Yeni sol ve beklentiler
Yazar: Macit SefiloÄŸlu
Ülkemizde bir süreden beri Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)'in yürüttüğü sola ilişkin tartışma toplantılarını izliyoruz. Bu arada Ege Bölgesi Temsilcisi Azad Fazla'nın İzmir'de sol tartışmasının yapılacağına ilişkin haberleri de okuduk. Bu haber, solun İzmir'de daha da güçlenmesini isteyen bir gazete temsilcisinin gazetesinde yayınlandı!
Azad Fazla, İzmir toplantısıyla birlikte solun yeniden bir sıçramayı İzmir'den başlatacağı görüşünde. Bunun mümkün olup olamayacağını henüz kestirmek zor.
Ancak DİSK'in İstanbul toplantısında ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Bugün "Solun içine düştüğü bunalımın nedeninin Deniz Baykal olmayacağını" belirten aydın ve sanatçıların açıklamalarını izledik.
Uzun bir süredir SHP ve CHP ekseninde bu konu çok sık tırtışılır hale geldi. Canı sıkılan "Deniz Baykal'ı sorumlu tutarak solun gelişmediğini belirtip, bir yerlere kaçtı.
CHP'de son olarak İzmir'den bazı yöneticiler aynı şeyi yaptı. Deniz Baykal'ı suçlayıp, Mustafa Sarıgül'ün yanında yer almayı ihmal etmediler. Bunu yaptıkları halde "Biz Sarıgül'e destek olmadık" diyenler de oldu.
Tüm bu davranış biçimleri yukarıda DİSK toplantısında ortaya konulan bu görüşleri aslında destekliyor.
Soldaki tıkanıklıkların tek müsebbibinin Deniz Baykal olduğunu belirtmek hayli kolaycı bir davranış olsa gerek. Bu kolaycılığı göstermek yerine "özeleştiri" mekanizmasını çalıştırmak herhalde daha doğru olacaktır.
Sol eski sol deÄŸil
Önümüzde erken veya zamanında yapılması gereken iki seçimin hazırlıklarına tüm partiler başladı. Geçen seçimde CHP'ye oy veren İzmirli seçmenin acaba ne kadarı "sol" oy olarak gösterilebilir. Bu sol oyları "hangi tür sol" içinde değerlendireceğiz.
Örneğin, bir dahaki seçimde CHP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını düşleyen şu anda sayısı 5-6 olan isimlerin hangisinin ne kadar solcu olduğunu düşünebilirsiniz.
İzmir kamuoyunda tartışmaya açılan bu isimlerin bir bölümünün bırakın solcu olmayı, solculardan sadece "amaçlarına yaradığı" süreçte yararlanmayı düşleyen isimler olduğunu bilmeyen var mı?
O zaman DİSK'in İzmir tartışmasından nasıl bir sonuç çıkar sizce.
Ben, DİSK Ege Bölgesi Temsilcisi Azad Fazla'nın düşlerinin biraz abartılı olduğunu düşünüyorum.
Size isterseniz bu toplantılarla ilgili olarak yapılan bir yorumu daha aktarayım. Belki rahatsız edici olabilir ama gerçekten çok konuluşduğu için aktarıyorum. Deniliyor ki; "DİSK'in yazı yöneticieleri CHP içinde kendilerine yer bulmak için bu toplantıları düzenliyorlar. Aslında solu kurtarmak gibi temel bir amaç yok."
Bilmiyorum bu yorum ne kadar doğru ama, 12 Eylül sonrası yaşanan gelişmelerin bir yerlere sürüklediği sol kendisini uygulamalarda ortaya koymalı. Örneğin, bir yerel yönetici, "Eski kadroları koruyorum" diyerek övünmemeli.
Neden mi?
Bunun nedeni çok açık. Koruduğunuz kadrolar yarın sizin siyasetinizle ilgili olmayan yerlerle buluşacak da ondan. Bakın AKP Hükümeti'ne. Eğer bundan ders alamıyorsanız, gidin bir süre daha parti içi eğitimden geçip bir daha aday olun.
Yoksa solun kurtulacağı filan yok. Soy seçimlerde aday listelerinin düzenlenmesinde "sol değerlerin" ne kadar korunduğu ve düşünüldüğünü tüm CHP'liler biliyor aslında. Bunun da tek sorumlusu elbet Deniz Baykal değil. Tam tersine bugün Deniz Baykal'ı suçlayanların getirdiği bir nokta aslında.
Şimdi Azad Fazla'ya soruyorum. DİSK toplantısı çok azını kaleme alabildiğim bu ortamda "solu kurtarabilir mi?"...
Bence kurtarmaz, siz de kimseyi kandırmayın...