"Sağlığımız hasta, doktor nerede?" deyip, sağlık camiasında kafaların karışık olduğunu yazdığım yazı geçen hafta "kaza"ya uğradı. Dolayısıyle sizlerle paylaşmak istediğim, doktorların postaladığı "namuslu hekimlerden korkunç itiraflar" başlıklı yazı bugüne kaldı. Aynı kazaya 14 Mart Tıp Bayramı kutlamamda kurban gitti. Öncesinden kutlamak istediğim sağlıkçıların bugününü rötarlı kutluyor, herkesin eşit ve ücretsiz hizmet alabildiği ve çalışanlarını mutlu edecek bir sağlık sistemi diliyorum.
Gelelim şu meşhur itiraflara; (Bu itirafları yazanın, bunların yayınlanmasını isteyenlerin doktorlar olduğunu unutmayın...)

Doktor itirafları

"SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'na bağlı hastalar, özel hastanelerde en kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor.
Özellikle kalp ameliyatlarında kalitesiz kataterler, iplikler, stentler, balonlar kullanılıyor.
Özel hastanelerin hemen hemen hepsi katater, idrar sondası gibi tek kullanımlık malzemeleri, aynı kan grubundaki birkaç hastada tekrar tekrar kullanıyor. Böylece az ve ucuz malzemeyle çok sayıda hasta ameliyat edilerek 'sürümden' kazanılıyor.
Pekçok hekim yazdığı her reçete başına ilaç şirketlerinden prim alıyor.
Özel hastanelerde doktorun hastayı kurtarmak için elinden geleni yapması, hasta cebinden ek para ödemediği sürece imkansız.
Bütün bu olanlardan hükümetin haberi var ama her şeye göz yumuluyor. Çünkü ödedikleri paraların komikliğinin farkındalar.
Denetim yapılmıyor; 'göstermelik' yapılan denetimlerde ise sadece cihazlara, odalara, tuvaletlere bakılıyor.
Hükümet, ücret politikasıyla bir anlamda vatandaşları kalitesiz hizmete mahkum ediyor.
15 bin YTL'lik bir kalp ameliyatına, hükümet 5-6 bin YTL ödüyor. Maliyeti yaklaşık 15 bin YTL olan bir kalp ameliyatının 5-6 bin YTL'ye mal edebilmesi için 5 milyonluk iplik yerine 1 milyonluk iplik kullanılıyor. 2.000 dolarlık ilaç kaplı stent yerine, damarda sağa sola kayarak kısa sürede kalp krizine yolaçabilen 170 dolarlık stentle hasta ameliyat ediliyor. Paket programdaki bir hastanın 'kaybedilmesi', hastane açısından daha karlı olduğu için, hastanın yaşayıp yaşamaması da çok önemsenmiyor.
Bir insanın ölmesi 'eks olmak' olarak adlandırılıp sıradan bir şeymiş gibi karşılanıyor.
Kamu hastanelerinde çalışan doktorlar, bütün bu ölümcül gerçekleri bildikleri halde, daha çok kazanmak için, hastaları kendilerinin de çalıştıkları özel hastanelere yönlendiriyorlar. Ölen her hasta bu sağlık patronlarına daha çok kazandırmış oluyor. Çünkü bir hasta erken ölürse hastane doktorları; tıbbi malzeme, ilaç, yoğun bakım gibi masraflara girmeden ve tedavi süreciyle yorulmadan paket fiyatını cebe indirmiş oluyor..."

9. kattan başlasın

TBMM, içişleri, milli eğitim ve sağlık bakanlıklarıın katılımıyla sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımının önlenmesine yönelik 22 Mart'ta kampanya başlatılıyor. Hedef kitlesi gençler, slogan ise "Sağlıklı gençlik, sağlıklı gelecek." Bence başarılı olması için önce öğretmenlerin sigarayı bırakmaları ya da en azından okulda, bahçede, öğrencisinin önünde sigara içmemelerini sağlamak gerek. "Kampanyanın İzmir'de nereden başlaması gerek?" derseniz, "İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün 9'ncu katından" derim.

Ãœlseratif kolit

Ülseratif kolit; iltihaplı barsak hastalığının (İBH) bir türüdür. İBH'ye neyin neden olduğu bilinmemektedir. Ancak ülseratif kolit tedavi edilebilir bir hastalıktır. İBH'li hastalar aktif yaşam sürdürebilirler.
Belirtileri:
- Sık sık tekrarlanan, düzensiz barsak hareketleri
- Dışkıda kan ve iltihap
- Rektal kanama
- Tamamlanmamış barsak hareketi hissi
- Acil dışkılama isteği
- Barsak hareketlerinde ÅŸiddetli gerilmeler
- Eklem ağrısı
- Gelip geçici rektal ağrı

Saygıyla anacağım

Dokuz Eylül Üniversitesi'nin kurucu Rektörü Prof. Dr. Ömer Yiğitbaşı'nı kaybettik. Yiğitbaşı, bu camiada çok saygı duyduğum, sevdiğim, mesleğimde emeklerken kendisinden çok şey öğrendiğim bir kişiydi. Onu her zaman saygıyla anacağım. Ve ne kadar titiz çalıştığını her zaman hatırlayacağım. Tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Gündem aile hekimliği

Sağlık camiasının gündeminde aile hekimliği var. Hele İzmir pilot uygulamaya dahil edildikten sonra en hararetli tartışılan konu bu. Tartışmalarda hem sistemin neler getireceği var, hem de bu uygulamaya son verilmesi için neler yapılabileceği. Geçen gün aile hekimliğinin ele alındığı bir panelde "hekimler patron olacak" ile "Hekimleri ahlaksız teklifleri bekliyor" sözleri kaygıları dile getiren en güzel sözler oldu. İzmir Tabip Odası seçim kulisleri bile bu tartışmaların gölgesinde kaldı, anlayın önemini.

DERNEKLER

Türk Gastroenteroloji Derneği Tel: 463 25 15

HASTA HAKLARI

Müracaat, şikayet ve dava hakkı: Haklarının ihlali halinde, mevzuat çerçevesinde her türlü başvuru, şikayet ve dava hakkını kullanmaya hakkı vardır.

ÖZLÜ SÖZ : Bir insanın zekası, vereceği cevaplardan değil, soracağı sorulardan anlaşılır. De Levis