Ankara Ticaret Odası geçtiğimiz günlerde AKP Hükümeti'nin üçüncü yılını hazırladıkları bir rapor ile değerlendirdi.
AB'yi giriş şarkılarının söylendiği, pembe tabloların çizildiği bir dönemde ATO adeta ülkemizin ekonomik fotoğrafını çekmiş ve gözler önüne sermiş.
İşte rapordan satırbaşları:
2002'de 130.2 milyar dolar olan dış borç, bugün 161.8 milyar dolar.
2002 sonunda 91.7 milyar dolar olan iç borç stoku, bugün 177 milyar dolar.
2002'de 3 bin 214 dolar olan kişi başına düşen borç miktarı bugün 4 bin 666 dolar.
Dış ticaret açığındaki bu artış "Cumhuriyet tarihinin rekoru" oldu. 2004 yılında toplam 97.5 milyar dolar ithalat, 63.1 milyar dolar ihracat yapıldı.
Önceki birçok krizin nedenini oluşturan dış ticaret açığında son iki yıldır çalan tehlike çanları, istikrarlı ekonomi önünde derin çatlaklar açıyor.

***
Cari açık, hükümetin 3 yıllık karnesindeki en kırık notu oluşturuyor.
2002'de 1.5 milyar dolar olan cari açık, bugün 15.7 milyar dolar.
Ekonominin en kırılgan noktasını oluşturan cari açık, AKP Hükümeti döneminde 10.4 kat artmış oldu.
Cari açığın yıl sonunda 23 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. Bu durumda yıl sonunda cari açığın milli gelire oranı yüzde 7.5 düzeyine ulaşmış olacak. Gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 4 civarında.
Türkiye'ye giren sıcak para miktarı 48 milyar dolara ulaştı.
Bu büyüklükte sıcak paranın ekonomiden ani çıkışının yol açacağı deprem, herkesin uykusunu kaçırıyor.
Bilindiği gibi 2001'de toplam 10 milyarlık sıcak paranın ani çıkışı krize yol açmıştı.
Son 3 yılda vergi mükellefi sayılarında ciddi bir azalma oldu.
Türkiye tarihinin en ağır krizinin yaşandığı 2001'de 1 milyon 768 bin 653 olan gelir vergisi mükellefi sayısı, 2005 yılı Eylül sonu itibariyle 1 milyon 699 bin 862'ye geriledi. KDV mükellefi sayısı da azalma gösterdi.
2001'de 2 milyon 870 bin 826 olan KDV mükellefi sayısı yüzde 24.4 gerileyerek 2005 Eylül sonunda 2 milyon 168 bin 925'e düştü.
2001'de 808 bin 787 olan basit usule tabii mükellef sayısı ise 2005 Eylül sonunda 797 bin 466 oldu.
Protestolu senetler ve karşılıksız çeklerdeki artışların esnaf ve tüccarın durumunu ortaya koymak açısından önemli bir gösterge...
Bu nedenle, 2002'de 498 bin 748 adet olan protestolu senetlerin sayısı 2005 yılının aynı döneminde yüzde 54 artış göstererek 634 bin 841'e ulaştı. Bu yılın ilk dokuz ayında protestolu senet tutarı ise, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 79 artış göstererek 1 katrilyon 60 trilyondan, 1.9 katrilyona çıktı.
Senetler böyle de karşılıksız çekler farklı mı?
2002'de 748 bin 493 olan karşılıksız çek sayısı, 2005'in ilk dokuz ayında 813 bin 368 olarak gerçekleşti, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 18 artış gösterdi.

***
Bankaların kullandırdıkları toplam tüketici kredileri de bu hükümet döneminde arttı. 2002'de 1 milyon 274 bin kişi, toplam 3 katrilyon 316 trilyonluk kredi kullanırken, bu rakam 2005 yılı Ocak-Eylül döneminde 24.1 katrilyonu buldu.
2002'de kullanılan kredi kartı sayısı 15.7 milyondan 2005 yılı Ağustos ayı itibariyle 28.9 milyon adete yükselirken, toplam kredi kartı borcu ise yılın ilk 9 ayında 16.6 katrilyona ulaştı. Ödenmeyen borçlar ise Eylül ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 157 artarak 1.2 katrilyon lira oldu.
2001 yılı krizinde borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 111 bin kişi iken bu rakam 204 bin kişiyi aştı. Borcunu gecikmeli ödeyenlerin sayısı ise 131 bin oldu. Bankaların kara listesinde yer alan kredi kartı mağdurlarının sayısı ise 685 bine ulaştı.

***
Ekonomide bazı göstergelerde yalancı bahar yaşanıyor olabilir. Ancak çarşı pazarda hava mevsim normallerinde seyretmiyor.
Tüccarın, esnafın kafasına protestolu senet ve karşılıksız çek yağıyor.
Sadece vergi mükellefi sayılarının azalması bile tek başına bir gösterge olarak ekonominin gidişatı hakkında fikir veriyor.
Türkiye'nin yeni bir ekonomik krize tahammülü yok. Türkiye ekonomisini ortaya koyan bu veriler adeta "kara bulut" gibi...
Hükümet ekonomideki meteorolojik verileri doğru değerlendirerek gerekli önlemleri almalı.
Bu nedenle hükümet işçinin, memurun, çiftçinin, esnafın ve emeklinin sesine kulak vermeli.
Yakında yapılacak bir seçimde Dubai şeyhleri veya Sami Oferlerin değil, bu ülkenin gerçek sahiplerinin oylarına gereksinim duyacaksınız.

OKUDUK

Gözünüzü toprak doyursun

AKP Milletvekili Burhan Kuzu, "7 milyar lira maaş yetmiyor. Kredi kartı mağduru milletvekili arkadaşlarımız var. Maaşımıza zam yapılsın" demiş.
Bir süre önce çitçiler için "gözünüzü toprak doyursun" diyen AKP'li Tarım Bakanı'nın sözü aklıma geldi.
Sayın Bakan, acaba partisine mensup milletvekili arkadaşı için de aynı sözü kullanacak mı dersiniz?

ALKIÅž

KeÅŸke diÄŸer partiler de yapsa...

İLAHİYATÇI Yaşar Nuri Öztürk'ün Genel Başkanlığı'nı yaptığı Halkın Yükselişi Partisi (HYP) güzel bir kampanya başlattı.
HYP'liler, Atatürk'ün "Söylev"i olmak üzere aralarında Turgut Özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" adlı kitabı için okuyun, okutun kampanyası başlattı.
Darısı diğer partilerin başına.

ÖZLÜ SÖZ

En büyük bilgelik kendine egemen olabilmektir...
Eirupides