Soyadı ile gelen kimlik bunalımı
Yazar: Serap Dikmen Ahmetoğlu
28 yıl boyunca Serap Dikmen adıyla yaşadım. Tam da o 28. yılda hayatımın erkeğini buldum ve evlendim.
Birbirimizle tanıştığımız için çok mutluyduk. Evlenmemize engel olacak bir problemimiz de yoktu. 1 Aralık 2001 tarihinde mutlu mutlu evlendik.
Evlendiğim güne kadar, kendimi "Serap Dikmen" olarak tanıtmıştım soranlara, doğal olarak. Kimliğim bu iki sözcükle bütünleşmişti. Şimdi soranlara "Serap Ahmetoğlu" mu diyecektim. Kısa sürede alışabilecek miydim bu yeni kadına.
Yani ağız alışkanlığını bir yana bırakın ama, bir günde kimliğinin yarısını yitirip, yeni bir parçayla kendini ifade etmek biraz zor gelmiyor mu size de?
"İsminiz nedir hanımefendi?"
"Serap Dikmen, pardon Serap Ahmetoğlu."
Serap Dikmen'i tanıyorum da Serap Ahmetoğlu kim çıkaramadım.
Kimlik bunalımı tek sorun değil.
Yıllar sonra bir şekilde ismimle karşılaşan bekar yıllarıma ait dostlarımın, okul arkadaşlarımın da beni tanıma ihtimali sıfırdı. Serap Ahmetoğlu onlar için yabancı bir kişi.
Bana yabancı, onlara nasıl olmasın ki?
Anlayışlı, beni benim yerime düşünen, biraz da kendisinden önce evlenmiş kız kardeşinin önceleri yaşadığı yabancılaşmayı bilen eşim, istersem kendi soyadımı da kullanabileceğimi söyledi. Hatta yeni nüfusları çıkarırken, bu kızlık soyadı nedeniyle uzayan işlemler sırasında, "Boşver, ben kızlık soyadımı kullanmayayım, olsun bitsin" dememe karşın, bu işte direten taraf o oldu.
Sonuçta şimdi nüfus kağıdımın soyadı hanesinde "Dikmen Ahmetoğlu" yazıyor.
Kayıtlı olduğum il İzmir'den Giresun'a, ilçe Gaziemir'den Görele'ye, mahalle Sakarya'dan Ünlüce'ye dönüştü ama, ne yapalım ona da aile kayıt sisteminin düzgün işlemesi gerekliliği nedeniyle katlanıyoruz.
Yıllarca annem, babam ve kardeşimle birlikte yaşadığım aile kütük sayfalarından koparılmak ise, "onların hayatından silinme" duygusu yarattı bir süre. Hadi anne ve baba adı hala nüfusumda yazıyor da, kağıt üstünde kardeşimle bir bağ yok.
Ama Allah'tan "doğum yerini" değiştirmiyorlar. Aslanlar gibi İzmir yazıyor o hanede. Yoksa İzmirli olmakla da bağım kesilecekti. İyice köklerimden kopacaktım.
Aslında eşimin soyadını almayıp sadece Dikmen ile de devam edebilirdim, ama bunu doğması olasılık dahilinde bulunan çocuklarımla farklı bir soyadı taşımayı istemediğim için yapmadım. Çocuğun karşılaşacağı sorularla da kafası karışsın istemedim.
Sanırım bir çok kadının evlenirken soyadı ve kütük değişimi ile ilgili yaşadığı duygular aşağı yukarı böyle.
Geçen hafta bir kanun tasarısı gündeme geldi. Kadınlar artık, benim gibi iki soyadını birden kullanamayacakmış. Önlerinde iki seçenek olacakmış.1) Kocasının soyadı 2)Kızlık soyadı.
Benim kullandığım seçenek tarih olacakmış, tabi eğer tasarı kabul edilirse.
Kanunlaşırsa, olacak belli değil mi?
Çocuğuyla yabancılaşmayı göze alamayan kadınlar, kendi kimlikleriyle yabancılaşıp, kocalarının soyadını seçecek.
Böylece, herkes muradına erecek.