Dumanaltı Olmayan Yer Yok mu?
Yazar: Agah Agamemnon
Balçova'da güzel şeyler de oluyor, daha tam olarak değilse bile hiç olmazsa bu güzelliklere ilk adım atılıyor. Ne iyi ki, yılan hikayesine dönen Teleferik Mahallesi'ne jeotermal enerji kazandırılması projesinde nihayet ‘ilk kazma' vuruldu. İzmir Valisi Oğuz Kağan Köksal ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun katılımıyla gerçekleştirilen temel atma töreninde, yüzü en çok gülen Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya idi. Çünkü, ihale ile ilgili resmi pürüzün kaldırılmasında; kapısını aşındırdığı kent yöneticileri, en sonunda Balçova'daki bu törende bir aradaydı ve ‘döktüğü çeneler' boşa gitmedi. Balçova'da 3 bin 917 konut daha Ağustos ayı sonuna kalmaz jeotermal enerjiye kavuşacak. Teleferik Mahallesi'ndeki "tazyikli su" sorunu çözülüp, binaların üst katlarına gitmeyen şebeke suyu problemi de çözülürse; bu mahalle sakinlerinin her koşulda her sandıkta bir dönem daha "Mehmet Ali Çalkaya" reyini kullanması işten bile değil. Darısı Balçova'nın diğer mahallelerinin başına!
***
Bayram haftasıydı, torun ille de "-Dışarı çıkalım gezelim dedecim" deyince kırmak mümkün mü, çıktık. Çizgi filmi bir alışveriş merkezinin sinemasında izledikten sonra, ortamdan bunaldım. Hadi dışarıda, Balçova esnafına para kazandıralım diye, yemek yemeyi düşündüm. Ilıcalar'daki "Zeki'nin Yeri"ne gittim, içeri girmek ne mümkün, her yer sigaradan ‘dumanaltı' olmuş, torunu hemen dışarı çıkardım ve Oltu Kebapçısı'na doğru yöneldim. Ak pak bir yer ama, sigara konusunda değişen bir şey yok; yine ‘dumanaltı'ydı. Hatta Milli Görüş'ün İzmir'deki önemli isimlerinden sanıyorum İbrahim Derici, çocuklarıyla içerideydi. Ama ben, torunumla yine doğruca dışarıya çıkmayı tercih ettim. Termal buharı gibi ter döktük, sigara içilmeyen bir yer bulmak için Balçova'da.
Baktım olmuyor, "Seçkin Pide öyle yapmaz" diye geçirdim içimden, kapısını açtım, ‘dumanaltı' değildi, ancak bir kişinin ağzında sigara vardı. Ehveni şer, girdik bir şeyler yedik. Ama hızla çıktık dışarıya. Koku sinmesin diye üzerimize. Sonra hafta içinde, bazı başka lokanta ve kafeteryalara baktım, hatta Teleferik Aile Çay Bahçesi'ne; sigara ve ‘dumanaltı'lık bir kanun gibi vazgeçilmezdi bu yerler için.
Sigara içenlere birşey demiyorum. Ama bu işletmeler, sigara içilen içilmeyen bölümler olarak mekanları düzenleseler olmaz mı? Torunumla ille de, alışveriş merkezlerinin daha iyi süzülen havasını da solumak istemiyorum.Kaymakamlık ve belediyenin bu konuyla ilgili yapacağı bir şey yok herhalde. Sigaraların üzerinde neler yazıyor, bizim yemek yemeye gittiğimizde yerlerde dumandan nefes alınmıyor! Yazık.
Yahu bu Balçova'nın ‘başkan' gibi bir Esnaf Odası Başkanı yok mu, iş "oyun fazlasını alınca başkan olmaksa" diyecek bir şeyim yok. Kafa sayısı sizi başkan eder, ama o kafaların içini biraz da "müşteriye saygı, insanlara saygı" düşüncesiyle doldurmak bu kadar mı zor yahu?..
***
Bu hafta, hani zaten duraklara zor veya dolu gelen belediye otobüslerini kullanacaklar dikkat etmeli! Güzergah değişti. Balçova'dan dışarı çıkabilmek için pek çok kişi yeniden Balçova altına yürümek zorunda kalacak. İZSU da, çalışmaları nedeniyle 23 Ocak sabahı 8'den 25 Ocak 8'e kadar suları kesecek. Yani bu hafta "Balçovalı'ya su ve ulaşım yok" diyebiliriz kısaca. Başımızın çaresine bakacağız artık. 60 Yaş Kartı parası acısını kara kara düşünürken; bir de yaşlı yaşlı duraklara yürümenin derdine düş. Balçovalı olmak sabır istiyor artık.
***
Uğur Mumcu'yu yitirişimiz ardından, Türk Basını "temiz fikirli ve çıkara dayalı olmayan gazetecilik bakışını" da yitirdi. Onu, 24 Ocak'ta bir kez daha anacağız. Abdi İpekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca, yeniden içeriye alındı; yakalandığı yer ise kaderin bir cilvesiydi sanki: Uğur Mumcu Mahallesi.
Bu mahallelerin sayısı azalsın, basında zaten üç beş tane olan temiz kalemlerimizi cinayetlerde ve suikastlarda yitirmeyelim artık. Hepinize, iyi haftalar!. Aman bu hafta Türkiye donacak, iyi giyinin, iyi ısının.