Çanakkale’ye Gitmem Lazım!
Yazar: Hasan Tahsin KocabaÅŸ
Önceki sabah 05:00 sıralarında NTV’de bir canlı yayın vardı. 25 Nisan sabaha karşı, Çanakkale kıyılarında dinsel bir ayin yayınladı. Binlerce Anzak, 91 yıl önce Çanakkale’ye “saldıran” iÅŸgalci dedelerini andılar yine. Bunda bir ÅŸey var mı diye sorabilirsiniz?
Peki, ben size bir soru sorayım: Neden biz Çanakkale Zaferi denince, sadece 18 Mart’ı hatırlıyoruz? Ãœstelik de, 18 Mart ile Mustafa Kemal’i de örtüştürüyoruz deÄŸil mi?
Ama gariptir, bizim “resmi” olarak bir güne sığdırdığımız zaferi, “yendiÄŸimiz” iÅŸgalciler neredeyse 60 güne yayıyorlar. Hem de “resmi” olarak.
Oysa 25 Nisan Mustafa Kemal’in bizzat zaferidir. Ä°ÅŸgalci Anzaklar’ın “canına okuduÄŸu” andır ve Mustafa Kemal’in ifadesiyle “Çanakkale savaşının kazanıldığı an” tam da 25 Nisan’dır!
Ãœstelik son yıllarda “bu gerçeÄŸi” fark eden binlerce aslan gibi gencimiz de Çanakkale’de 25 Nisan’da. Efsanevi 57. Alay anısına “yürüyüş” de yapıyor bu Anadolu’nun her yerinden gelen binlerce genç!
Ama nedense Ä°stanbul egemen medyasında sadece “Anzak ayini” var! Neden acaba?
Düşünün bir, iÅŸgalci arsızlar, 90 sene sonra “iÅŸgalci dedelerini” kutlu bir iÅŸ yapmış gibi “gururla” anıyor. Ama biz, Çanakkale’yi “sadece” 18 Mart’a, hem de “resmen” tıkıştırıp, medyatik ağırlığı da arsız iÅŸgalcilerin torunlarının dinsel ayinlere verip, binlerce gencimizin “gönüllü” yürüyüşlerini “görmezden” geliyoruz!
Normal mi bu sizce?
25 Nisan 2005’de Yeni Zelanda BaÅŸbakanı, törenler sırasında, küstahça “Gelibolu Yarımadası’nı ilgili ülkelerle dönüşümlü yönetelim” önerisine her ne kadar Türk Hükümeti “ret” yanıtı verdiyse de bu “ilgili ülkelerin” Ä°ngiltere, Fransa, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Türkiye olduÄŸunu düşünürsek; bu teklifi “boÅŸ” görebilir miyiz?
Kim ne derse desin ve düşünsün, Anzak denen iÅŸgalci torunları “baÅŸka ÅŸeyin” peÅŸinde.
Peki, Avustralya’nın “Avustralya Kültürel Mirası” diye bir “dava” güttüğünü biliyor musunuz? Ve bu “kültürel miras” zokasını “yuttuÄŸumuz” taktirde, “kültürel miras” kabul edilen yerlerin 5 km etrafındaki olaylarda Avustralya mahkemelerinin “yetkili” olduÄŸunu biliyor muyuz?
Ben size hiç kıvırmadan söyleyim, Tolga Örnek’in belgeseli de dahil, son zamanlardaki “Anzak sempatisini” hayra yormuyorum. “Dünün” arsız iÅŸgalcileri “bugün” çaktırmadan ama sempatikçe yeniden “iÅŸgale” hazırlanıyorlar. Benden söylemesi. Çünkü Çanakkale’den hiç de “olumlu” sinyaller almıyorum.
Hem Atatürkçüyüz, hem ulusal egemenliÄŸe düşkünüz ama “burnumuzun” ucuna girmiÅŸ “tehlikeyi de “ göremeyecek kadar ÅŸaÅŸkınlaÅŸtık galiba. Hayatımız pembe dizi samimiyetsizliÄŸinde akıp gidiyor. Çanakkale ile ilgili daha yazacaklarım var. Lakin siz fotoÄŸrafa “iyi” bakın. Orası Çanakkale ve torbaya konan da ÅŸehit kanlı “bizim taşımız, toprağımız”!
Benim "onurum" esnafın sevgisidir
Esnaf BirliÄŸi’nin basın yarışması sonuçları önceki akÅŸam dağıtıldı. Bu satırların yazarı da esnaf tarafından “onur” ödülü layık görüldü Her ne kadar “duayen” olmasam da, esnafın ilgisinin beni ziyadesiyle onurlandırdığını söylemem gerekir. TV programımda “ömrüm yettikçe” ve gazetede de “yazabildiÄŸim” sürece, esnaf konusunda asla “tarafsız” olmayacağım. Bir yandan “ecnebi ve ecnebi iÅŸbirlikçilerini” idare edip, bir yandan da esnafa ÅŸirin gözükmeye uÄŸraÅŸanlar kadar “kaypak da” olmayacağım. Ecnebi marketlerden hoÅŸlanmıyorum, ecnebi sermayeden hoÅŸlanmıyorum. Ödül alsam da almasam da esnafın derdi derdim, onuru onurumdur. Esnafıma, namerdin tuzaklarına inat, hayırlı iÅŸler, bereketli kazançlar!