Allah devlete zeval vermesin!
Yazar: Sabriye Mercan Bolulu
Fıkra mı gerçek mi bilmiyorum, Sevgili Emine Kantarcı'dan geldi e-mail yoluyla. Çok hoÅŸuma gitti. Kars'ta geçiyor ama Ä°zmir'in durumunu da anlatmıyor deÄŸil hani…
”Kars'ta bir yerel televizyon, halkın arasına karışarak gündelik yaÅŸama dair röportajlar yapıyor. Muhabir, yaÅŸlı bir amcaya mikrofon tutup, "*Nasılsın dayı, eyi misen?" diye soruyor ve konuÅŸma şöyle devam ediyor:
- Şükür oğul, canı taşırem, eyiyem, çoh eyiyem.
- Halin, keyfin, sağlığın da eyi midir?
- Eyidir, he, çoh eyidir.
- Åžehirden, hizmetlerden memnun musun?
- Nasıl söz!
- Validen, kaymakamdan, belediye başkanından?
- Hiç eyle olur? Bizim ağzımız dövlete ne diyebilir?
- Yani memnunsun?
- Allah dövlete millete, kaymakam bege, bölediye başganımıza zeval vermesin.
- Memnunsun?
- Dövletimiz, kaymakamımız, başganımız, şanlı ordumuz başımızdadır, her ne olursa bir fiil o dakika
yanımızdadır. Ben vatanıma nasıl serzeniş ederem? Amma, benim derdim başkadır.
- Allahına gurban dayı, söyle nedir?
- Doksan sene önce buraya Ruslar girdi ya?
- He girdi.
- Hani bu belediye binalarını, okulları, çeşmeleri, istasyonu Ruslar yaptılar ya?
- Rus işgalinde yapıldı değil mi dayı?
- He.
- Heç benim dövletime, milletime sözüm olur mu? Ben aha bu Rusların avradıni... Doksan sene önce bu kaldırımları, caddeleri yapıp gittilar, bir gün olsun bi kere Kars'a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tıkandı mı demediler, insan bi gelir de bakar buralara, heç beyle olur!”
***
DHA'dan Mustafa Oğuz'un yaptığı haberi okuyunca aklıma geldi bu fıkra ya da fıkra gibi söyleşi. İzmir'in en önemli tarihi turistik argümanlarından Agora Antik Kenti'nde altı aydır kazı çalışmaları yapılmıyormuş. Kazı çalışmalarına sponsor olan İzmir Ticaret Odası'nın ayırdığı 750 bin YTL'lik para kenarda duruyor; İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin bugüne kadar yaptığı 20 bin YTL'lik kamulaştırma yok sayılıyor, ekipler geri çekiliyor.
Gerekçe, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nun kazı çalışmalarının devam etmesi için gerekli olan yıllık izni vermemesi. İnanılır gibi değil! Aynı gerekçeyle geçen yıl çalışmalar, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un sözlü izniyle yapılabilmiş. Üstelik bugüne kadar çıkarılan eserler de, son yağmurlar nedeniyle zarar görme tehlikesiyle karşı karşıyaymış!
Karslı amca haklı: Allah devlete zeval vermesin tabii. O Ruslardan ilgi bekliyor. Peki ya biz? Agora'yı İzmir'e kazandıran dönemin Roma İmparatoru Marcus Aurelius'un bilmem kaçıncı kuşak torunlarından mı medet umalım?
Bir kez daha gördük ki, Ä°zmir merkez hükümet tarafından maddi – manevi resmen cezalandırılıyor. Ödüllendirilmesinin yolu da her fırsatta dile getiriliyor. Ä°zmir'i kaybetmeyi sindiremeyenler, kazanmak için ellerinden geleni yapıyor. Ä°lk seçimlerde ne olur bilmiyorum. Daha önce de saÄŸa oy veren Ä°zmir, bu cezalandırmalardan dersini alır da (!) çark eder mi acaba? Yoksa tersi mi olur? Aba altından gösterilen sopa bugüne kadar iÅŸe yaramış da biz mi bilmiyoruz?
Ama bu yaklaşım Ä°zmir'de iktidar olanları rehavete sokmasın sakın! UmduÄŸunu bulamayan Ä°zmirliler de cezalandırmanın ne demek olduÄŸunu çok iyi bilir. Nasılsa her koÅŸulda zarar gören biz vatandaÅŸlar oluyoruz. “Kaybedecek neyimiz var ki! Ya yerel yönetimler unutuyor bizi ya da Ankara!” diyenlerin sayısı hiç de az deÄŸil bugünlerde…