Gürkan'ın ardından yazılanlar...
Yazar: Macit SefiloÄŸlu
Merkez solun 12 Eylül sonrasında gerçekleştirdiği mücadelelerin önemli bir ismi olan Aydın Güven Gürkan, kanserle mücadelesini ne yazık ki geçtiğimiz hafta kaybetti. Gürkan'ı gazeteci olarak değişik noktalarda izleme, sohbet etme fırsatı bulmuştum. Bilim insanı olduğu kadar siyaset arenasında da tanıyanları Gürkan'ı hayli sevdi.
Aydın Güven Gürkan'a bulunduğu siyasi partilerde özellikle de İzmir'den büyük destekler verildi. CHP içerisinde Deniz Baykal ile düştüğü uzlaşmazlık sürecinde de yine ön büyük desteği İzmir örgütünden almıştı. Gürkan'ın ölümünün ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, kendisi hakkında çok önemli ve duygulu mesajlar verdi. Aydın Güven Gürkan'ın siyasetteki duruşunun, ilkelerinin üstüne vurgu yaptı CHP lideri Deniz Baykal.
Tarihten bir not
CHP'de siyaset yaparken Gürkan'ın yol arkadaşlarının başında Ercan Karakaş ile Fikri Sağlar geliyordu. 16 Temmuz 1998'e geri gittiğimizde Gürkan'ın CHP'den istifasını ve açıklamalarını hatırlamakta yarar var. İşte size 16 Temmuz 1998'de Gürkan'ın gazetelerde yayınlanan haberinden bir bölüm:
"CHP Lideri Baykal'la yıldızı barışmayan ve parti için muhalefetin başını çeken İzmir Milletvekili Aydın Güven Gürkan, dün partisinden istifa etti. Gürkan, grupçuluğun kurumsallaştığını ve parti için mücadele yollarının tıkandığını söyledi. Gürkan, Türkiye'nin yeni bir sosyal demokrat oluşuma ihtiyacı olduğunu belirtti. İstifasını dün bir basın toplantısıyla açıklayan Gürkan, varolan partiler sistemi ve onun ürettiği particilik kültürü ve ahlakının kendisini çok rahatsız ettiğini vurguladı. Gürkan, "Üyelik ve delege düzeni başıbozukluk içindedir. Ben bilirimci bir liderlik anlayışı egemendir. Hukuk ve demokrasi dışı uygulamalar çok yaygındır" dedi. CHP'nin kendini yenileyerek, siyasal sistemin yenilenmesine öncülük edeceği umudunu artık koruyamadığını belirten Gürkan, CHP'nin kendi anlayışına da temsil şansı veren bir doğrultuyu ve çoğulculuğu oluşturabileceğini artık düşünmediğini söyledi. Gürkan, parti içi ifade ve demokratik mücadele yollarının tıkalı olduğunu belirtti.
Gürkan'ın bu istifasından belki de kısa bir süre önce bir grup siyasetçi ve gazetecinin katıldığı ve Sakız Adası'nda yapılan bir barış toplantısına gitmiştik. Çeşme'den tam yola çıktığımızda ise o dönemin il Başkanı Osman Özgüven'in Disiplin Kurulu'nda cezalandırılmasına yönelik karar çıkmıştı. Gürkan, bu kararın karşısında olmasına karşın olaya müdahale edememişti.
Gürkan'ın yaşamının son bölümündeki siyaset adımları ise biraz geçmişine ters düşer nitelikteydi. Yeni Türkiye Partisi için Hüsamettin Özkan ve İsmail Cem ile birlikte attığı adımları soldaki bazı kesimler anlamakta güçlük çekti. Daha doğrusu Aydın Hoca'yı bu duruş içinde görmek istemeyenler galiba çoğunluktaydı.
2002 Temmuz'unda Bülent Ecevit'in ağır hasta olduğu kanısını yaymaya çalışan erk kimdi acaba. Bunların içinde YTP'yi kuranlar yer alıyor muydu? Mesut Yılmaz'a da yakınlığıyla tartışılan Hüsamettin Özkan'ın bu kurgusundan iktidar bekleyenler arasında İzmir'de sol ile ilgili çokça tartışılan isimlerin de yer aldığını unutmamak gerekli.
Ä°ÅŸte bu topluluk arasında siyasetin son aÅŸamasını geçiren Aydın Güven Gürkan oldu. Belki de Gürkan, yakın arkadaÅŸlarının bu anlamda ısrarlarını kıramadı. Bilmek zor. Kim bilir, belki bir gün Gürkan'ın YTP içindeki yer alma sürecini kamuoyu ile paylaşır…