İzmir'e halk dalgakıranı
Yazar: Agah Agamemnon
İzmir kenti, samimiyetsiz samimiliklerin, içtenliksiz içtenliklerin kurbanı olma yolunda hızla ilerliyor gördüğüm kadarıyla. Tıpkı AKP'nin Türkiye siyasi yaşamındaki yaklaşımına benzer bir şekilde "Köpeksiz köyde değneksiz gezenler" ve onların yardakçıları var. Bu gibileri her zaman var oldu, var olmaya da devam edecek.
***
Kendilerini zorda olan esnafın yanında gösteren bazı sözüm ona kamuoyu önderleri cirit atıyor; geçtiğimiz hafta yazdım, sosyete pazarlarına karşı çıkanların asıl yaklaşımını ve tepkilerinin ardında ne gibi gerçekler olabileceğini. Sanıyorum 1977 yerel seçimleriydi; Balçova'da çok ilginç bir mücadele süreci yaşandı. Yüksel Çakmur'un başkanlığını yaptığı Buca Belediyesi'nde, o zamana kadar işçi olarak bilinen ve yaşadığı Balçova'da CHP'nin gerçek bir neferi olarak mücadele veren Memiş Yıldırımcan'ın; Balçova'da başkan adaylığı gündeme gelmişti. Parti tabanının tercihi Yıldırımcan'dan yana olunca; CHP'nin adayları arasında adı geçen Saim Katırcıoğlu veto yedi. Ancak, CHP üst yönetimi işçi Memiş Yıldırımcan'ın da veto edilmesini sağlayarak; sadece Balçova'da oturduğu için dönemin sendikacısı Ali Özarkalıoğlu'nu genel merkezden "atama başkan adayı" olarak gösterdi. İşte bu noktada, Saim Katırcıoğlu "bağımsız aday" olarak seçimlere katılma kararı aldı; CHP ve Adalet Partisi'nin toplam oylarını katlayarak belediye başkanı seçildi. Balçova seçimlerinde CHP'nin aday tercihi, halkın tercihlerinin "dalgalar altında kaldığının" en güzel resmiydi. O seçimler de, şimdiki Meclis Üyelerinden Oktay Duru'nun aile büyüğü, Adalet Partili "Besmele Kemal"in de Katırcıoğlu'nu desteklediği benim gibi eskilerce hala konuşulur. Üstelik, o dönemin hızlı devrimcilerinin (Duru'nun "tıbbi yaşı geçmiş" dediği) Katırcıoğlu'nu desteklemesine rağmen!.. Meclis üyeleri arasına, Eğitim Mahallesi'ndeki arsalarının imara açılması beklentisiyle; AP'den CHP'ye katılan bir isim var ki, onu haftanın bulmacası olarak ben size sorayım. Bu kişinin bu talebi, yeniden sağa kayınca; 12 Eylül sonrası layıkıyla yerine getirildi ve Eğitim Mahallesi'ndeki o ucube görüntü, bugünlere "tüccar siyaset mirası" kaldı
***
Halktan olmayanlara, halkın isteğine set çekenlere, halkın da "dalgakıranlarla" karşı koyması gerekiyor. Malum, CHP'den önümüzdeki yerel seçimlerde Büyükşehir adayı olacağı konuşulan Ekrem Demirtaş'ın bir Dalgakıran Projesi var. 1876'da yaptırılan Dalgakıran'ın mimarı kim biliyor musunuz: Sultan Aziz? Peki Demirtaş, Sultan Aziz'in yaptığı bu Dalgakıran'ın "pejmürdeliğini" neden 24 yılını geçirip "saçlarını beyazlattığı" İTO'nun penceresinden baktığında bunca yıl göremedi? İşte burada psikolojik bir gerekçe aramalı: Şu anda bu kentin reisi kim; Aziz Kocaoğlu? "Ben Sultan Aziz'in yaptığı ve Reis Aziz Kocaoğlu'nun unuttuğu Dalgakıran'ı yaptırarak; bu kentin yeni sultanı olurum" diyor mudur, onu Demirtaş'a sormak gerek. İTO 120. yıl basın kokteyli ile Hilton'daki balo, gazetelerden yansıdığı kadarıyla, bazılarının durduğu yeri açıkça ortaya koydu. Belki, basın kokteyline Yakın Plan Yazarı olarak değil, başka bir sıfatla katıldığını öğrendiğim Aydan Tuncayengin size anlatır!.. Ancak, halkın akşam evine götürmek için ter döktüğü bir somun ekmeğin, kokteyl ikramı kanepelerin altlığı - tabağı olduğu bir akşamda; (bence kasıtlı olarak) davet edilmeyen Yakın Plan'ın Patronu Fevzi Yılmaz'ın yer almayışı, çok da iyi olmuştur.
Halkın dalga dalga estiği siyaset ortamına dönmek zor. Davranışlarında "Her şeyi paramla yaparım" dediğini okuduğumuz bazılarının; halkın partisi içinde "aday" olarak konuşulmasına, dalgakıranlarla engel olmanın vakti geldi de geçmiyor mu sizce? Halkın ve CHP'nin, "kendi dalgakıran projesini" oluşturması bir ödev olmalı. "İnadına İşçi Memiş" diyebilmek; yeni sultanlar yaratmamak adına gerekli. Öyle değil mi Selçuk Ayhan?
"İTO Meclis Başkanı Necip Kalkan'a TBMM Başkanlığı Yakışır" diyen Yeni Asır Yazarı Selamettin Bayındır'a da "Allah Selamet Versin"? Ne diyeyim. İzmir basınının "Divan katipleri"nin sayısı o kadar fazla ki?
Biraz da, Balçova'da öldürülen büfeci esnafıyla ilgilenin bre "köşe başlarının sahipleri"
Hepinize, gaspsız, dalgasız ve iyi haftalar.