğü ve Karşıyaka Belediyesi, Cankut’un “farkına” vardı gibi… Yeterli mi? Ä°ÅŸte onun yanıtı ÅŸu an net deÄŸil. Bekliyoruz!