Koltuğa göz koyanlar!
Yazar: Macit SefiloÄŸlu
Erken yaşta yitirdiğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın ardından kurulan düzen birçok insanı mutlu etmedi sanıyorum. Mutsuz insanların sayısı bundan sonra artar mı azalır mı bilemem ama; bugünlerdeki tartışmalar 2009 yılını neredeyse şimdiden getirmeye çalışanların tartışması gibi.
Hafta sonuna doğru Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak'ın basın toplantısını izledim. Durak, Ahmet Piriştina'nın ölümünün ardından CHP içerisinde belki de Büyükşehir koltuğuna en güçlü aday konumundaydı.
Ancak, o günlerdeki CHP İzmir yapılanmasındaki bazı kesimler Cevat Durak'ın olmasını istemediler. O dönemdeki yazılarımda da belirttiğim gibi, Durak'ı istemeyenler arasında DSP'den CHP'ye geçen ve listelerde kendisine yer bulan rahmetli Ahmet Piriştina'ya yakın isimlerde vardı. Bunlar yaklaşık 12-13 meclis üyesi birlikte hareket ettiler.
Bu meclis üyeleri dönemin İl Başkanı Alaattin Yüksel'in yanında yeralıp, Aziz Kocaoğlu alternatifi için çaba gösterdiler. Bunun dışında da alınan desteklerle Kocaoğlu Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP'nin tek ismi olarak belirlendi ve seçildi.
Mine Hanım'ın isyanı
Geçtiğimiz günlerde meslektaşım Münir Koçarslan'ın Milliyet Ege ekindeki söyleşisi hayli tartışmalara neden oldu. Bunun içinde bizi de bağlayan açıklamalar vardı. Mine Piriştina, zamanında Ahmet Piriştina'nın peşinden koşan gazeteciler olduğunu belirtti. Bu durum, geçmişte Büyükşehir Belediyesi ile gazetecilerin ilişkisi konularında yapılan tartışmaların ikrarı gibiydi.
Ahmet Piriştina, aslında gazetecilerle Sanayi Odası Meclis üyeliği sürecinden başlayarak milletvekilliği ve diğer görevlerinde çok iyi iletişim kurmayı başaran bir politikacıydı. Kısacası Piriştina'nın kişisel sempatisi, gazetecilerle iletişim kurma konusunda onu farklı kılıyordu. Fakat Büyükşehir Belediyesi'nin başkanı olmasının getirdiği erkle, bu ilişkilerin bazılarında "gelişmeler" oldu. Bu gelişmeleri çok ay sayıda basın organı yazabildiği için de toplum bu konularda fazlaca bilgi sahibi olamadı.
Dolayısıyla aslında basında çalışanlar Mine Piriştina'nın kastettiği isimleri çok iyi biliyor. Asıl bilmeyen geniş halk kesimi.
Şimdi o isimlerin bir bölümü Aziz Kocaoğlu ile yakın durabilmek için CHP'ye bile katlanıyor. Oysa Ahmet Piriştina ile iletişim kurarken, bu gazeteciler CHP'ye "vebalı" muamelesi yapmaktan kaçınmıyorlardı. Şimdi ise "Aslan sosyal demokrat" kesildiler. Ama ilginç olanı ise bu isimler Aziz Kocaoğlu ile istediklerine yakın bir temas kurmayı da başardılar. Belki çok azı başaramadı ama bir şekilde Ahmet Piriştina döneminden de çok farklı bir tablo yok. İşte Mine Piriştina'yı kızdıran da bu sanıyorum. Çünkü, zamanında Ahmet Piriştina ile mesafeli iletişim kuran gazeteciler belki de onun hatırasına daha fazla saygı duyuyor.
Ama diğerleri için "Kral öldü, yaşasın yeni kral" mantığı işlemeye devam ediyor.
Bu tablodan aslında Aziz Kocaoğlu'nun da çıkaracağı çok ders var. Belki de bu açıklamalar Kocaoğlu'nun ufkunu açmakta işe yarar.
Durak'ı hedefe alanlar
Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak, Konak'ta kurulması engellenen tekstil pazarını Karşıyaka'da hayata geçirmeye karar verince, İzmir Ticaret Odası Başkanı Esrem Demirtaş, Esnaf Birliği Başkanı M. Ali Susam ve Kemeraltı Derneği Başkanı Necati Ortabaş'ın düdüklü protesto eylemlerine maruz kaldı.
Durak'a yönelik açıklamaların içerikleri ise hayli sert noktalara ulaştı. Bunun üzerine Durak çok geniş kapsamlı açıklamasını belediye meclis üyeleriyle birlikte yaptı.
Bu toplantının kısa bir özetini yapmak gerekirse, Durak, oda başkanlarına "Siz işinizi layıkıyla yapın, ben işimi yapıyorum", "Hukuksal bir sakınca varsa yargıya gidin", "Karşıyaka Esnafı bu eylemlerinize destek vermiyor" mesajlarını verdi. Durak'ın ön önemli iki açıklamasından birisi ise bunu yaptıranların siyasal amaçları olduğu açıklamasıydı. Bunu araştırdığımızda İTO Başkanı Ekrem demirtaş ile İESOB Başkanı M. Ali Susam'ın önümüzdeki dönemde Büyükşehir belediye Başkan adayı olacağı mesajını verdiği ortaya çıkıyordu. Bu nedenle de haksız olsalar bile bu konunun arkasına geçerek Durak'ı hedef aldıkları toplantının bitiminde konuşuldu.
Bir başka önemli açıklama ise ağzında düdük olan bir esnaf derneği yöneticisi ve CHP'linin Karşıyaka'da düdükle protesto ettiği pazarda eniştesinin standında mal satacağı yönündeki ilginç girişimdi.
Tüm bunlardan sonra bazı önemli hatırlatmaları yapmakta yarar var. Birincisi Büyükşehir Belediyesi koltuğunda halen 2009 yılı Mart ayına kadar oturması kesin olan Aziz Kocaoğlu var. İkinci nokta CHP'den aday olmayı düşleyenlere belirtmek gerekirse Kocaoğlu yeniden bu partinin adayı olmak istiyor.
3 sene içinde Türkiye'de oluşabilecek siyasi gelişmeleri görmeden erken davrananlar hüsrana uğrayabilir.
Son olarak ise şunu yazmakta yarar var. Aday olmayı düşünenler şimdiden bir siyasi partiye girmeli. Son turdaki yakınlaşmalar işe yaramayabilir?