Çocuklar ve sarsıntılar
Yazar: Şirin Yörük
Deprem demeye dilim varmıyor. O yüzden "sarsıntı" diyerek biraz daha "light" olarak anmak geliyor içimden. Ne demişler "Kırk kere söylersen olur" diye. Deprem 6 şiddetinin üzerindekiler olsun, o da bize uğramasın inşallah!
Sabah sabah gözümüzü sarsıntıyla açtık yine. Evet bu sefer çocuklar da yataklarından fırladı. 7 yaşındaki oğlum ve 5 yaşındaki kızım ikisi birden uyandı. Ve "deprem oluyor" diyerek bir anda paniğe kapıldılar. Eşim oğlumun yanına, ben kızımın yanına gittik. Kucağıma aldığımda "Anne çok korkuyorum" diyerek bana sarıldı. Ben, "Korkma bak ben yanındayım" diye sakinleştirmeye çalıştım. Deprem anında sığınılacak yer olarak belirlediğimiz, mutfakta bulaşık makinası ile buzdolabının yanındaki "hayat üçgeni" olabilecek alanda biraz bekledik. O zaman daha iyi gözleyebildim çocukların bu bilinmez doğa olayı karşısında nasıl etkilendiğini.
Çocuklar depremden çok etkileniyorlar evet doğru ama, onları korkutmadan olayı izah edince çok da anlayışlı davranıyorlar. O yüzden çocukları bilinçlendirmek şart. Ebeveynlerinin korktuğunu gören çocukların onları taklit edeceğini unutmamak lazım. Çocuklarla birlikte deprem tatbikatı yapmak, onlara oldukça eğlenceli gelebiliyor. Ayrıca okullarda öğretmenlerin bu konuyu işlemesi de çok etkili oluyor. Anaokuluna giden kızım, "deprem pozisyonu al" deyince, öğretmeninin gösterdiği şekilde yerde yan yatıp, cenin pozisyonunu çok iyi uyguluyor. Hatta bu hareketi ağabeyine de öğretmeye çalışıyor.
Çocukları bilinçlendirmek için okullarda bir gün, bir dersi deprem konusuna ayırmak çok yararlı olacak. Özellikle deprem kuşağında yer alan iller için Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir uygulama yapsa, konuyu gündemde tutmak ve sık sık tatbikat yaptırmak ne kadar faydalı olabilir diye düşünüyorum. Tabii biz düşünmekle kalıyoruz, bunu uygulamaya geçirecek olan merciler uyuyor. İki haftadır sürekli sallanıyoruz, hiçbir okulda duymadım ki deprem tatbikatı yapılmış olsun. En azından okul idarecileri biraz daha duyarlı olup, bu tatbikat olayının üzerinde dursalar, okulların dayanıklılığı malum.
Bu arada sarsıntıların şiddetini öğrenmek için girdiğimde Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi’nin sitesinde çocuklara yönelik yayınlar olduğunu da öğrendim. Basit anlatımlarla ve hikayeleştirerek depremlerin nasıl meydana geldiğini izah ediyorlar. Çocukların merakını tatmin etmek için iyi bir yol aslında. "Deprem Dede" olarak tanınan Ahmet Mete Işıkara’nın çocuklarla sohbet havasında sarsıntıların nedenini, deneylerle pekiştirerek anlattığı "Afacan Dünya-Deprem ile Birlikte Yaşamak" kitabı, çizgilerle ve resimlerle olayı çok güzel izah ediyor. Yine Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün yayınlarından "Deprem’e Barış ile Hazırlanıyoruz " kitabında da Barış Manço motifinden çok güzel yararlanılmış. Bu kitaplardan birini en kısa zamanda edinip, çocuklara bilimsel bir şekilde depremi anlatmak ilk işim olsun.
Depremden kaçış olmadığına göre, onunla yaşamaya alışmalıyız. Elbette ki önlemlerimizi almayı ihmal etmeden.
Herkesin Ramazan Bayramı kutlu olsun...