Nedir bu bankalardan çektiğimiz?
Yazar: Serap Dikmen AhmetoÄŸlu
Bankaların, paramızı bizim yerine kendisinin kullanabilmesi için hazırladığı tuzaklara ister istemez düşüyoruz, çoğu zaman. En basiti, artık maaşımızı bile iş yerlerimizdeki mutemetlerden değil, "anlaşmalı" bankalardan alıyoruz. Paramız direkt bankaya yatırıyor, biz de bankanın verdiği kartla, ATM'lerde kuyruklara giriyoruz, çekiyoruz ihtiyacımız kadarını. Hesapta kimi zaman bir miktar paramız kalıyor. 10YTL kalsa da, onun 10'u, bunun 5'i derken, bayağı büyük bir miktarda para ediyor. Bu arada birileri anlaşmalar yapıyor, kazanımlar sağlıyor ama konunun o noktasına hiç girmeyelim. Elimizdeki maaşı bağlamamız için sunulan şeker gibi krediler ise, sonunda zehirli yemeklere dönüşüyor çoğu zaman. Alınan kredinin çok fazlası giriyor bankanın kasasına.
Ben de, biraz da kimseyi kıramayan tavrım yüzünden, birkaç kredi kartına sahip oldum şimdiye kadar. Bunlardan bir, bireysel emeklilik primlerimi yatırmak dışında pek işim olmayan bir kart. Onlar ise çok ısrarlı kartı daha geniş alanlarda kullanıp, hizmetlerinden faydalanayım diye. Akşam saatlerinde, hafta sonlarında, arayıp "Müsaitseniz size bir bilgi vereceğim" diye alıyorlar sazı ellerine, "Hayır" diyemeyen yapım sayesinde de başlıyorlar anlatmaya. Yok kredi faiz oranlarını düşürmüşler, şu kadar YTL'ye bu kadar orana, kefilsiz mefilsiz kredi vermeye hazırlarmış falan. Ben istesem sanki dünyaları önüme serecek tavırlardalar ama insanları kırmama işi o kadar da uzun boylu değil, kibarca reddediyorum. Çünkü küsüm onlara.
Düzenli ödediğim kredi kartı borcunu ödemede 1 gün geciktirmiştim bir kere. Bana, bana ürün satmaya çalışırken dünyaları ayaklarımın altına serdikleri ben denize uyguladıkları 12 YTL civarındaki geç yatırma cezası -faiz dışında-, sınıf önünde tek ayak üstünde durmaktan daha ağır geldi. O zamandan beri değil artı kredi almayı, bu karttan nasıl kurtulacağım diye kara kara düşünüyorum. Zira kredi kartı hesabını kestirmek, almaktan zor. Hatırlıyorum da işyerime gelen cici bir kızcağız, formu doldurmuştu, iki hafta sonra kart elimdeydi. Şimdi kartı iptal ettirmek için beni işyerimde ziyaret ederler mi acaba?
Ä°ÅŸyerleri ziyaretlerini de aÅŸtılar zaten. Kredi kartları ÅŸimdilerde sokaklarda pazarlanıyor ya, her köşe başında. Güzel giyimli, iyi eÄŸitimli, gencecik insanlar, Kemeraltı çığırtkanları gibi çalıştırılıp, "X bankası kredi kartınız var mıydı" diye laf atıyorlar gelene geçene. Gerçekten yazık, üzülüyorum onları görünce. Günümüzde ekmek aslanın aÄŸzında ya, kimsenin de bulduÄŸu iÅŸin koÅŸullarına "hayır" diyecek hali yok ya, bankalar da –diÄŸer patronlar gibi- çok iyi kullanıyor bunu. Yoksa, hafta sonu ya da akÅŸam dinlenirken, o güzel sesli, kibar genç kız ve erkeklerin kendiliklerinden beni rahatsız etmek isteyeceklerini hiç düşünmüyorum:
"Serap Hanım, müsait misiniz. Bankamız şu kadar bireysel krediyi, şu kadar faizler, kefilsiz veriyor. İhtiyacınız var mı?"
Olsaydı, telefon etmene gerek kalmadan, kapınıza kadar gelip söylerdim ben sana, değil mi güzel kardeşim?
Yok ki onun günahı, müşteri danışmanı olmuş ya, patron da eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek istiyor bir kere, "Gözlerine sokacaksın kredimizi, edebildiğin kadar ısrar edeceksin, ben nasıl olsa bir veririm, iki alır gibi gösterir, on alırım" hesabında.
Yatırım enstrümanlarının oldukça azaldığı günümüz ekonomisinde ise maaşlarımızdan artırabildiğimiz miktarlar da ellerinde ya portakal, armut hesaplarında, dedim ya ballı hayat.
Portakal-armut hesapları demiÅŸken bir ÅŸikayetim de maaşımın yattığı bankadan. Övünüp duruyorlar internet bankacılıklarıyla. Benim de iÅŸime gelmiyor deÄŸil hani. Bir ‘tık' ile kredi kartımın borcunu ödüyorum, havale yapıyorum, baÅŸka banka kartlarımın borçlarını kapatıyorum. Her ÅŸey görünürde güzel iÅŸliyor.
Ancak son zamanlarda, internet güvenliği tehdit altında. Paralel olarak internet bankacılığı da.
Yeni güvenlik sistemleri geliştirme arayışındaki bankalar, bunun günahını da müşterilerinin sırtına yüklemeye hazırlanıyor. Örneğin benim internet şubesini kullandığım bankanın geliştirdiği yeni sistemi kullanabilmek için 20 YTL ödemem gerekiyor.
İyi de bu parayı ödemezsem param güvende olmayacak mı? Neyleyim ben güvenliği sağlanmayan internet şubesini? Kuzu kuzu havadan 20 YTL yatıracağız, elimiz mahkum.
Ya da kullanmayacağız artık bu teknolojiyi. Ne güzel hayat yahu, önce müşteriye bir imkan sun, ondan sonra güvenliği tehdit altında gerekçesiyle yeni sistem geliştir ama bunu kullanabilmek için yeni yükler bindir. Baştan öyle demiyordunuz ama.
Bunlar yine hafif olaylar.
Allah kimseyi kredi kartı borcu batağına düşürmesin. Gün geçmiyor ki bataklıkta yolunu kaybedenlerin intihar haberleri gazetelere, televizyonlara düşmesin.
Dikkat etmek lazım vesselam, hesaplı olmak lazım, bu krediyi bir de ödeme günü var, bunu düşünüp tuzaklara düşmemek lazım. Lazım olmasına lazım da, tuzakların da bu kadar kolay kurulamaması lazım.